Casino Royale ve Quantum of Solace filmlerine dayanan birinci şahıs nişancı türündeki video oyunu. PlayStation 2, PlayStation 3, Xbox 360, Windows, Wii ve Nintendo DS platformları için, Avrupa'da 31 Ekim 2008'de, Kuzey Amerika'da 4 Kasım 2008'de, Avustralya'da ise 20 Kasım 2008'de, filmle eş zamanlı olarak yayımlandı. Bu sayede oyun, 2006'dan beri James Bond oyunlarını yayımlama haklarını elinde tutan Activision'un yayınladığı ilk Bond oyunu oldu. Çeşitli platformlarda satışa sunulan Quantum of Solace 'ın yapımını da Treyarch, Eurocom, Beenox ve Vicarious Visions[olmak üzere dört ayrı firma üstlendi.
Oyunda, Call of Duty 4: Modern Warfare 'de de kullanılan IW engine adlı oyun motoru kullanıldı. Karakterlerin, filmdeki karakterler tarafından seslendirildiği Quantum of Solace, yedinci nesil video oyun konsolları için yayımlanan ilk Bond oyunu oldu.
dışkı gibi film.
yeni izledim evet. skyfall diyip duruyorlardı. hadi bakalım neymiş diye başladık izlemeye seriyi.
casino royale nispeten güzel, mantıklı, tutarlı. ortalama sayılabilecek bir filmdi. hadi onun devamına bakalım dedik. gary oldman bile kurtaramamış.
filmin bittiği an o uçağın bizimkilerin uçağının götüne girip düştüğü andır en başta.
ne boktan sahne o öyle? nedir maksat? bakın james silahsız uçakla bile silahlı uçağı düşürebiliyor demek istemişler ki kustuğum sahne oldu burası. mümkün olmamasını geçtim hurdadan hallice uçak defalarca vuruluyor ama düşmüyor he? ok ozaman.
2. büyük saçmalık ise artık iyice tanrılaştırmışlar bizim bondcuğu. 100 kişilik yerlere baskın yapıyor çok da umrundaymış gibi bolivya yı kurtarıyor falan. ingiltere dünyanın savunucusu oldu o da güzel. realizmm artık matrix boyutlarına indi. ilk filmde silah kaçakçısının parasına çöküp adamı parasız bırakıp kendilerine muhtaç edeceklerdi böylece adam kaçakçılık yaptığı isimleri verecekti falan. eh işte güzel sayılır dimi? realistik en azından. dünyayı falan kurtarmıyor ya da afrika ülkelerinnin savunucusu olmuyor.
bu filmdekinin çeyreği kadar adam öldürmüş olması ve en az 2 kere paketlenmiş olması da ayrı bir güzellikti.
bunda ise oteldeki 1000 korumayı tek tabanca ile temizliyor ve ne işse otelde birden her yer patlamaya başlıyor. sanki otel değil doğal gaz boru hattı anasını satim. çok hoş valla.
kimse bondla baş edemiyor. adamın elleri bağlı yanında 3 tane kendi ayarında ajan var ama nafile 3 ünüde dövüyor... nah döver. 3 tane ajanı geç 3 tane normal insan olsun lan ağzını burnunu kırarlar.
kısacası ilk filmde iyi olan ne varsa almış götürmüş. gelde skyfall ı izle bu rezillik üstüne...
casino royale'den sonra izlenmesi konunun dağılmaması ve dikkatin kopmaması açısından önemli zira film kaldığı yerden devam ediyor. bunu da ilk baştaki otomobil kovalamacasının ardından bond abimiz bagaj kapağını açtığında anlıyoruz. ilk filme nazaran çok kısa tutulmuş bir kovalamaca sahnesi gibi gelse de başlangıç şarkısından sonra devam eden iyi düşünülmüş kovalamaca sahnesiyle dengelenmiş durumda. bir de casino royale nazaran çok daha güzel bir giriş şarkısı seçilmiş; tebrik ettim.
başka bir yönetmenin koltuğa oturmuş olması aradaki farkı gözler önüne gerçekten iyi seriyor. filmin sonundaki otel sahnesinde de güzel bölümler vardı. son olarak da giriş şarkısı için tıklayınız:
taş gibi bir aksiyon ve casus filmi. siz bakmayın "olmamış", "hayal kırıklığı", "böyle bond filmi mi olur lan" diyen, hiçbir boku beğenmeyen tiplerin yorumlarına. gerek aksiyon sahneleri, gerek sürükleyiciliği, gerek oyunculuğuyla dört dörtlük bir bond filmi. "sarışın bond mu olur ulan" diyenlerin eleştirilerini casino royale'deki performansıyla götlerine sokan daniel craig de en iyi bond olduğunu kanıtladı bu filmle. buz gibi keskin mavi gözleriyle soğukkanlı acımasız bir katili canlandırırken, bir yandan romantik adamı, bir yandan hiçbirşeyi ciddiye almayan vurdumduymaz ajan rolünü çok iyi oynamış. ayrıca filmin mü-kem-mel bir soundtrack albümü var. "night at the opera" adlı parça bir şaheser.
saat kulesindeki kavga sahnesinin sonunda ipe tutunup diğer ajanı öldürdüğü sahne de mükemmel çekilmiş. kısacası olmuş bu film. 590 milyon dolarlık hasılatıyla da kanıtladı zaten başarısını.
diğer bond filmlerine göre daha az aksiyon sahnesi olan ama her zamanki gibi harika olan film. filmin başındaki aston martin i düşündükçe için cız eder hala.
uyari: bu yorum, sinemanin en on koltugunda izlemekten bozuk goz, sagir kulak, ama rahatca uzatilmis bacaklarin etkisinde yapilmistir.
Oncelikle sunu soylemeliyim, nedenini bilmiyorum ama "James Bond"lugu en cok bu sirin Daniel Craig'e yakistiriyorum iki filmdir. Quantum of Solace Turk filmi havalari tasimakta, intikam atesiyle yanan Kadir Inanir tandansli bakislar savrulmaktadir ve ilk film niteligindeki Casino Royale'den aldigim hazzi tam verememektedir. Ha tabii aksiyon sahneleri, kosturmalar, atlayip ziplamalar derseniz, evet ugrasilmis ve baya emek verilmis. Ama bundan ibaret olmamaliydi.
Umarim ucuncu film *** ikincinin etkisinden uzak, rastlatilari fazla abartmadan ve seyirciyi de aptal yerine koymadan cekilen sahnelerden uretilir.
izlediğim en kötü bond filmi diyebilirim kendi adıma.. tabi ki nefis bir aksiyon filmi ama bir bond filmine giderken başka bir şey bekliyor insan..
ne olur ne olmaz sonra laf etmeyin spoilerı
lan ''my name is bond.. james bond..'' repliği duyulmadan bond filmi mi olur allahsızlar? nedir bu her bond geleneğini yıkma arzusu anlamıyorum.. önce halit ergenç'i koydunuz bond diye, sonra karakterdeki bütün işbilirlik ve sempatiyi aldınız, bond'un her filmde istisnasız içtiği içkisini yerle bir ettiniz, şimdi de bu bizi eskiye bağlayan son tatlı detaya mı göz diktiniz a göt prodüktörler, senaristler, yönetmenler? bir de her filmde mutlaka iki bond kızı olur kuralını da sikmemek adına hikayeye sokulan ve inanılmaz yapma duran bir bacımız var ki oof off.. ne diyeceğimi bilemedim..
ya ne gerek var o zaman james bond'a anlamıyorum ki.. bitirin seriyi daha fazla yıkmadan efsaneyi, normal aksiyon filmi izleyelim.. ne olur ne olmaz sonra laf etmeyin spoilerı
valla alıyorlar abi bizden james bond'u da..
ha bu arada galiba bolivyalı general medrano rolünde osman yağmurdereli oynuyor.. toprağı bol olsun..
izlenmesi keyifli bir film. ancak bond hayranı olmayanlar izlemezlerse de çok birşey kaybetmezler, ama izlerlerse de zamanları ve paraları boşa gitmiş olmaz.
casino royal kadar başarılı olmamış film. idare eder diyebilirim.
yeni neslin başarılı yönetmeni marc foster, özellikle ekşin sahnelerinin üzerinde durmuş. bu sahneler oldukça yaratıcıydı fakat görüntü yönetimi ciddi anlamda başarısızdı. (bunda da tabi ki görüntü yönetmeninin kabahati var)
ekşın sahnelerine boğulduğumuz filmde, inanılmaz bir karmaşaya var. yani tamam birşeyler oluyor fakat biz ne olduğunu bir türlü anlayamıyoruz. güzelce düşünülmüş sahneler piç olmuş...
bu filmde casino royal den vesper*'ın ismi oldukça sık geçiyor ve fotoğrafı oynuyor. o bile yetti harbiden. lafı geçmişken bu filme gitmek isteyenler casino royal'i muhakkak izlemeliler. senaryo da ilk filmle ilintili kısımlar küçümsenmeyecek kadar fazla.
bu güzel ayrıntı bile filmi başarılı yapmaya yetmiyor. idare eder bir puan veriyoruz ve boş vaktiniz varsa izleyin diyoruz.
sienada çekilen, çekilirken de ortalığı ayağa kaldırmış, küçük şehirdeki hayatı durdurmuş filmdir... filmin 5 dakikalık bir sahnesi için 2 gün çalıştıklarına şahit oldum ve emeğe saygı duydum...
her bond filmi bir oncekini katlar gelenek olarak ancak, bu film bir baska olmus yahu. birkac sefer izlense de sikmayacak kaliteli bir filmdir.
filmde kullanilan teknolojik aletler insana heyecan vermektedir.
eminim bilmem kacinci bond filminde cep telefonu ilk defa kullanildiginda (daha piyasada cep telefonunun esamesi okunmazken) da herkesin agzi acik kalmistir.
ayni o hesap, bu teknoloji bu zamana fazla. agzim acik kaldi valla o hayvani platformun dokunmatik ekran olmasina ve o ekrandaki grafiklere.
yani sira, bu bond gormus oldugum en kalite bondtur. aksiyona yakismaktadir adam. suratindaki cani ifadesi 007 icin super bir makyajdir.
spoiler:
ayrica esas hatunlardan bir tanesinin ucak kovalamaca sahnesinin ardindan toz duman icinde ekrana dogru bir yuruyusu vardir ki, sinema tarihine kazinacak bir sahnedir. sade, kucuk memeli ama oldukca guzel bir kadindir her kimse o.
bu film izlenmeli arkadas. lafla olmuyor. filmin her sahnesinde super detaylar var.
belirtmeden de geecemiycem. bu adam olmuyor ya, ben izlerken 35 kere oldum. ama bu adam gebermiyor. ama ne de guzel gebermiyor.
my name is bond james bond'un yeni çıkacak olan bond serisisinin 22. filmidir. casino royale'in devamı olan bu filmde yine sarı pipi daniel craig oynamaktadır. bu adam bu role gitmiyor fakat bu yapımcılar ısrarla bu adamı dayatıyorlar bize. gerçi hala james bond'u en iyi canlandıran aktör hangisi geyiği devam etmektedir ki benim fikrime göre yüz olarak pierce brosnan uymaktadır. neyse gelelim konumuza, her zaman olduğu gibi en kısa anlatım şudur: kadın, para ve araba ile ilgili bol aksiyon.
gelelim gerçekteki hikayesine, ilk filmde hoşlaştığı kadın vesper'in onu aldatması veya öyle gözükmesinin ardından mr white'yi takip etmesini ve olayı kişiselleştirip ajanlık boyutunu aşmasını konu almaktadır. güzele benziyor, bekleyip görücez. sitesi ise http://www.007.com dur fragman var orada bir yerlerde, girip bakarsın.