kill bill gibi şahane bir "aşk" eserini yazmış, çekmiş yönetmen. küçüklüğünden beri sinema ile uğraşmak istemiş, senaryolar yazmaya çabalamış, sonunda true romance isimli ilk senaryosunu satabildikten sonra allah yürü ya kulum demiş. çok bilinen filmlerinin yanı sıra csi için de bir sezon finali yazarak ikisine de hayran olan bendeniz gibi insanları duble mutlu etmiş zat-ı muhterem.
manyaktır. eleştirmenleri zerre s.klemez. çünkü filmlerinde uzun süreli anlamsız diyaloglar, acaip sonlar vb. mevcuttur. ama yine de iyidir, hoştur, hayvan eti yemiştir.
berbat bir sinema oyuncusu olarak sinema kariyerine başlamıştır. Alabildiği en ciddi rol 1988 altın kızlar dizisinde elwis taklidi yapan bir gençtir. Sonra yönetmen olunca kendi filmlerinde kendine roller vermiştir.
Müthiş bir sinema ve müzik kültürüne sahip bir adam olduğu söylenir. Kill bill' de twisted nerve melodisini tekrar gün yüzüne çıkarmıştır. Bazı görsel takıntıları vardır. Örneğin her filminde illa ki uzun tek çekimlik bir sahne olur ya da araba bagajından dışarıyı gösteren bir plan ve yazarlığı da çok ön plandadır. Pulp fiction'da incil' den pasajlar sunulması ya da rezervior dogs' daki oral seks sohbetleri gibi. Yine de benim çok ilgimi çeken bir yönetmen değildir. Çok övülen bu yazarlığı benim için sadece laf kalabalığıdır. Ancak çok çok orijinal bir yönetmen olduğu gerçeğini kimse inkar edemez. Fransız yeni dalga akımı olarak adlandırılan ve klasik anlatımın terk edilmesinden ibaret olan(yani olayların kronolojik sırayla ekrana yansıtılmaması) bu akımı flashback, flashforwardlarla kendince yorumlayıp, şiddet sahneleriyle filmlerini süslemiş ve ortaya hiç kimseye benzemeyen tarantino sinemasını çıkarmıştır.
ülkemizde çok sevilir. özellikle son zamanlardan herkesten tarantino ismini duymaktayım ve kendi kendime hep aynı şeyi sormaktayım: ''mademki sinemanın pek çok kuralını reddeden sıradışı bu adamı bu kadar iyi anlayan bir milletiz, ulan o zaman bu recep ivediği kim izliyor?''
Yalnızca 2 uç duyguyu besletebilen yönetmen. Seveni aşırı sever, sevemeyeni nefret eder, öldürsen izlemez. Ayrıca çoğu filminde uçuk kaçık bir rolde oynayarak ne kadar iyi bir oyuncu olduğunuda gösterir.
yanılmıyorsam yapımcılığını yaptığı hostel 2 filminde, insan aklının almayacağı bir fantezisini gerçekleştirmiştir. kurban ile celladı yer değiştirip, celladı aciz bırakmıştır. bunu öyle bir şekilde filme vermişdir ki; psikopatlılığın gerekli olduğuna inandırabilir izleyeni... kill bill ve ucuz roman filmleri ayrı birer baş yapıttır.
gecen katildigi talk show'da almanya'da inglourious basterds'i cekerken ilginc bi olaydan bahsetmis yonetmen.
almanya'da buna derler ki "senin adina acilmis bar var oraya muhakkak git. senin hayranlarin takilir. duvarlarda senin ve filmlerinin posterleri, monitorlerde 7/24 senin degisik filmlerin oynar" bu da der ki "way anasini beee.. bana tanri muamalesi yaparlar bu barda be. bi gideyim suraya" der. iceri girer. ilk masada iki kisi oturmaktadir. tarantino bardakilerin hepsinin ustune ziplyacagini felan dusunur ama o iki kisi doner buna soyle bir bakar ve "hosgeldin barina quentin" derler. gecer oturur, ickisini ismarlar arkadaslariyla icer. "bu almanlar ne cool adamlar yaw icki bile soylemediler" diyordu talk show'da.
kill bill filminde hatunların karavanın içinde hesaplaşması sırasında uma ablamızın diğer hatunun(tek gözlü) diğer gözünü çıkartmasıyla hassiktir dediğim, gözü çıkan hatunun çıldırdığı sağa sola çarpıp çırpındığı sahneye uzunca bi süre bakakaldığım( yalan olmasın çok etkilendim), gerçekten harika filmler yapan yönetmen. yeni filmide* yoldaymış sanırım. ayrıca erotik bir film yapsada yeteneğini orayada taşısa ne güzel olmazmıydı.
her ne kadar reservoir dogs, stanley kubrick'in the killing'inin kopyası olsa da, bu adamı abartmakta pek de haksız sayılmazlar bence. bundan yaklaşık 15 sene önce natural born killers'ı oliver stone yerine o çekseydi, belki de o filmi de bir kült haline getirecekken, ne yazık ki tarantino biraz para kazanmak zorundaydı ve senaryoyu satmıştı.
dünyanın sayılı yönetmenlerindendir, saygı duyulur.
pulp fictionda john travolta ile umma thurman'ın sahnede yaptıkları dansı, cannes film festivalinin açılış gününde kırmızı halı üstünde yapan, gayette güzel yapan ve herkesi eğlendiren, usta yönetmen. *
izlemediğim bazı filmleri var, telaşem temin etmek.
four rooms adlı filmde en çok kendisinin yönetmenliğini yaptığı ve oynadığı bölümü sevdiğim yönetmen oyuncu üstün kişisi.garip, çekici, bağımlılık yapan bir manyaklığa sahiptir.*
rezervuar köpekleri(1992) ve pulp fiction(1994) sonrasındaki filmerinde hep bu filmlerinin tadını aradığım ancak bulamadığım, bullet proof(2007) ile tekrar hayranlığımı kazanmış yönetmen.
filimlerinde bagaj açma sahnesi tarantino'nun imzalarından biridir.mekan yalnızca dört duvar olsa bile o harikalar yaratabilir.bir gün bir yerlerde karşılaşmak yalnızca bir hayal olarak kalsa bile istenebilir.sakıncası yoktur. yaptığı, söylediği her şeyden bellidir ki özel bir adamdır.