çocukken bütün küfürlerin birleşimi, bir nevi tüm küfürlerin babası sandığım sözcük. birisi birisine puşt dediği zaman kesin kavga çıkcak falan diye korku dolu gözlerle etrafa bakardım. hayır ne düşünüyosam.
amına kodumun itleri. elin zavallı kızını elini kolunu bağlayarak sikiyosunuz, sonra da it gibi titriyosunuz. götsünüz olum göt. ulan bu kız bakireyse senin vicdanın sızlamıyor mu? senin bacın yok mu, puşt? bi de kızı öldürmeye kalkıyosunuz, siz hakkaten kancıksınız lan, katil ibneler.
kullanması en bir güzel türk icadı küfürdür. aile arasında veya dışarda ulu orta söylendiğinde tepki çekmez. trafikte edilen küfürler de 2.sıradadır 1. için;
(bkz: kavat)
ilk kez rastlandığı Aşıkpaşanın Garipnamesinde arka, sırt manasında kullanılmış farsça kökenli sözcük. Peştamal de aynı kökten gelir ki ingilizcedeki Pushla da bir uzak akrabalığı olabilir.
Osmanlıca Azürde-püşt beli bükük yaşlı ihtiyarlara deniyordu.
"Bu gurbet ellerde candan usandım / El kahrını çekmede ömrüm puşt oldu türküsündeki gibi mahvolmak anlamında kullanıldığı da vakidir. Fakat bu kelimenin en az 500 yıldır günlük hayattaki cazibesi bu manalarında değil muhakkak. O manayı ise ilk kez 16. Yüzyılda istanbula gelen Floransalı Filippo Argenti, Regola del Parlare Turco (Türkçenin Konuşma Kuralları) kitabında yazmış. Tahmin edin artık, herifin ölçüp, biçip, önümüze itelediği şimdikiyle neredeyse aynı manada.