beni bu işe sokmak isteyen arkadaşıma ret cevabı verince aramızı açmış, yüz yılın en büyük(!) icadıdır. arkadaşlık duygularının sömürülüp kullanıldığı, dostlukların arasına parayı sokan, sözde eğitimlerde hayaller falan deyip herkesi tek tek paradan başka bir şey düşünmeyen bireylere dönüştüren sistemdir. bu para gözlülüğün ne denli büyük olduğunu, sistem için internetteki tüm olumsuz yazıların altına yazılan ve eleştirenlere dolaylı olarak "siz salaksınız biz zekiyiz" mesajı veren yazılarla görebilirsiniz. böyle sağlam(!) bir işi savunurken nedense eleştiriye hiç tahammülleri yok. bu konuda örgütlüler hemen onlarcası ardarda cevapları yapıştırarak forumları doldurup karasız kişileri kendilerine çekmeye çalışıyorlar.
bir anlık bu işin geleceğin parlayan yıldızı olduğunu, dünyadaki dengelerin değiştiğini, eski ticaret çarklarının artık paslandığını, bu işe vakit ayırınca hayallerimizdeki şeyleri yapabileceğimizi, maliyenin bu işin tüketici kanunu'nun 9/a maddesi'ne aykırı olduğunu ilan etmediğini, bir sabah kalkınca polisin evden bozma ofislere baskın yapmayacağını, bu işin en başındaki vijay eswaran adlı kişinin interpol tarafından kırmızı bültenle aranmadığını, bu işe bok atanların geri kafalı paslanmış salak kişiler olduğunu düşünelim.
bu sisteme göre ben birilerine bir şeyler satıyorum , onlar birilerine satıyorlar, o birileri başka birilerine satıyorlar. peki o zaman üretimi kim yapıyor be arkadaş? söylendiği gibi bu işe geleceğin işi ise, bir gün herkes bunu yapacaksa o kıçı kırık diski ya da kolyeyi kim üretecek? pazarlama yapılacak insan kalmayıp iş tıkanınca bu işin sonu ne olacak kardeşim? satılan şeyler zaten abidik gubidik şeyler. yok üç yıl sonra değerini katlayacak antikaymış, yok mucize diskmiş yok tatilmiş. ha yılardır amway, avon gibi firmalar benzer şeyler yapıyorlar ancak ortada sürekli satılabilecek kaliteli ürünler üreten firmalar var. bu ürünler çok iyi olsalar bile bir insan hayatında kaç tane mucize disk yada kolye alacak? bu ülkede yiyeceğini zor kazanan milyonlarcası varken kaç kişi ispanya'da tatile para akıtabilecek?
ey türk gençliği zaman geçer, dünya değişir ancak değişmeyecek tek bir gerçek var ki sonunda her zaman üreten insanlar kazanır. bugün dünyayı yöneten ülkelere bir bakın hepsi üretici olan ülkelerdir. ileride köşeyi dönmek istiyorsanız ilgili olduğunuz konuda kitaplar okuyun, araştırın, beyin hücrelerinizi kullanın, alanınızda en iyisi olmaya çalışın işte o zaman o bahçesinde köpeğinizle oynayan sarışın-mavi gözlü manken gibi eşinizin sizi beklediği dublex evinize son model aracınızla gidersiniz. bu ve bunun gibi işler kısa vadede sizi kurtarıyor gibi gözükse de bundan on, yirmi, otuz yıl sonra ne yapacağınızı düşünün. bu ülke yıllardır üretmeyerek yerinde saydı, bu gerçeği görüp refaha ulaşmanın daha kestirme yolları olduğuna inanmayın. üretin ki hem sizler hem ülke kalkınsın.
açıkçası yıllarca mühendislik, tıp, hukuk vs. fakültelerinde kıçını yırtanlar salak, arkadaşlarını pazarlamacı yapmaya çalışanlar değişen dünyanın dengelerine ayak uyduran süper girişimcilerse ben salak olmayı tercih ederim.
not: şimdi "sen o işte değilsin ne anlarsın", "bilmeyenler bok atıyor önce bir bu işe gir sonra eleştir" diyeceklere söyleyeyim. şu eğitim adı verdiğiniz saçmalıkların hepsine katıldım sırf merak ettiğim için. bu sefer çok iyi hazırlanmışlar kabul ancak bu yeni sistem dediğiniz diğer zincirlerinin makyajlanmış hali ya da benim geri kalmış salak kafam bu işin büyüklüğünü algılayamadı.
salak adamları dolandıran ve salak adamların dünyada hızla çoğalıyor olmasından mütevellit hızla daha çok dolandıran sözüm ona şirket. ama titandır kendisi. sözüm ona müthiş parayı da kazanan yoktur. ( aslında ben yoğum ) zaten bütün hikayelerdeki kahramanlar sabahları 9 da işlerine giderler 5 te gelirler, biraz televizyon izleyip geceleri sözlükle sohbet ederler. de mi la sözlük?
ben insanları zaten bilirdim ve beni hiç yanıltmıyorlar.
insanları nasıl kandırıyorlar ya da o kadar salak insanı nasıl bulmuşlar bilmiyorum ama helal olsun adamlara. bildik hikaye, beyni yıkanıp replikler ezberletilmiş insanlar, en başta yatırılan sözüm ona az bir miktar ve sonrasında gelen müthiş para(!). o değil de sevdiğim arkadaşlarımdan biri geldi bugün sana iş teklifim var diye, çok üzüldüm sözlük. ben onu zeki bilirdim halbüse.
öyle bir çete düşünün ki 6 milyon insanı kandırmış, öyle bir sistem düşünün ki 160 ülkenin maliye bakanlığını keklemiş ve öyle bir sistem düşünün ki herkesi dolandırıyor olmasına rağmen hızla ve hızla büyüyor. ( biz böyle 6 milyonca, aha komple dolandırıldık )
la bsg derler adama. maliye bakanlığını bilmem ama beni quest.net okutuyor arkadaş.
hem benim bildiğim kadarıyla parayı alan dolandırır veren değil.
"network marketing" (ağı pazarlama) ve "marketing network" (pazarlama ağı) arasındaki şaşırtmaca ile ilk etapta yetkili mercileri kandırmış olduklarını düşündüğüm sahtekarlık çetesi.
sirf katilmadigim icin bes senelik bir arkadasimla arama sogukluk girmesine neden olan olusum.
bole boktan bi sistemden degil ayda 1000 dolar,10000 dolar kazancagimi bilsem katilmam.bir kere en yakinindan baslayarak butun arkadaslarinla para muhabbetine giriyosun,sonra orda tanidigin insanlarla sidik yaristiriyosun,deli gibi efor sarfediyosun sonuc elde var sifir,yada eline aylik 2000 tl gecse bile bu harcadigin cabayla emin ol daha fazlasini daha insan gibi calisarak kazanabilirsin.
birde fix ikna etme metinleri varki evlere senlik,"iste sen en yakinimsin","senin de kazanmani istiyorum falan"...
hala bu sisteme dahil olmayıp paragraflar uzunluğunda yazılar yazılıyor. girmezseniz girmeyin. siz, kendinize gelen bir iş teklifini reddettiğinizde dönüp bok atıyor musunuz sayfalar boyunca. atmıyorsanız buna da atmayın.
siz bu işten para kazanmıyor olabilirsiniz. ama kazananlar var. siz ister o kazananları izlersiniz, isterseniz kazananların arasına girersiniz. ama bu işten para kazananlar olacak, isteseniz de istemeseniz de.
aslında ben sözlüklerdeki paragraflar dolusu yazıları anlıyorum; "ulan iş çok güzel de o kadar para verip riske giremem." "ulan bu iş kafama yattı ama bana titancı dicekler." "lan aslında para kazanılır ama..." mantığından başka bir şey değil. bir yanınız girmek istiyor, diğer yanınız olmaz diyor. siz de diğer yanınız baskın çıksın diye burda bu sisteme söverek hıncınızı pekiştiriyorsunuz.
ofis dedikleri yerin mülteci barınağı bir ev olduğunu bildiğim, "training" adını verdikleri ingilizce sunumları ve kurbağalı peynirli tuhaf kitaplarıyla kendini kandıranların üyesi olduğu eyperyalizm yaltakçısı, deli saçması sistem.
"başkan" arkadaşımın biri beni ikna çalışmalarına devam ederek takımının arasına soktu ve yaklaşık iki saat önce o bir grup zavallının yanından geldim. yeni saf elemanlar beşer onar yakın arkadaşlarından hatta uzak akrabalarından ve tanımadıkları tüm insanlardan "ne koparsam kardır" diyerek borç istiyorlar. kredi kartlarının limitleri zorlanıyor,banka hesapları boşaltılıyor, domuzcuk kumbaraları kırılıyor ki bu işe girilebilsin.saf arkadaşımız ruhsal problemler içinde ayrıca. bunu da onlara anlatarak gafil avlanıyor haberi yok. "seni çok iyi anlıyorum","umudunu kaybetme","senin içinde var bu güç" gibi bünyeyi gazla çalıştıran cümlelerle bir dul misali* avutuluyor,pışpışlanıyor,omzu sıvazlanıyor.
bu işe giren üç arkadaşım sefaleti diz boyu yaşıyor. doğru düzgün yemek yiyemedikleri gibi otobüsle,dolmuşla gidilebilecek uzak mesafeleri yürüyerek katediyorlar çünkü ceplerinde zırnık yok.
çeşitli bahanelerle "başkan" arkadaşımı başımdan savuşturmaya çalışsam da o inatla sözde network marketingle pekiştirdiği ikna kabiliyetini kullanarak beni ikna etmeye çalışıyor. ancak duvara yaklaştığını görmüyor beni ikna etmeye çalışmaktan.toslayacak haberi yok.
network marketing olduğunu söyleyen ama size sadece 6 adet ürün sunan(bu ürünlerden sadece tatil kayda değer ve işe yarar)ağ.
ürün çeşidinin neden az olduğu sorulduğunda ise ilerde ekleneceği söyleniyor.
başlangıçta girmeyi düşünmüyürdum,ofise gittim işi iyice öğrendim ve şimdi
kesinlikle girmeyi düşünmüyorum.
network marketing olayıdır sahsen gelecek görüdügüm oluşumdur.
bir çok yeni çıkan ürüne oluşuma vb olaylara bilmeden araştırmadan karşı cıkan halkımızın dilindeki hadisedir.
ilk girenlerin epeyce para kazanacakları sitesini microsoft'un yaptığı elit şirketlerle çalışan network marketing olayıdır.
edit:ulan kendi gözümle gördüm 2aylık uğraştan sonra adam 2bin dolar aldı ve almayada devam edecek,daha ne olsun kısacası denemeye değer dediğim oluşumdur.
tarafımca red cevabı almış , sözde başkan isimli , çıkarcının para kazanmak için başvurduğu yol. para kazandırıyor evet hemde çok . ama eğer ağaç oluşturamıyorsanız vay halinize ! size bişey anlatanlar kazanır ama siz hep çalıştırılırsınız ...
3 uv lik alışveriş yapmış, bir kaç kişiyede iş sağlamasıylada 750 $ kazanabilmilş bir arkadaşım hala bunun neyini savunuyor anlayamıyorum...
Doktor olan bi akrabam universitede okuyan oglunun sozlerine inanarak girdi bu zincire. sonra esi girdi, sonra kizi. 4'u birlikte 7 bin dollar para verdiler 3 dandik saat ve adina biodisk dedikleri cam parcasina. 7 ay icinde tum aile sadece 8 kisi keklediler. kazandiklari para 750 dolar. sonra questnet'in baku ofisi polisler tarafindan basildi, 48 kisi gozaltina alindi, 3 kisi tutuklandi, questnet'cilerin banka hesaplari donduruldu ve isler durdu. su an hala getirdikleri 8 kisinin acdigi mahkeme davalariyla ugrasiyorlar. yazik, gercekten.
dahil olan üyelerin ödedikleri giriş paralarını kurtarmaya çalıştıkları sistem.
tanıdığım iki üç arkadaşımdan biliyorum, 6 aydır hala verdikleri giriş parasını bile kurtaramadılar, ki sisteme dahil ettikleri tanıdıklarından yedikleri küfürler de cabası. haa buna rağmen bu oluşuma ve söz konusu şirekete bok sürdürmüyolar hala, bizler inandık siz de inanın mantalitesi heralde.
haa diyosan ki benim için para önemli değil, sosyal ortamım olsun, karı kız düşüreyim. o zaman ideal bir oluşum, durma gir.
ayrıca bir diğer anektod "ürünler kendi değerlerinin 2-3 katıdır." muhabbeti oluyor. bu da en az "yasal değiller" safsatası kadar saçma ve desteksiz. ulan biriniz bir gün çıkıp "bunlar tck nın şu yasasına göre hukuğa aykırıdır." "şu saatin içindeki şu şu malzemeler kalitesizdir, böyle bir saati eş malzemelerle şu kadara yaptırabilirsiniz." "şu tatilde kendiniz rezervasyon yaptırsanız 10 günlük 4 kişilik tatil tam şu kadara geliyor. açıp sorabilirsiniz." deseniz vallahi içim gam yemeyecek.
ama siz ne yapıyorsunuz?
-şimdi bi piramit var. o zaman alttakiler zararda. o zaman yasal değil.
-hımmm hep gelişmemiş ülkelerde var. o zaman yasal değil.
-ürünler çok pahalı. o zaman kendi değerlerinde değil.
gibi saçma ve desteksiz argümanlar sunuyorsunuz.
size şöyle söyleyeyim: 650 dolara aldığınız, 50 dolar kargo parası verdiğiniz, 30 dolar gümrükte vergi verdiğiniz toplam 730 dolarlık bir saati 700 dolara rahatça satabilirsiniz koleksiyoncu veya değerli saatçilere.
dünyanın 4 bir yanında yapabileceğiniz tatilleri beğenmezseniz 3 arkadaşınızla birlikte gidip onlardan tatil parasını rahatlıkla alabilir veya yer bulamadığı için oraya gidemeyen insanlara satabilirsiniz. (tatiliniz rezervasyonlu olduğu için)
ama doğru ya. o saatler kapalıçarşıda 50 lira. içindeki malzemeleri falan siktir et amına koyim.
nerde kalmıştık?
-e abi saatler çok şey. amaaan çok pahalı o zaman yasal diil bu şirket. yeter ulan işte elime hiçbi argüman yok nasıl sıçacağımı bilemedim.
bu işe ilgili en komik şey şudur: bu işe bok atan hiç kimse işe girmemiştir. yani asıl bok atması gerekenler işe girip bu işten mağdur duruma düşenler olması gerekirken işe hiç girmemiş insanlar oluyor. ben de bunu anlamadım arkadaş. dediğinize göre quest.net insanları inanılmaz mağdur eden bir şirketmiş(!) e öyleyse bu mağdurları biz de görelim, gelsinler anlatsınlar nasıl mağdur olduklarını. bi bakalım neler gelmiş başlarına.
ha şimdi çıkıp "e bi arkidişim" dersiniz. gülerim.
madem bu işe girmek istemiyorsunuz, böyle para kazanmayı istemiyorsunuz. öyleyse niçin böylesine bok atma çalışmasına giriyorsunuz ki? bırakın işe girip mağdur olanlar bok atsın. size ne oluyor? işin içine girmeden, sistemin içinde yer almadan nasıl kendinizi mağdur gibi gösterebiliyorsunuz ki? dediğim gibi, bi türlü göremedik bu işe girip de mağdur olanları. bi türlü göremedik bu işe girip de internette ağlayanları.
Türkiye'deki varlığına yavaşyavaş on verilen Network Marketing ismini kötüleyen marka. Geçenlerde takvime yeni nesil saadet zinciri adı altında haber olmuşlardır. Şimdi de HSBC bankası yasal olmadığı kararını vererek kart çekimlerini iptal etmektedir.
Network marketing amacı: bir ürünü müşteriye toptancı, perakendeci gibi fazladan komisyon alan aracılar almadan doğrudan müşteriye ulaştırma yoludur. Bu da bir ürünün gerçek bedeliyle gelmesi anlamındadır.
Ama quest net e baktığımızda bir ürünün bedelinin gerçeğinin iki yada üç katı olduğu görülmektedir.
bu işe sömürülmek diyen tipler hala etrafta dolaşıyorsa ya ticaretten anlamıyorlardır ya da network marketing sistemi hakkında en ufak bir bilgiye dahi sahip değillerdir. öncelikle şunu kafanıza sokmanız lazım: bu bir iş. ve her iş gibi bu işte de para kazanmak için çalışman lazım. ve bu işe girmenin tek amacı para kazanmak.
bu işe hala "gözlerini para bürümüş" diyerek olumsuz yaklaşan varsa o aptal hikayesini nolur gidip başka bir diyarda anlatsın. insnlar her işe para kazanmak için girerler ve işte yaptıkları her davranış para kazanmak içindir. paraya önem vermeden çalışan iyi niyetli arkadaşlar varsa lütfen benimle irtibata geçsinler, onlara iş vereyim. parayı düşünmeden çalışsınlar benim adıma. her neyse, bikaç saçmalamayı geçersek aptal saptal ve cesaretsiz yorumlarınıza yanıt yazalım.
1.bu işten para kazanılmıyor: bir işe hiç çalışmadan para kazanmak için giren her aptalın sonu hüsrandır. garson da olsan, genel müdür de olsan bir network marketing çalışanı da olsan durum aynıdır. sizin gibi ticaretten bir bok anlamayan aklı evvellerin "abi bundan kolay para kazanılmyor o zaman girmem ben." diye kendini savunmalarına hiç anlam veremiyorum. ortada kolay para yok, basit para var. her insan bu işi yapabilir, bu işten para kazanabilir yani basittir. ancak çalışmayan hiç kimse bu işten tek kuruş para kazanamaz. bunu normal bir masabaşı iş gibi uygulamayan hiç kimse tek kuruş para kazanamamıştır ve kazanamaz.
"quest.net'ten kolay para kazanılmıyor." demek, sizin quest.net'i savunmanızdan başka bir şey değildir. hiç kimse kolay para vadetmez ancak herkesin yapabileceği basitlikte bir iş vadeder. hiç kimsenin umut tacirliği yaptığı falan yoktur.
günde 10 saat haftada 6 gün bir restoranda garson olarak çalışıp ayda 600lira kazanmak yerine bu işe bu kadar vakit ayırırsanız emin olun ayda kazanacağınız para çok daha fazla olacaktır. kısaca bu bir alternatif gelir kaynağıdır, bir girişimciliktir. cesaret edebilen "ben bu işi yaparım. verdiğim parayı da çıkarırım" diyen ve eşşek gibi, normal bir işte çalışıyormuşçasına uğraşan her girişimci bu işten para kazanır.
sizler girişimcilik nedir bilmezsiniz. hepiniz çocuksunuz. şu dünyada bir şeyler vermeden kazanabileceğiniz tek bir iş bile yoktur. ortada bir umut tacirliği yok. ortada girişimciliğe teşvik var.
2. network marketing ticaret değildir: bu aptal cümleyi kuran hiç kimse hayatında 1 saatlik pazarlama dersi almamış, ticaret hakkında hiçbir bok bilmiyor demektir.
network marketing bir ağ pazarlamadır. ağ pazarlamanın önemi, 1 saatte 1 birimlik üretim yapan 1000 insanı biraraya getirip 1 saatte 1000 birim üretmektir. ve 100 yıldır geçerli bir sistemdir. amerikadan avrupaya kadar bir çok network marketing sistemi mevcut dünyada. quest yalnızca bunlardan bir tanesidir.
pazarlama derslerinde konu olan bir pazarlama türünü siz bir pazarlama yöntemi olarak saymıyorsanız bir bok bilmiyorsunuz demektir. bir bok.
3. questnet yasaktır her ülkede yasaklanacaktır: böyle bir şeyin olması olanaksızdır. questnet dünya ticaret örgütüne bağlı bir kuruluştur ve türkiye de dünya ticaret örgütüne bağlıdır. böyle bir durumda türkiye istese de götünü yırtsa da questnet'i yasaklayamaz. böyle bir şey yapabilmesi için, türkiyenin dünya ticaret örgütünden çıkması lazım.
ayrıca, questnet açıldığı günden bu yana tek bir dava kaybetmemiş bir kuruluştur. bu da sanırım işin yasal boyutunu açıklamanıza bir nebze olsun yardımcı olur.
4. ürünler hiç güzel değil zaten gelmiyorlar: bodrum'da muazzam bir tatilin bedeli 680 dolar. tatil 4 kişilik ve 8 gün 7 gece sürüyor. şimdi hesaplayın bakalım günde kişi başı 20 dolara aşağıdaki gibi bir otelde kalabilecek misiniz quest.net dışında bir yerde?
ya da elinize bir adet bernard h mayer saat alıp saatçilere gidin bakalım ya da daha iyisini yapıp koleksiyonculra gidin. kaç para vereceklerini iyi dinleyin.
bu aptal düşünceniz de boşa çıktığına göre bir başka aptallığınıza geçelim.
5. biz quest.net'e para kazandırmak için uğraşıyoruz: hayatında hiçbir işte çalışmamış veletlerin en güzel vecizelerinden biridir bu. herhangi bir şirkette masa başında ya da emek gücüyle çalıştığınızda acaba siz 10 birim kazanıyorken şirket kaç birim kazanıyor hiç düşündünüz mü? ekonomik sistemin gereği budur kusura bakmayın, en tepedeki en büyük payı alır. siz yalnızca kendi gelirinize bakacaksınız, diğer her şeyi boşvereceksiniz.
hala quest.net'e hayal tacirliği gibi yakıştırmalarda bulunan canlılar varsa gerçekten acıyorum onlara. network marketing ve ticaret hakkında hiç bir bilgisi olmayan muhtemelen 5 sene sonra hayatın gerçekleriyle karşılaşacak çocuk bunların hepsi.
kolay para kazanmayı kendine huy edinmiş tiplerin, quest net kolay para kazandırmıyor diye bok atışına da hayran kaldım. şu dünyada kolay para kazandıran bir iş varsa hepinizi bekliyorum. quest.net öyle bir iş değildir. bu işte para kazanmak için uğraşırsın, çabalarsın. her işteki gibi.
hiç kimsenin hiç kimseyi kazıkladığı yok. her iş gibi bu işte de insanlar girmeden önce, bu girişime katılmadan önce iyi düşünmeleri gerekiyor. bu işe vakit ayırabilir miyim, bu iş için çabalayabilir miyim diye düşünmeleri gerekiyor. "ben hem çalışmayacağım, hem de milyoner olacağım" diye insanlar zavallıdır, kolay paranın esiri olmuşlardır. questnet bunu vadetmiyor. questnet en niteliksiz insana bile büyük paralar kazandırmayı vadediyor, ama çok çalışarak.
garsonlukla 50 yılda kazanacağınız parayı, eşit çabayla size 2-3 yılda kazandırmayı vadediyor. ama çabayla, çabalayarak.