istanbulu tekeline alan, diğer türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının istanbula göç etmesine karşı çıkan bu durumdan rahatsız olan kişi. insana sorarlar, o köylülerin köyde geçinebilmesi için-istanbula taşınma ihtiyacı duymaması için ne yaptın.
ülkenin bütün güzelliklerinin kendilerine ait oldugunu savunan burjuva kesimden bir aydın!*
(bkz: boşa oksijen tüketengiller)
kendisini cok akilli ve türk genclerini ve milletini saf salak sanan sahis. programinda dünyaca ünlü sahislarin ismi * * düsüyor ve seyirciye soruyor bu sahsi taniyormusunuz diye...
"yok canim tanimiyoruz!!"
sürekli bi "ben sizden daha akilliyim, 68'de paris'i gördüm, amerika'da okudum bik bik!" tribi. buna ragmen ingilizcesi cok kötüdür.
programa konuk olan selim ileri kendisine iltifat etme gafletinde bulundugunda, sessiz kalınarak da nasıl küstah ve ukala olunabildiğini bizlere izlettirmiş olup, tevazu, olgunluk, kendini bilme gibi bir takım hasletlerden bi haber insan.
konuşurken müjde ar ın sempatik ve kadınsı vurgulamalarını taklit ediyor olması bile kurtarmıyor kendisini.*
kitap yazarken rahat olabilmek için kızını yatılı okula yollamış ve bu olaydan sonra "kötü anne" olarak görülmekten şikayetçi olmuş garip insan. paris'in olmazsa olmazı, "ben pariste iken" kişisi. *
dünkü haydi gel bizimle ol programında dans konusu açılınca "aaaa benden iyi rock n roll yapamaz kimse.ben bu işi amerika da öğrendim.orda yetiştim ben." diyebilen şahsiyettir.ayrıca programdan edindiğim izlenime göre içi kin dolu egosu tavan yapmış yazar hanımdır.
24/04/2008 deki program da, yabancı ünlü insanlara ilgi gösterenleri anlayamadıgını ifade etmiş, kendisinin böyle bir tavır içinde olmayacagını söylşemiş kişiliktir. unutmaması gereken bir konu vardır, her yerini gerdirse de yasının 70 dolayların da oldugunu unutmustur herhalde, ilgilendigi kişilerin olması halinde bile, kendisine ebe muamelesi görecegini herhalde kendisi de bilmektedir.
kitaplarını okumadıgım, hatta ismini bile bu programda duydugum, ama duymaktan da ciddi rahatsız oldugum boş konusan, felsefe den, bu toprakların aydını olmaktan çok ama çok uzak, paris e özlem duyan ama neden burda durdugunu da dogrusu anlamadıgım kişilik.
bazi insanlarin cismini gormek tv ekranlarindan ve dinlemek anlattiklarini, bazen yikiyor fena halde kafanizdaki imajlarini. pinar kur de oyle oldu maalesef. yazdiklariyla sevmistik. o keske hep hikayeler anlatsaydi bize bir perdenin arkasindan, gizemine yansaydik biz de. kibirli, yasadigi alemden kopmus, herseye tepeden burun kivirarak bakan halini bilmeseydik hic...
haydi gel bizimle ol adlı programda cemil ipekçi'nin nişantaşı'nda bir cafede türbanlı bir bayanı tükürük yağmuruna tutan, koca parası yiyen kadınlardan bahsedince konuyu geçiştirmeye çalışan, kekelemeye başlayan yazar.