pırlanta

entry74 galeri7
    74.
  1. demet akalın'ın 2015 yılında çıkardığı albümün aynı adını taşıyan şarkısı.

    sadece sen mi kurnazsın
    yalanına çocuklar inansın
    bende ne noksan ne eksilen var
    seni yüzde doksan etkileyen var

    tercihine saygı duyacaktım
    efendi efendi susacaktım
    ne zaman ki gerçeği öğrendim
    gülmekten ölecektim

    özgüveni tavan eksik afili
    avucuna almış seni besbelli
    şirazeni kaydırmış temelli
    minicik kaldırım taşı pırlantaya mı karşı
    0 ...
  2. 73.
  3. Cok acayip bir sikisin dondugu piyasa.
    Bilinmedik yerlerden, merdiven alti kuyumculardan yanilip yenilip pirlanta almamak gerekiyor. Pirlanta aliyorum diye karborit veya zirkon tasi ruhunuz bile duymadan gecirebilirler. Sertifikanin uzerine doblocu eniste bile yazabilirler. Bunun bir gecerliligi de yok. Satin alinan yer hrd veya gia kurumlarindan saglanmis sertifika veremiyorsa evet maalesef kocak, zen ve atasay gibi bilindik ve her yerde magazasi olan markalardan satin almaktan baska care yok. Satarken bunlar geriye para ediyor.
    1 ...
  4. 72.
  5. alışveriş için tercih ettiğim pırlanta markasını bırakayım sözlük halkına iyiliğim dokunur belki: https://www.foreverline.com.tr/
    0 ...
  6. 71.
  7. parası olan cebinde veya banka hesabında değil de o parayı parmağında taşıyıp kendini iyi hissediyor işte ne var bunda.
    siz böyle yapsanız biz ne yicez taş mı?
    1 ...
  8. 70.
  9. kapitalizmin en büyük kazıklarından biri.

    insanların hiç ihtiyacı olmadığı halde bu kadar vazgeçilmez olduğu pompalanan başka bişey görmedim.
    1 ...
  10. 69.
  11. bu mücevherin pahalı olmasını anlamıyorum. gereksiz pahalı. kapitalizm mücevheri.
    1 ...
  12. 68.
  13. pırlanta eksperi ve türkiyede çok ender bulunan ham elmas eksperlerinden birisi olarak diyeceğim pırlanta sektörünün türkiyede leş ötesi leş olduğudur.
    basit bilgiler vermek gerek ilk;
    -ülkedeki spesifik özel sipariş pırlantalar dışında(%1 civari) pırlantaların hepsi hindistandan açık parti halinde alınır. sertifikalar daha sonra yollanır.
    hindistanın taş dolandırıcılığı konusunda dünyada lider olduğu göz önüne alınırsa, bu durumun sıkıntısı ortaya çıkıyor.
    gelelim *sertifika*ya. bu da ayri bir leşlik.
    son 5-6 senedir *hrd* sertifika alınması söyleniyor ki bu saçmalık ötesi. hrd belçika merkezli bir laboratuar olup, istanbulda şubesi vardir(hindistanda da var). işin fantastik kısmı, bu iki ülkede çalışan hrd diamond graderlara rüşvet verilip, pırlantanın derecesi genelde artırılır.
    dünyada geçerliliği olan ve kimsenin rüşvet yediremediği laboratuar *gia*dir. amerikada gia dışında *ags*'de geçerlidir ama abd dışında bilinmez. ags sadece abd'deki borsa üyelerine sertifika verir, gia herkese verir. hindistan mumbai'deki gia sıkıntılıdır ki hintli firmaların gia'li sattığı taşlar genelde mumbaideki laboratuardan verilir. türkiyede biraz gezildiğinde gia sertifikalı taşların enderliği size fikir verecektir.
    herhangi bir magazanın verdiği sertifika geçersizdir, hiçbir işe yaramaz.
    ayrica türk toptancıların hindistandan aldığı taşlar genelde hintlilerin batı/abd'ye satamadığı leş taşlardır.
    türkiye ham elması alıp, işleyip, satan kişi/şirket sayısı bir elin parmaklarını geçmez ki bu oran antwerpte yaklaşık 1500dür. sırf bundan yola çıkarak türkiyedeki pazarın leşliği anlaşılabilir.
    eğer adam gibi pırlanta almak isteniyorsa ya dubai ya da abd dogru adrestir.
    1 ...
  14. 67.
  15. Nil'e ait olan şarkının 22. ve 23. saniyesinden sonra çalan ritimler Kelis'in Milkshake şarkısını çok andırıyor.
    Kelis ve Milkshake şarkısını hatırlayan var mıdır acaba. Sanırım benim için liseye denk gelen bir dönemdi. 2003 yılı. Bu şarkının klibi dream tv ve ergenliğimin bir temsilidir benim için.

    https://www.youtube.com/watch?v=6AwXKJoKJz4
    1 ...
  16. 66.
  17. gercek pirlanta ile zirkon tasi ayirt etmek imkansizdir. tasa bakarak gercek olup olmadigini anlamak imkansizdir. kuyumcunun elinde degerli tas tespit aletinden yoksa o da anlayamaz. bazi zirkon taslari o kadar gercekci isliyorlar ki; bu aletler bile saptayamiyor orijinalligini. dolayisi ile laboratuar testi yapilmasi gerekir. bilmediginiz yerlerden pirlanta almayin. sertifikasiz pirlanta hic almayin. yarin bir gun elden cikartirken sorun yasarsiniz. satmaya gelince de degerinin %70 altina satin aliyorlar. dolayisi ile dogru bir yatirim araci degildir.
    0 ...
  18. 57.
  19. kadınların deli olduğu şey. hatta çoğu orgazm oluyor bu yontulmuş taş için.
    0 ...
  20. 56.
  21. kadınların deli olduğu şey. hatta çoğu orgazm oluyor bu yontulmuş taş için.
    0 ...
  22. 55.
  23. 1930’larda pek az insan değerli taşlarla evlenme teklifinde bulunuyordu. Sonra her şey değişti.

    2015 tarihli bu yazının orijinali Atlantic yazarı Uri Friedman’a aittir.

    Şu anda eşim olan kadına evlenme teklifi etmeye karar verdiğimde bunu nasıl yapacağım üzerine epey düşündüm. Ancak ‘neyle’ yapacağımı pek düşünmem gerekmedi. Pırlanta taşlı bir yüzük sadece mantıklı – ya da kaçınılmaz – görünmüyor, aynı zamanda zaten elimde bunlardan bir tanesi hazır olarak bulunuyordu. Dedem 1950’lerin başlarında anneannem için bir pırlanta yüzük almasına yetecek parayı her nasılsa bulabilmişti ve bu yüzük dedem öldüğünde bana geçti. Yüzüğü daha modern bir dokunuşla yenileterek nişanlımın parmağına geçirdim.

    Güzel bir andı – nesillere yayılan bir sevgi ve sadakat jesti… Bu aynı zamanda tam da De Beers Birleşik Madenler Şirketi’nin de istediği şeydi. Hala işe yarayan 100 yıllık bir pazarlama kampanyasının başarılı sonucuydum. Ve yalnız değildim: Amerikalı gelinlerin 4’te 3’ü ortalama fiyatı 4 bin dolar olan bir elmas teklif / nişan yüzüğü takıyordu.

    Elmas geleneğinin icadı
    Sıklıkla bu pratiği sorgulatan haberler ve yazılar yayınlanır. Edward Jay Epstein imzalı 1982 tarihli ‘Hiç Bir Pırlanta Satmayı Denediniz mi?’ de bunlardan biri. Araştırmacı gazeteci Epstein, bu çalışmasında, ‘elmasın icadı’ olarak nitelendirdiği, ‘elmasın nadir bulunan değerli bir şey ve vazgeçilmez bir itibar simgesi olduğu inancı’nın inşa ediliş şekline mercek tutuyor.

    Öncelikle bu icat şaşırtıcı derecede yeni. kökenlerinin izlerini, 19. yüzyılda Güney Afrika’da devasa elmas madenlerinin keşfine kadar sürüyor. Bu tarih aynı zamanda dünya pazarının elmas akınına uğradığı zamana denk gelir. Güney Afrika’daki madenleri işleten ingiliz iş adamı, ancak elmasın kıt ve değerli olduğu anlatısını sürdürerek yatırımlarını koruyabileceğini ve elmas fiyatlarını yükseltebileceğini fark ediyor. Bunun için ayrıca 1888 yılında Güney Afrika merkezli De Beers Birleşik Madenler Şirketi (şimdilerde De Beers) isimli karteli kurularak, şirketin birbirini izleyen on yıllar boyunca elmas ticaretinin her aşamasındaki egemenliği titizlikle genişletiliyor.

    2015 tarihli bu yazının orijinali Atlantic yazarı Uri Friedman’a aittir.

    Şu anda eşim olan kadına evlenme teklifi etmeye karar verdiğimde bunu nasıl yapacağım üzerine epey düşündüm. Ancak ‘neyle’ yapacağımı pek düşünmem gerekmedi. Pırlanta taşlı bir yüzük sadece mantıklı – ya da kaçınılmaz – görünmüyor, aynı zamanda zaten elimde bunlardan bir tanesi hazır olarak bulunuyordu. Dedem 1950’lerin başlarında anneannem için bir pırlanta yüzük almasına yetecek parayı her nasılsa bulabilmişti ve bu yüzük dedem öldüğünde bana geçti. Yüzüğü daha modern bir dokunuşla yenileterek nişanlımın parmağına geçirdim.

    Güzel bir andı – nesillere yayılan bir sevgi ve sadakat jesti… Bu aynı zamanda tam da De Beers Birleşik Madenler Şirketi’nin de istediği şeydi. Hala işe yarayan 100 yıllık bir pazarlama kampanyasının başarılı sonucuydum. Ve yalnız değildim: Amerikalı gelinlerin 4’te 3’ü ortalama fiyatı 4 bin dolar olan bir elmas teklif / nişan yüzüğü takıyordu.

    Elmas geleneğinin icadı
    Sıklıkla bu pratiği sorgulatan haberler ve yazılar yayınlanır. Edward Jay Epstein imzalı 1982 tarihli ‘Hiç Bir Pırlanta Satmayı Denediniz mi?’ de bunlardan biri. Araştırmacı gazeteci Epstein, bu çalışmasında, ‘elmasın icadı’ olarak nitelendirdiği, ‘elmasın nadir bulunan değerli bir şey ve vazgeçilmez bir itibar simgesi olduğu inancı’nın inşa ediliş şekline mercek tutuyor.

    Öncelikle bu icat şaşırtıcı derecede yeni. Epstein, kökenlerinin izlerini, 19. yüzyılda Güney Afrika’da devasa elmas madenlerinin keşfine kadar sürüyor. Bu tarih aynı zamanda dünya pazarının elmas akınına uğradığı zamana denk gelir. Güney Afrika’daki madenleri işleten ingiliz iş adamı, ancak elmasın kıt ve değerli olduğu anlatısını sürdürerek yatırımlarını koruyabileceğini ve elmas fiyatlarını yükseltebileceğini fark ediyor. Bunun için ayrıca 1888 yılında Güney Afrika merkezli De Beers Birleşik Madenler Şirketi (şimdilerde De Beers) isimli karteli kurularak, şirketin birbirini izleyen on yıllar boyunca elmas ticaretinin her aşamasındaki egemenliği titizlikle genişletiliyor.

    Romantizme form kazandırmak
    Daha da önemlisi De Beers sadece arzı değil talebi de manipüle ediyor. 1938 yılında ekonomik krizin ve savaşın yarattığı tahribatın ortasında, De Beers kurucusunun oğlu Harry Oppenheimer, ABD’de elmasın imajının parlatılması ve az sayıda kişinin küçük ve düşük kalite elmaslarla sürdürdüğü nişan yüzüğü pratiğinin yaygınlaştırılarak oturtulması için New York merkezli N.W. Ayer reklam ajansı ile anlaşıyor.

    Bu esnada elmas fiyatlarının dünya genelinde düşüşe geçmiş olduğunu not düşmekte fayda var. Ayer’dekiler, genç erkekleri, elmasın (ve sadece elmasın) romantikliğin eş anlamı olduğuna, aşklarının (ayrıca kişisel ve profesyonel perfomanslarının da) satın aldıkları elmasın boyutları ve kalitesiyle doğru orantılı olduğuna ikna etmek için işe koyuluyor. Genç kadınlar ise aşkın ve birlikteliğin bir elmasta, değişmez bir form kazandığına ikna edilmeliler.

    Ayer işe, bu mesajları oldukça örtük şekillerde, popüler kültürün kıyı ve köşelerine yedirmekle başladı. Elması ya da bir markayı değil bir fikri pazarladı.

    1940’ların sonunda Ayer’de bir metin yazarı, De Beers’ın hala kullandığı ‘Pırlanta, sonsuza kadar’ sloganını oluşturdu. ‘’Elmas pekala kırılabilir, parçalanabilir, solabilir, yakılıp kül edilebilir olduğu halde ‘sonsuzluk’ teması, reklam ajansının elmaslara atfetmek istediği sihirli özelliklerle kusursuz bir uyum gösteriyordu.’’ Sonsuz bir aşk ve yarenlik sözü veren bir elmas… Bu aynı zamanda tekrar satışı mümkün olmayan bir ‘sonsuzluk’tu. Tekrar satılan elmaslar – ki onları satmanın çıldırtıcı derecede zor oluşu da Epstein’ın çalışmasında detaylandırılır-, elmas fiyatlarında dalgalanmalara sebep olarak halkın elmasın değerine ilişkin güvenini zedeliyordu. Güvenli kasalarda ve kutularda saklanarak torunlara geçirilen elmaslar ise buna sebep olmuyordu.

    1939 ve 1979 yılları arasında De Beers’ın ABD genelindeki toptan elmas satışı 23 milyon dolardan 2.1 milyar dolara yükseldi. Bu 40 yılda şirketin yıllık bütçesi 200 bin dolardan 10 milyon dolara çıktı.

    De Beers ve pazarlamacıları, kamu algısını şekillendirmekte sıradışı şekilde kıvraktılar. ABD nişan – düğün sektörü doymaya başladığında, evliliğin sonraki yıllarında sadakat ve aşk yeminini tazelemek için ikinci bir elmasın hediye olarak verilmesini sağlamak üzere kampanyalar düzenlediler.

    1960’ların ortalarında uluslararası arenada genişlemek istediğinde De Beers, Japonya gibi evlilik öncesi romantizme pek yer bırakmayan köklü geleneklere sahip ülkelere girmekten çekinmedi. Şirket, elmas yüzüğü ‘modern batılı değerler’in timsali olarak, yoğun şekilde pazarlıyordu. 1967’de kampanya başladığında Japon kadınların yüzde 5’iden azı elmas yüzük sahibiyken, 1981’e gelindiğinde bu oran yüzde 60’a yükselmiş ve Japonya elmas yüzük için ABD’den sonra en büyük ikinci pazar haline gelmişti. Epstein bu durumun şaşırtıcılığına ‘De Beers, feodal devrimlere, dünya savaşlarına, endüstrileşmeye ve Amerikan etkisine karşın süregelmiş olan bir izdivaç geleneğine sahip Japonya’da bir yılda milyar dolarlık bir elmas pazarı yaratıverdi.’ sözleriyle açıklık getiriyor.
    1 ...
  24. 54.
  25. Elmas yerine neden pırlanta deniyor hiç anlamıyorum. Pırlanta kelimesi daha mı havalı.
    1 ...
  26. 53.
  27. kalp kalp kalp kalp kalp kalp kalp.
    0 ...
  28. 52.
  29. Modası geçti. Çöpe atmayi düşünüyodum ama safirle değiştirmeye karar verdim. Artik safir, yakut gibi taşlar moda.
    2 ...
  30. 46.
  31. Elmas (diamond)'ın kesim şekilllerinden birine adını veren değerli taştır. Aslında ülkemizde pırlanta olarak tanımlanan taşlar genel olarak round brilliant cut yani yuvarlak kesimli elmastır. Bunun dışında; oktagon, zümrüt (emerald), oval, markiz (marquise), damla (pear), kalp (heart), prenses (princess), radyan (radiant) taş kesimleri de klasikleşmiş kesimlerdir.
    1 ...
  32. 45.
  33. 44.
  34. "Pırlantalar kadınların en iyi dostlarıdır."
    -marilyn monroe-
    2 ...
  35. 43.
  36. Lüks bir tüketim olmasa gerek. Baksana ötv den muaf.
    1 ...
  37. 42.
  38. ölü yatırım. bozdurmak yok. alacaksın hanım kızımızın canı isteyince takacak. vay anam vay.
    ama bak altın öyle mi.
    1 ...
  39. 41.
  40. insanların değer verdiği ama aslında hiçbir değeri olmayan ve insan etkisiyle değil tabiatta kendiliğinden var olan karbondan müteşekkil kaya.
    1 ...
  41. 40.
  42. sadece karbondan oluşan, tek değerli taş.
    0 ...
  43. 39.
  44. olm bu karılar bu pırlantanın neyini seviyor beğeniyor ya. kollarında 3-4 trabzon burması olan kadın çok daha seksi ve güzel bence.
    2 ...
  45. 38.
  46. Öz güveni tavaan eksik afilli avucuna almış seni besbelli
    Şirazeni kaydırmıış temelli
    Minicik kaldırım taşı pırlantaya mi karşı

    Yüksek sesle, eğlenerekten bu şarkıyı söyleyesim var niyeyse. Salak salak dans etmek falan istiyorum. Abicim deşarj olmam lazım yarın iş var iş.
    0 ...
  47. 37.
  48. Demet Akalın'ın şarkısını duyduktan sonra kulağa kat kat güzel gelen Nil Karaibrahimgil şarkısı.
    Ayrıca değerli bir taş.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük