Başımın belası. malum bizim nesil ikinci dünya savaşı filmlerini izleyerek büyüdü. en azından ben, psikopat olduğuma karar vermeme ramak kala bıraktım toplama kampı filmlerini. içimi çeke çeke izler, gecesinde de kendimi toplama kampının en acıklı ortamında buluverirdim. merak ettiğim herşeyin o gün olmasa bile, birkaç gün içinde rüyalarıma sızması bilinçaltımın beni ne kadar sevdiğini gösteriyor olması gerekir aslında. bir insan nasıl başkasının canına kıyar ki? yanlıslıklaymış onu anladım, rüya yardımıyla elbette. o anı tarif edilebilir kılmayı çok isterdim ama duygu işte, öfke de değil, olup bitiyor saliseler içinde. sonrası offf o kısmı ise pişmanlık mı? hayır o duygunun yanında pişmanlık kelimesinin içi boşalıyor dımdızlak kalıveriyor. yolda kıvranırken görsem bir tekme de ben vururum dediğim birini öldürdüm rüyamda. yapamazmışım onu da anladım. başımın belası.
Sadece özür dileyebiliyorum
Çünkü sana bunu yaşatmak istemezdim ama
Ben artık kimseye bağlı bir insan değilim
Bir yakınlık yetiyor birilerine sığınmak için
Ne kadar isterdim, sendeki huzur olmayı
Sana güven vermeyi
Yenik düştüm bu yaşam savaşında
Sana ne söylesem bilemiyorum,
Ben böle bir insan değilim,
içimin nasıl acıdığını anlatamam ve bilirim ki
inanmazsın.
Buralara geldiğim günün sabahında sığındığım
Limanımı kaybettiğimi öğrenerek başladım,
Yaşadığım yerden binlerce mil uzaklıkta
Tek başıma yeni bir hayata başlamak zorundaydım
Ve en zoru da yeni yitirişlerle beraber,
Her geçen saniyeye lanet ettiysem de,
O günden şuana kadar ruh gibi yaşıyor olsam da
Ben bu halimle, burada kendi ayaklarımın üstünde durmak zorundaydım
Ben o günden sonra hiç düşünmedim biliyor musun?
Beynimle kalbimle her türlü irtibatımı kopardım
Ve bir saniye bile dalmadı gözlerim hiç bir boşluğa
Ve derken sen çıka geldin
Senin canını acıtmak isteyeceğim son şeydi
Ama hayır demem de seni üzecekti
Ve bir "rüya" dedik adına
Ama kabus olsun istemedim
Ben benden çoktan gitmişken, sen benden beni istedin
Bulamadım ki kendimi bulamam ki
Hayallerim dedim vazgeçemem kimse için dedim
Her şeyi söyledim
Ben seninle beraber değildim
Sadık kalmam gerektiğini bile aklıma getirmedim
Büyük bir duygusal boşluk şuan içinde bulunduğum
Ve sağlam kızı oynamaya mahkumum
Ya ne dersen de beni kötü bilme, sadece
Sana hayır diyemediğim için kötü kişi olmak istemiyorum
Kimseyi üzmek istemememden dolayı hep bu duruma düşüyorum
Bende sevmek özlemek değer vermek kavramları tükendi artık
Hele de bağlanmak, böle yaşıyorum işte
Başıboş ama bir o kadar yanlış yapmaktan korkarak
Şuan diyorum ki keşke dert ortağım olsaydın
Dert kattığım üzdüğüm kişi olmasaydın
Ama işte hiç konuşamadık seninle
Daha fazla uzatıp seni sıkmayayım
Ama ne olur azıcık değer verdiysen ön yargısız yaklaş bana
Çok zor günler yaşıyorum yüzüm hep gülüyor ama içim çok farklı
Ara ara gözümden kendiliğinden yaş iniyor biliyor musun?
Ne durdurabiliyorum ne de sebebini anlayabiliyorum?
Ben hiç iyi değilim gerçekten
Bunları bir bahane olarak görme olur mu?
Çok samimiyim ne olur inan bana
Aslında daha anlatmak istediğim çok şey var
Ama bunları okuduktan sonra çok kısada olsa bir şey yaz bana
Lütfen azıcık hatırım varsa...
"rüyaya yanıt"
Anlatmak istediğin ve dinlemediğim hiçbir şey olmadı
Ben neden seni bir rüyaya daldırmak istedim sanıyorsun.
Sahte mutlulukların içinde
Yüzü gülüp gözleri ağlayan birini güldürmekti derdim..
Bendeki burdaki yalnızlığı
Sendeki ordaki yalnızlıkla birleştirmekti
Senin üzülmeni görmek istemedim.
istemezdim, sırf bu yüzden bu kadar çabaladım
Ama sen biz rüyadayken rüyanda başkalarını gördün
Bir gün gerçeğe döneceğin belliydi
Gerçeğinde bir sevgili olarak bana yer olmadığı da...
Ben buna rağmen inatla her gün yazdım sana
Aşkım dedim, hayatım dedim, canım dedim..
Hissettiklerimi söylemekten korkmam,
Hiç de pişman değilim olmayacağımda
O zaman öyle hissederken öyle dedim
Belki bir gün yine…
Sen önce beni hissetmekten korktun
Bu kadar uzakta bu kadar büyük aşkı yaşamaktan
Bana gelmelerin zamanını saymaktan
Ya da bana sarılmaların.
Neyse işte sen bana sahip olmaktan korktun
Ya da öyle olacağından
Öyle nasıl diye sorma bana
Aklından neler geçirdin bilemiyorum
Bana bakan gözlerindeki parıltı son gününde
Sönmüştü gördüm, üzüldüm
Hissetmiştim kötü bir şeyler olduğunu
Ama bize kötülüğü senin yaptığını tahmin edemedim
Halbuki ben neler düşünmüştüm bizim için
Hissetmiştim sen daha bir yerlere gidiyorum derken
Kötü bir şeyler olacaktı biliyordum
Biliyordum seni kaybedeceğimi, hem de kazanmamışken
Sen de haklısın bir rüyadaydık
En azından senin için bir rüyaydı
Uyandığında hatırlamak zorunda olmayacağın
Ben demiştim hatırlamak zorunda değilsin diye
Ama böyle uyanacağını düşünmemiştim
Rüyandan uyanırken
Beni kabusa sürükleyeceğini düşünmemiştim
itiraf edeyim ilk defa seni gördüm rüyamda
Hiçbir şey konuşmadık, sadece bakıştık
Hatta ben baktım, sen bakamadın
Umarım tekrar uyanınca...
Öyle işte...
Ezginin Günlüğü'nün insanın içini donduran en duygusal sarkılarından biridir.
YÜZÜNÜ GÖRMEM.
YERiNi SORMAM.
ELiNi TUTMAM OY OY..
SENi HiC UNUTMAM.
TENiNE DEGMEM
SESiNi DUYMAM
ADINI KOYMAM OY OY..
SANA HiC DOYMAM...!!!
islami olarak 3 cesidi vardir.
1) seytan ve cinlerin seninle alay etmek icin sana gosterttikleri ruya. abdestsiz ve/veya gusulsuz yataga girdiginizin alametlerindendir. pek ciddiye alinmamalidirlar. cevrenizdekilere, ese dosta anlatilmamasi gerekilir.
2) allahu teala'nin size bir uyari olarak veye yaptiginiz iyi amellere karsilik olarak gosterttigi ruyalardir. ciddiye alinmalidir; or: yuksek bir yerden asagi dogru dusuyorsaniz, ibadetlerinize vs. onem vermeniz gerekir.
3) gun icinde bizi etkileyen veya cok dusundugumuz kafa yordugumuz seyler ruyalarimiza girer, bu durumda yapilacak olan pencereleri kapatip, donumuzu yukari cekerek uyumaktir.
ünlü (bkz verince unlu oluyor malesef) grubunun en güzel şarkılarından biri. hatırlamayanlar için banyoda sakalını kesen travesti demek yeterli olur sanırım.
herkese anlatilmamasi gereken, bazen kadere bile yon verebilen, kendinizden saklasaniz da bilincaltinizin inkar edemeyecegi seyleri size hatirlatan mantiksiz bir film seridi.
sevdiğiniz, herkesin, her şeyin önünde tuttuğunuz insan, en hassas noktanızdan vurur. acıtmanın, incitmenin ötesinde öldürür tüm temiz hislerinizi. dünyaya küser, yaşama sırtınızı dönersiniz. hayat bu ya, mucizelerle dolu. winamp'tan bir şarkı yükselir. o şarkı ki yeniden umut olur, dirayet verir o karanlık yüreğe:
hadi yüreğim ha gayret
hele sıkı dur, hele sabret..
başını eğme, dik tut!
bu bir rüyaydı farzet...
--spoiler--
su samuru gibi bir kadın, yanıbaşında çıplak sigara içen adama bakıyor gözünü kırpmadan. okşuyor adamı. göğsünü, saçlarını okşuyor. bazen göz göze geliyorlar. seni çok seviyorum diyor kadın. gemiler diyor adam, buradan ne kadar küçük görünüyor. öyle değil mi diyor kadın. ağzını adamın boynuna bastırıyor. içine çekiyor kokusunu. gözlerini yumuyor. odanın penceresi yok.
--spoiler--
ezginin günlüğü'nün kalbimize yumuşacık dokunan güzel şarkılarından bir tanesidir... adının güzelliğini taşır şarkı. eğer hala içinizde kalan yaşanmışlıklarınız ya da yaşanmamışlıklarınız varsa ilaç gibi gelir bu şarkı ruhunuza...
''yüzünü görmem, yerini sormam
elini tutmam, seni hiç unutmam
tenine değmem, sesini duymam
adını koymam, sana hiç doymam.''
yarı uyur yarı uyanık haldeyken uyunulan ortamın seslerinden etkilenebilen hayallerdir. test edilmiştir, onaylanmıştır. şöyle ki;
rüya; anne baba ve çocuk**gezmektedir. karşıdan karşıya geçtikten sonra çocuk annenin yanlarında olmadığını farkeder ve yola doğru bakar. annesine araba çarptığını ve yerde yattığını görüp çığlık atar, o çığlık atarken anne yavaş yavaş ayaklanır, hafif sıyrıklarla atlatmıştır kazayı. ve uyanır çocuğumuz.
uyanılan mekan; gece karşısında sızıldığı için açık kalmış bir televizyon, televizyonda sabah haberleri ve haberlerde trafik kazası.
etkileşim; spiker trafik kazası haberini verir ve bu sırada rüyasında annesine arabayı çarptırır çocuk trafik kazası der demez akla gelen ölüm olgusuyla. spiker devam eder habere; şanslı yolcular kazayı ufak sıyrıklarla atlattılar. çocuğumuz da annesini ayaklandırır hemen ufak sıyrıklarla. *
bilincaltinin disavurumu dense de bazen cok cok garip seyler ortaya cikarir.
ruyanizda bir arkadas grubunuzla uzun sureden beri planladiginiz bir isi yapmak uzeresinizdir (ki bu is gercek hayatta da yapilmak uzere olan bir istir). yaniniza arada bir konustugunuz ama hayatinizda hic yuz yuze gormediginiz, sadece bir goruntuden simasini bildiginiz kisi gelir. ama sizle hic konusmaz ve kisa bir sure sonra da ceker gider.
sonra sabah olur siz bu ruyayi o kisiye anlatirsiniz mesajla ve gelen cevap ilginctir. o kisi de sizin yaptiginiz isin aynisini yapmak uzeredir. telepati mi? abdala malum olmasi mi? ben karar veremedim.
bazıları insanı bütün gün etkisi altında bırakır.rüyalar hayatın ne tamamen dışında ne de tamamen içindedir. rüya gerçek değildir lakin gerçek hayatımızdan beslenir, ruh halimizi etkiler. aslında başlı başına bir mucizedir rüya.
yiğit özgür bu hafta öyle bir çizmiştir ki hüngür hüngür ağlatmıştır. Küçük prens i akla getirmiştir. Çizgi bantta tüm bir petit prens tadı yakalatmıştır ki petit prince'in ancak en az 1000 sayfa olması gerekmektedir o metinlerin çözümlemesinin, bir profil üzerinden sistem eleştirisinin anlaşılır olması için. yakmıştır yıkmıştır, dünya edebiyatına girmelidir o çizgi bant, girmelidir. Çocuk olduğundan hemen inandı.. Darmadağın ettin be yiğit özgür, derbeder ettin..
1. Enes b. Malik (r.a.)'den: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Salih bir kimsenin gördüğü sadık (doğru) ve sevindirici rüya Nübüvvetin kırk altıda biridir."
2. Ebû Hüreyre (r.a.)'den: Resûlullah (s.a.v.)buyurdu:" Benden sonra Nübüvvet kalmayacak, ancak sadık (doğru) rüyalar kalacak."buyururdu.
3. Atâ b. Yesar'dan: Resûlullah (s.a.v.): "Benden sonra Nübüvvetten, müjdeleyicilerden başka bir şey kalmayacak."
" (müjdeleyiciler) Salih kimsenin gördüğü, yahut da başkasının onun için gördüğü sadık (doğru) rüyalardır. O rüyalar, nübüvvetin kırkaltıda biridir.» buyurdu."