en sevdigim zeytinyağlıdır.
yapması da çok kolay. pırasayı pirinci, suyunu, yağını, tuzunu, sekerini vs. at düdüklüye, 20 dakkada hazır.
boool limonla servis edilir.
sadece yeşil yapraklı kısmını bol limonla kısmen sevebildiğim sebze.
zeytinyağı ile son derece sağlıklı bir ikili oluşturup iyi bir lif kaynağıdır.
yalnız çiğ olanını gayet de yerim. (özellikle yeşil soğan gibi ince pırasalar mevcut, yemeklerin yanında iyi gidiyor.)
zeytinyağlı pırasa yemeğine hiçbir zaman hayır demem. ayrıca yanında mutlaka bir-iki kase yoğurt yemeyi de severim. bu arada dolaptan çıkarıp ısıtmadan da gayet güzel giden bir yemektir.
arnavut böreğini her ne kadar çoğunlukla ıspanaklı yapsalar da ben ıspanaklısını değil pırasalısını çok severim.
bununla beraber yumurtalı pırasa kavurmasına da bayılırım. (yalnız üzerinde yumurtanın sarısı bütün halinde olacak, dağılmayacak) bunun yanına da mutlaka koca bir bardak ayran olacak. *
okuldan eve çok aç biçimde geldiğim bir zaman diliminde yemek üzere saldırdığım ve o günden beri fazlaca sevdiğim bir sebze. öncesinde de yiyordum fakat yemesem de olur diyordum. pırasa yiyin.
"pırasanın uyuşturucu bir madde olan "lactucarium" içerdiğini; eski mısır ve roma'da, iştah açıcı, uykuyu kolaylaştırıcı bir sebze olarak görüldüğünü okudum. (zamanla benzerleriyle melezlenip günümüz pırasası elde edilmiş..)
yunanca aynı anlama gelen práso (πράσο) sözcüğünden alıntıdır. sözcük eski yunanca aynı anlama gelen práson (πράσον) sözcüğünden evrilmiştir. büyük ihtimalle yunanca'da yeşil anlamına gelen "prasinos" kelimesinden türetilmiş.."
diye bir bilgi okuyup paylaştım.
Hiç sevmezdim ama bir gün eve geldim ve sofrada kavurmasıyla karşılaştım enteresan geldi. Hemen üzerine limon sıkıp gömdüm ve inanın sulu yemeğinden daha güzel oluyormuş.