Önemli Not: Bu kaynak kayıtlara geçmiş ve bu kelimenin kullanıldığı yazılı ilk kaynaktır. Kullanımı daha öncesinde sözlü olarak veya günlük hayatta yaygın olabilir.
“Puşt” sözcüğünün, argodan geçerek Türkçe'de yer bulan karşılığı; “ Eş cinsel erkeklerin cinsel zevklerine hizmet eden sapık erkek çocuk; güvenilmez kişi, kalleş” (TDK sözlüğü)
“Puşt” sözcüğünün kökeni için iki kaynak belirtilebilir; bunlardan biri Farsça “sırt”,”arka” anlamına gelen “puşt” sözcüğüdür. Kürtçe'deki “pışt=: sırt, arka” sözcüğünün dengidir. Burada “Puşt” Farsça anlamı çarpıtılarak “arkadan iş çeviren güvenilmez kişi” hem de yine “arkadan iş gören” yani “eşcinsel erkek” anlamına tahvil olmuş durumdadır.
“Puştluk”, Türkçe'nin pek çok deyiminde de belli bir yer tutar: “ puşt olmak : Kilit, vida, değirmen kolu vb. şeylerin yalama olması, bozulması”; “Bir işin puştu olma: o işin hilelerini, açıklarını bilmek”;
Sözcüğün diğer bir kökeni de Romencedir. “Puşti” “erkek çocuk” anlamına gelir.
“Puşt” sözcüğünün Türkçeye oldukça eski biçimde yerleşmiş olduğu düşünülürse bunun Farsça “puşt- sırt, arka” sözcüğü ile Osmanlı döneminde istanbul'da oldukça yoğun biçimde bulunan Romen Çingenelerine atıfla “Puşti” sözcüklerinin argoda örtüşmesiyle kullanıma girdiği söylenebilir.
yeniçerilerin kafalarina taktiklari beyaz büyük baslik. osmanli döneminde bursa'da imal edilmektedir.
rivayet odur ki:
avrupa'ya sefere hazirlanan osmanli ordusu için 20.000 adet pust lazimdir. padisahin emriyle bursa'ya 20.000 pust hazirlanmasi için haber yollanir fakat haber kulaktan kulaga gittiginden dolayi, bursa'ya "padisah 20.000 tane puşt istiyor" seklinde ulasir. bursa halki napsin padisah emridir diye hemen 20.000 tane puşt toparlar istanbul'a yollar. bunun üzerine saraya haber gider. 20.000 bursali ayaklanmis saraya yürümektedir diye. hemen bir ordu hazirlanir, bursa'dan gelenlerin yolu kesilir. sonradan yanlislik anlasilir ve puştlarin basina denir ki: madem toparlandiniz buraya kadar geldiniz, bizde sefere hazirlaniyoruz, bize katilin. puştlarda kabul eder. osmanli ordusu önde, bursa'li puştlar arkada istanbula yollanirlar. fakat önden yürüyen ordu, arkalarinda 20.000 puştun yürümesinden rahatsizdir ve 2 adimda bir dönüp arkayi kontrol eder.
mehter yürüyüsünün böyle çiktigi rivayet olunur.
ilk kez rastlandığı Aşıkpaşanın Garipnamesinde arka, sırt manasında kullanılmış farsça kökenli sözcük. Peştamal de aynı kökten gelir ki ingilizcedeki Pushla da bir uzak akrabalığı olabilir.
Osmanlıca Azürde-püşt beli bükük yaşlı ihtiyarlara deniyordu.
"Bu gurbet ellerde candan usandım / El kahrını çekmede ömrüm puşt oldu türküsündeki gibi mahvolmak anlamında kullanıldığı da vakidir. Fakat bu kelimenin en az 500 yıldır günlük hayattaki cazibesi bu manalarında değil muhakkak. O manayı ise ilk kez 16. Yüzyılda istanbula gelen Floransalı Filippo Argenti, Regola del Parlare Turco (Türkçenin Konuşma Kuralları) kitabında yazmış. Tahmin edin artık, herifin ölçüp, biçip, önümüze itelediği şimdikiyle neredeyse aynı manada.
kullanması en bir güzel türk icadı küfürdür. aile arasında veya dışarda ulu orta söylendiğinde tepki çekmez. trafikte edilen küfürler de 2.sıradadır 1. için;
(bkz: kavat)
amına kodumun itleri. elin zavallı kızını elini kolunu bağlayarak sikiyosunuz, sonra da it gibi titriyosunuz. götsünüz olum göt. ulan bu kız bakireyse senin vicdanın sızlamıyor mu? senin bacın yok mu, puşt? bi de kızı öldürmeye kalkıyosunuz, siz hakkaten kancıksınız lan, katil ibneler.