Bununla birlikte şunu biliyoruz ki, kamulaştırma fikri, taraftarlarını çoğunlukla toplumsal dönüşüm esnasında, herkesin toplumsal meselelerle ilgilendiği, insanların tümünün okuyup, tartışarak faaliyetlerde bulunduğu ve özellikle de en açık ve temel fikirlerin kitleler içerisinde yayıldığı anda kazanacaktır. Özellikle bu coşku dolu süreçte, insanların zihinlerinin ivme kazanmış bir canlılıkla işlediği bu zamanlarda, şimdiden mevcut topluluklar tarafından yayılan anarşist fikri benimseyeceklerdir.
Ardından bugünün kayıtsız insanları bu yeni fikrin partizanları olacaklardır.
Oysa devrimden birkaç yıl önce Fransanın ne kadar acı bir manzara sunduğunu, krallığın ve feodalizmin ortadan kaldırılacağını düşleyen güçsüz azınlığı hatırlayın.
Etraflarına baktıklarında gördükleri derin bir umutsuzluk dönemin az sayıdaki gerçek devrimcisine ilham vermişti ve Camille Desmoulins haklıydı: Biz Cumhuriyetçiler 1789dan önce ancak bir düzineydik.
1788 yılı boyunca köylüler arasında yalnızca küçük ayaklanmalar vardı. Bugünün küçük ve kararsız grevleri gibi zaman zaman ortaya çıktılar ama yavaş yavaş yayıldılar, daha sonra uçsuz bucaksız, şiddetli ve bastırılması çok daha güç hale geldiler. Yaklaştığını sezdiğimiz devrim için de aynı şeyler gerçekleşecek Bugün güçsüz ama çoğalarak genel dışavurumlara ulaşan azınlıkların savunduğu anarşist komünizm fikri halk kitleleri arasında kendi yolunu bulacaktır.
Ya devlet bireyi ve toplumsal hayatı daima ezerek, insanın etkin olduğu bütün alanları ele geçirerek savaşlarla ve iktidar mücadelelerine, bir tiranın yerini diğerinin aldığı saray darbelerine yol açacaktır, ki bu gelişmenin sonucunda kaçınılmaz bir biçimde ölüm vardır.. Ya da devletler yıkılacak ve özgür anlaşmasıyla bireylerin ve grupların canlı insiyatifini bir ilke olarak benimseyen binlerce merkez yeniden hayat bulacaktır.
Pyotr Alexeyevich Kropotkin
"anarşistlerin geleceğe dair bir düş dünyasında yaşadıkları ve bugünün dünyasına gözlerini kapadıkları sık söylenen bir şeydir. belki de, bugünün dünyasını fazlasıyla görüyoruz; gerçek renkleriyle hem de. yakamızı bırakmayan bu otoriter önyargılar ormanında baltayla dolaşmamızın nedeni budur. bizler ne hayal aleminde yaşıyoruz, ne de insanları olduklarından daha iyi hayal ediyoruz, onları oldukları gibi görüyoruz. bu nedenle insanların en iyisinin bile otoritenin uygulamalarıyla özde kötü kılındığını; "güçler dengesi" ve "yetkililerin denetimi" teorisinin, iktidara sahip olanların, aşağıladıkları "egemen halk"ı, yönetenin kendileri olduğuna inandırmak için ürettikleri ikiyüzlü bir formül olduğunu ileri sürüyoruz. insanın insanı yönetmesinden bu nedenle nefret ediyoruz. biz insanları tanıdığımız için, yokluklarında insanların birbirlerini boğazlayacaklarını düşünenlere şöyle sesleniyoruz: "sınırdışı edilirken, yoksul tebam bensiz ne yapar! diyen kral gibi düşünüyorsunuz"
anarşist komünisttir. anarşizmle tanışması isviçre'de gerçekleşir Enternasyonal'in yerel şubesine üye olduktan kısa bir süre sonra daha aktif olan Jura Federasyonu (anarko) ile tanışmıştır ve anarşizmi benimsemiştir.
"...Peki, Çinli de dünya pazarı için üreterek Japon'u taklit etmeye başladığında ne olacaktır? BUndan çıkan sonuç, sıklığı ve süresi giderek artan sanayi krizlerinin birçok sanayi kolunda kronik hale geldiğidir. Şark'taki ve Afrika'daki pazarlar için mücadele de birkaç yıldan bu yana gündemdedir; Avrupa savaşının kılıcı yirmi beş yıldır Avrupa devletlerinin üzerinde sallanmaktadır. Ve bu savaş henüz patlak vermemişse eğer, bunun nedeni, belki de, devletlerin giderek daha çok borçlanmasını büyük finans gruplarının daha yararlı buluyor olmasıdır. Fakat, büyük banka kendi çıkarını savaşın patlak vermesinde gördüğü gün, insan grupları başka gruplara saldıracak ve evrenin finans efendilerinin işlerini yoluna koymak için kavgaya tutuşacaklardır..."
işin asıl ilginç yanı ise amcamızım bu sözleri 1896 yılında söylemiş olmasıdır.
"Biz ki caniyiz! Herkes için ekmek, iş ve her türlü bağımsızlık ve adaleti istiyoruz."
sözünün sahibidir. aslında durumu özetliyor, kim ki eşitlik, adalet, tam bağımsızlık istiyor veya veriyor bu dünyada hemen kapitalizm'in savunma mekanizması olan katil, cani, diktatör gibi söylemlerle karşı karşıya kalıyor.
--spoiler--
biz özgürlük istiyoruz ve özgürlüğün varlığının, kökeni ve biçimi ne olursa olsu, ister seçilmiş olsun ister dayatılmış, ister monarşist olsun ister cumhuriyetçi hiçbir iktidarın varlığıla bağdaşmadığına inanıyoruz.
başka bir deyişle, anarşistlerin gözünde kötülük, yönetimin herhangi bir biçiminde değildir. kötülük, yönetim fikrinin kendisinddir, otorite ilkesinin kendisindedir.
yani, insan ilişkilerinde sürekli olarak gözden geçirilebilir ve feshedilebilir özgür sözleşmenin idari ve yasal vesayetin, dayatılan disiplinin yerine geçmesi; bizim idealimiz budu. dolayısıyla anarşistler halka tıpkı tanrıdan vazgeçmeyi öğrenmeye başlaması gibi, yönetimden vazgeçmeyi öğretmeyi isterler.
--spoiler--
1882 - lyon.
yani diyor ki;
aga, devlet yokken, yasa yokken, yasayan yokken, yargılayan yürüten yokken, polis yokken, başkan yokken, başbakan yokken, kurum yokken kuruluş yokken, kağıtta yazılıp imzalanmış disiplin yokken, disiplinsizlik yokken, sömürü yokken, etiksizlik yokken, ateist yokken, alevi yokken, kürt yokken, ermeni yokken biz vardık ve çok mutluyduk. biz; insan.
bir yandan anarşist komünizmin bayraktarlığını yapan,öte yandan insan doğasına aşırı güveninden kaynaklı kendiliğindenci bir politika anlayışını benimsemiştir.
anarşizmin, önde gelen düşünür ve eylemcilerindendir.kropotkin anarşizm ile birinci enternasyonal yoluyla tanışmış.1874'te rusya'da tutuklanmış ,1976'da avrupa'ya kaçmış ve kırk yıl kadar sürgünde yaşamıştır.anarşist kurama önemli katkı sağlayan eserlerinin çoğunu bu dönemde yazmış,harakette aktif bir militan olarak yer almıştır.1917 şubat devriminin ardından rusya'ya dönmüş,bolşevikleri anarşizan bir bakış açısıyla eleştirdiği dört senenin ardından 1921'de ölmüş,bolşevik iktidara karşı anarşistlerin son kitlesel gösterisine dönüşen cenaze töreni ile toprağa verilmiştir.
Lenin'in kişisel izni ile Novodevichy mezarlığında anarşistler tarafından büyük bir cenaze töreni düzenlenir. Bu, anarşistlerin kitlesel olarak Rusya'daki son bir araya gelişi olur.
acayip bir zekaya sahip anarşist bir düşünür. bütün sözleri normal bir beyinin düşündüğü şeyler değildir; benim idolümdür.
Yalnızca itaat edenler yollarını kendi başlarına arayanlardan daha sık yanılır. Kropotkin.
Ancak hiçbir şey yapmayan insan hata yapmaz. Kropotkin.
Koşullar ile uzlaşmak istemiyoruz. Kropotkin.
Özgürlüğün tehlikelerinden ve karanlık yönlerinden korkmamalıyız. Kropotkin.
Biz ki caniyiz! Herkes için ekmek, iş ve her türlü bağımsızlık ve adaleti istiyoruz. Kropotkin.
gibi birçok akıllı cümleler söyleyen, benim içimdeki anarşisttir.
"komünizm sadece marks, engels,lenin ve stalin'den ibaret sayılıp böyle bilinmemeli" sözünü haklı çıkaran yazar.
aynı zamanda anarşizmin ise en önemli teorisyenlerindendir. kendisini "anarşist-komünist" diye tanımlamıştır.
komünist yaşamın nasıl olacağını merak edenler için, somut verilerle dolu ve okunması gereken eserler vermiştir.
bunu bilimsel olarak da açıklayıp örneklendirebilmiştir.
sağlığında sovyet rusya'da baskılar altında kalmış ancak cenazesinde ise on binlerce taraftarı eşliğinde yalnız bırakılmamıştır.