rüyalar destan kahramanlarının hareket tarzlarının tayinine ve gelecekteki olaylardan
haberdar olmalarına yaraması bakımından destanlarda önemli bir yer tutar.
türk destanlarında ilk rüya motifine alp er tunga'ya bağlanan oğuz destanında uluğ
türk tarafından görülen rüyada rastlanmaktadır.
bu rüyada uluğ türk, bir gün rüyada bir altın yay ve üç gümüş ok görür. oklar kuzeye
doğru, yay da gün doğusundan gün batısına doğru uzanmış olarak belirir. bu rüyasını oğuz
kağan'a anlatır. rüya oğuz boylarının geleceği ve teşkilatlanması hakkında bir ön haber
niteliğindedir.
rüya motifine dede korkut, manas destanı ve battal gazi destanı'nda da
rastlanmaktadır.
dede korkuttaki salur kazanın rüyasında evinin üzerine yıldırım düştüğünü,
kurtların evine saldırdığını gördüğünü anlatması üzerine salur kazanın avdan dönünce
obasının yağma edildiğini görmesi rüya motifinin önemli örneklerindendir.
manas destanında kırgızlara düşman han kızı akılay, rüyasında bir sele kapıldığını, o
sırada altın yapraklı bir çınara sarıldığını babasına anlatır. kısa bir süre sonra şoruh han
manasa yenilir ve kızı akılay da esir kızlarla birlikte manasa hediye edilir ve manasın
karısı olur.
battal gazinin karısı gülendam, battal gaziyi rüyasında görür ve müslüman olur.
kısa bir süre sonra da battal gazi ile evlenir.
türk destanlarında rüya motifi iki ayrı özellikte işlenir:
l. oğuz ve uygur destanlarında görüldüğü gibi, destanın bütününü etkileyecek ve
destan kahramanının hareket alanını çizecek bir anlayışı sergiler.
2. bir mücadele üzerine kurulan destanda, kazanılacak başarıları ya da yaşanacak
felaketlerin vaktinden önce hissetmesini sağlar.
her iki şekilde de bir bakıma toplumun geleceği sergilenir ve kadercilik anlayışı
işlenir.