Rüyamızda gördüğümüz ve yabancı sandığımız insanları hatırlamasak bile aslında hayatımızda en azından bir kez karşılaşmışızdır. Gerçekte Pek de yabancı olmayan insanlardır.
zaman zaman korkutmakta olan insanlardır. hayatın boyunca hiç görmediğin insanları rüyanda görürsün. bazen o kadar detaylı aklında kalır ki uyanınca ulen dersin nerede gördüm ben bu adamı/kadını ? diye. aradan zaman geçer hiç olmayacak bir yerde belki evinden / semtinden yüzlerce - binlerce kilometre uzakta bir adam/kadın görürsün ve çok tanıdık gelir. sonradan sonradan jeton düşer ki sen bu insanı evvelden rüyanda görmüşsündür. nasıl oluyor bilmiyorum ama oluyor işte bir şekilde.
bilimsel olarak daha önce görmediğiniz bir insanı rüyanızda göremiyormuşsunuz. tabi bu görmek ayrıntılı incelemek değil sokakta yürürken yanınızdan geçiyor, hiç farketmeseniz de beyniniz onu bilinçaltınıza kaydediyor ve o gün yine farkında olmadan düşündüğünüz, taktığınız, dert ettiğiniz veya sevindiğiniz bir olay, sembolik bir şekilde rüyanıza giriyor.
aslında hayatınız boyunca mutlaka bir defa görmüş olduğunuz insanlardır. müsterih olunuz, olayı ikinci sınıf korku filmine döndürmenize gerek yok. açıklaması çok basit.
beyniniz (tabi varsa) iki bölümden oluşur. fiziki olarak düşünmeyin, algısal yapı olarak konumlandırın. bilinçaltı ve bilinçüstünüz. bu iki kavramı en iyi somutlaştıran anoloji buzdağı görselidir.
n
————— ufuk çizgisi
vvvvv
vvvv
vv
v
yukarıda gördüğünüz gibi n bilinçüstünüzü yani farkında olarak anlamlandırdığınız her şeyi tanımlıyor. ufuk çizgisini ise deniz olarak düşünebilirsiniz. ufuk çizgisinin altında ise buzdağının asıl büyük kısmı bulunuyor. oradaki v ler ise bilinaltınızın bilinçüstünüze oranla ne kadar daha büyük olduğunun bir göstergesi. farkında olmadan, beyninizin size çaktırmadan depoladığı tüm olaylar, görseller, yaşantılar orada bulunuyor.
siz farketmeseniz de gün içinde binlerce insan suratı görüyorsunuz. beyniniz bu suratların sahipleri ile etkileşim içine girmeyeceği için ‘kısa süreli belleğinizde’ iki saniye kadar bu görüntüleri tutuyor ve siliyor.
işte olay burada başlıyor, aslında silmiyor. anısal bellekte biriktirmeye başlıyor fakat o kadar önemsiz ve fazla sayıda ki siz bunları düşünmeye başladığınızda sizin için o görüntüleri geri getirmeye çalışıyor. bozuyor, birbirine karıştırıyor ve bu eylemler insan beyni uykuda iken bilinçaltı işbirliği ile rüyalarınızda anlamsız şekilde yer buluyor.
insanın rüya görme serüveni aşağı yukarı zaten budur. bir beyin hatası, çok fazla çalıştığı için yorulan bir işçinin anlamsız sakarlıkları, kazaları gibi düşünün.
rüyaların tersi de çıkmaz, rüyalar gerçek de değildir, hiçbir olayı da önceden haber vermez. beyin saçma bir senaryo yaratır, günün yorgunluğunu attığı sırada birkaç temizleme yapar, siz de bunu saçma bir senaryo ile hatırlamaya çalışırsınız.
daha önce gördüğümüz insanlar olması şart değildir. arkadaş ben doğma büyüme istanbulluyum. 1.5 sene kadar evvel mersine iş için gittiğimiz zaman gördüm mesela bir tanesini. arada 1000 km mesafe var o adam daha evvel istanbula gelmemiş ben daha evvel mersine gitmemişim. televizyona falan çıkmış birisi de değil ki orada görmüş aklımda kalmış olsun.
olayı kafamda biraz normalleştirince gidip sohbet ettim adamla mesela. sordum "emmi nerelere gittin ne yaparsın" diye rüya mevzusunu hiç açmadan tabi. adamın tüm hayatı köyünde geçmiş daha evvel nerede ve nasıl görmüş olabilirim ki lan * bu tarzda şeyleri yaşayan başka arkadaşlar/tanıdık insanlarda oldu. ekstrem bir şey ama doğa üstü bir olay değil. olabiliyor yani. insanın bilinç altının belkide daha yüzde 1 i bile çözülememiş. belki zihnimiz bize oyun oynuyor gördüğün kişiye benzetiyor veya öyle hissetmeni sağlıyor bilinmez.
