çok fazla kitap yığılmıştı dünyaya, çok fazla yazı, kağıtta kayıtlı haddinden fazla söz - nefes almak güçleşmişti. bu yığına çok katkıda bulunmuş yazıcıdan çıktı o ışıltılı ve nefes açıcı beyin salgısı, bizzat üstlendi silicilik işini; "yeni edebiyat" bu olacaktı, sanatçının kimliği, yok etmeyi seçtiğiyle oluşmalıydı bundan böyle. söz konusu yazıcının kendi yapıtına öncelik tanıması kaçınılmazdı, ahlakı sağlamdı, ancak bunun akabinde "öteki" yapıt yığınını yok etmeye başlayabileceğini bilmezden gelmezdi. yetecek ölçüde gittiğinde şunu da anladı: yetmeyecekti yapılmışı silmek, zamanı yetse bile. "temel taşı" dizgesi ayakta kaldıkça yeni yapıt yapımı kaçınılmazdı, dünyada onca yapı ustası, onca kalfa-çömez bekleşmekteyken. öyleyse kaçmayalım, dedi sabahın sesiyle uyandığında: alfabeden eksiltme vakti, tek ses ya da im kalmayana dek, uzun yol. işe kendi adından başladı, yalnızca kısaltılmışını kullandı o günden öteye. yanına belli sayıda iyi adam lazımdı, savaş kanlı geçecekti, neyse ki alfabesi doğuştan yek ses eksik cenkçi sayısı büyüktü ülkede (nedense o ülkenin diline özgüydü bu sesi sesleyememe kabahati). ilk hedef de o ses oldu zaten.
- yuvarlak içine alınıp (ahanda böyle ®) markaların sağ üst köşesine kondurulduğunda "hooop du bakalım! bu ismin patenti alındı anam siz gidin kendinizi taklit edin" anlamında kullanılan harf **.