public enemies

    10.
  1. şahsımı uzun zaman sonra sinema salonuna götüren film. sebebi de filmin hem bir michael mann filmi olması ve elbette hem de johnny depp ve christian bale faktörüdür. verdiğiniz her kuruşun karşılığını alabileceğiniz bir film. yani "hacı dvd'si çıksın öyle izleyeyim" diye nadasa bırakamamanız gereken filmlerdendir. johnny depp the pirates of the caribbean trilogy'sin de olduğu gibi yine döktürmüştür. christian bale ise bizim için hala the dark knight'tır.. ve öyle kalacaktır...

    edit: soundtracklerini mutlaka dinleyin derim..
    5 ...
  2. 48.
  3. banka soygunu esnasında banka müşterisine "sadece bankanın parası" repliğinden sonra bir de;

    - çünkü artık benimlesin.
    * senin hakkında hiç bir şey bilmiyorum.
    - indiana mersfield'da bir çiftlikte büyüdüm, annem 3 yaşımdayken öldü, babam beni dayaktan öldürürdü. çünkü beni nasıl yetiştireceğini bilmiyordu. beyzbolu, sinemayı, iyi giyinmeyi, hızlı arabaları, viskiyi severim. bi de seni...

    başka ne bilmen gerekiyor?
    * ...

    repliği ile akılda fena yer etmiş olan filmdir. birkaç replik daha vardı ama şimdi filmi izleyecek gelecek nesiller için bu kadarı yeterli olsa gerek.*
    4 ...
  4. 5.
  5. johnny depp oynamasa sırf christian bale için gidilecekti. ikisini birlikte görmek için farz oldu gitmek.
    5 ...
  6. 12.
  7. banka soygunu ve hapishaneden kaçış sahneleriyle izleyenleri memnun eden filmdir. ayrıca büroda çalışan acemi memurlarla, sonradan gelen (sanırım teksas'tan gelmişlerdi) ve saha tecrübesi üst düzey olan memurlar arasındaki farkı çok iyi yansıtmayı başarmış bir filmdir. john dillinger'ın ormandan kaçışı sahnesinde dedektif winstead(Stephen Lang)'ın yaşına rağmen gösterdiği büyük çeviklikle son anda yere yatıp delik deşik olmaktan kurtulması gerçekten etkileyiciydi. marion cotillard'ın güzelliği ve fransız zarafeti de filme hoşluk katmaktadır.
    3 ...
  8. 16.
  9. dillinger'ın efsanevi yeteneğini ve zekasını johnny depp üzerinden çok başarılı bir şekilde yansıtmış filmdir. kesinlikle izlenilesi.
    4 ...
  10. 6.
  11. johnny depp için izlenecek filmdir.

    "Bryan Burrough'un Türkiye'de yayınlanmayan Public Enemies: America's Greatest Crime Wave and the Birth of the FBI, 1933-43 (Halk Düşmanları: Amerika'nın En Büyük Suç Dalgası ve FBI'ın Doğuşu) adlı kitabından uyarlanan film, Hollywood'un gerçek bir hikayeye en çok yaklaşan filmlerinden birisi olarak değerlendiriliyor.

    Olaylar Amerika'nın Büyük Bunalım yıllarında gerçekleşir ve dönemin en ünlü suçluları ve yeni oluşan FBI arasında yaşananlar anlatılır."

    gözümüz gönlümüz açılsın editi:

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/33127/+
    4 ...
  12. 18.
  13. hala izlemeyenlerin çok şey kaçırdığı filmdir. micheal mann yine mükemmel bir iş çıkartmıştır. konusunu hiç bilmeden oyunculara ve yönetmene bakarak girdiğim film tabi ki beni yanıltmadı. ve tabi ki johnny depp bir kez daha kendini kanıtlamıştır bu filmde.
    *gerçek bir banka soyguncusu dillinger'ın hayatı ve son nefesi gözler önüne serilir. son sahnede keşke gerçek olmasa da anlatılanlar ölmese burada dillinger denir film izlenirken. hep bir merakla beklenir şimdi ne olacak diye. kulaklarda diana krall'ın enfes sesiyle black bird kalır film esnasında, film sonrasında. mükemmel bir aksiyon, mükemmel bir aşk, mükemmel bir dram. izlenilesidir.
    3 ...
  14. 45.
  15. bu filmde bir sahne var ki - en sevdiklerim arasında ilk 3 e girer- otis taylor'ın ten million slaves şarkısı eşliğindeki güzel çoçuk floyd'un (charles arthur floyd) dedektif melvin purvis'den kaçışıdır.

    şarkı için:
    Play
    Current Time 0:00
    /
    Duration Time 0:00
    Remaining Time -0:00
    Stream TypeLIVE
    Loaded: 0%
    Progress: 0%
    00:00
    Fullscreen
    00:00
    Mute
    Playback Rate
      1
      Subtitles
      • subtitles off
      Captions
      • captions off
      Chapters
      • Chapters
      The video could not be loaded, either because the server or network failed or because the format is not supported.



      aynen aktarıyorum:

      ( floyd ormanlık alanda kaçarken peşinde dedektif melvin purvis ve 5-6 memur onu kovalamaktadırlar. floyd düzlük bi alana geldiğinde dedektif silahını ona doğrultur biçimde)

      dedektif: floyd dur.

      (floyd döner isabet almadan elindeki makinalıyla kaçarken ateş eder, dedektif de elindeki tüfekle bir el ateş eder ama vuramaz, floyd hala kaçar, 2. isabetini alır ve floydu karaciğerine yakın bir yerden vurur. yerde can çekişmek üzere olan pretty boy floydun yanına gider, floyd silahını çeker ama dedektif elindeki silaha tekmeyle vurur sonra silahını floyda doğrultarak.)

      dedektif: güzel çoçuk floyd tutuklusun evlat.
      floyd: adım charles, charles floyd. sen kimsin.
      dedektif: melvin purvis, soruşturma bürosundan. arkadaşın harry campell nerede.
      floyd:(gökyüzüne bakarak.) galiba ölüyorum, cehennemde görüşürüz. ( ve ölür.)

      not: ancak bunu bulabildim.
      sahne için:
      Play
      Current Time 0:00
      /
      Duration Time 0:00
      Remaining Time -0:00
      Stream TypeLIVE
      Loaded: 0%
      Progress: 0%
      00:00
      Fullscreen
      00:00
      Mute
      Playback Rate
        1
        Subtitles
        • subtitles off
        Captions
        • captions off
        Chapters
        • Chapters
        The video could not be loaded, either because the server or network failed or because the format is not supported.

        3 ...
      • 52.
      • 2009 yapımı johnny depp in mükemmel performansına hayran bıraktığı, michael mann filmi. oyunculuk, müzikler ve replikler şahanedir https://galeri.uludagsozluk.com/r/1064066/+
        3 ...
      • 19.
      • --çok ama çok pis spoiler var direkt sonunu söylüyorum ona göre--

        vasatı aşamayan film. spoiler'e rastlarım diye hakkında hiçbir şey okumamıştım bu filmin. konusunu bile bilmiyordum. johnny depp oynuyordu, yani benim bir filmden bekleyebileceğim her şey vardı. sinemaya da zaten johnny depp'in filmini izlemeye gittim, public enemies'i değil.

        neyse, film başladı bir baktım ki bin yıllık soyguncu-özel ajan muhabbeti. bu muydu dedim içimden. bu kadar değildir, johnny depp oynuyor, senaryo bir yerde farklılaşacaktır diye devam ettim. sonuç? çok yavaş ilerleyen bir ilk yarı, filmin ilk yarısında olmasa da olurmuş hatta olmasa daha iyi olurmuş diye düşündüren bir aşk hikayesi (ki tek güzel yanı vestiyerli sahnede johnny depp maço bir erkek olsaymış nasıl olacağını görmemizdi ve evet yine müthiş oluyormuş), dillinger'ın yakalanmasıyla bir anda seyirciyi sarmaya başlayan heyecan, artan tempo, johnny'nin bir iki laf sokuşturması, avukatın damgasını vurduğu mahkeme sahnesi, aksiyon, tekrar kaçma ve kovalamanın başlaması, buna bağlı olarak seyircinin tekrar filmden kopması, bitmek bilmeyen bir ikinci yarı, aşk hikayesinin giderek oturması ama bunun johnny'nin sonunu hazırlayacağını farketmek, johnny'nin filmin sonunda öleceğini inceden hissetmek ama konduramamak, aptal bir melodram repliğiyle özdeşleştirmemiz beklenen ölüm sahnesi... bir de filmin başından sonuna kadar susmayan silah sesleri...

        şahsen ben bir yerden sonra sadece johnny depp'i izlemeye başladım. kendisinin bu filmdeki oyunculuğunun da hakkını vermek lazım diye düşünüyorum. christian bale'i belki de oynadığı rolden dolayı pek sevemedim. tesadüf müdür bilmiyorum ama bu adamın iyiyi oynadığı filmlerde nedense ben kötüyü destekliyorum**.

        aşk meşk sahnelerine de odaklanamıyordum zira sürekli billie'nin başak köklükaya'ya mı yoksa melis birkan'a mı daha çok benzediğini düşünüyordum. hâlâ kararsızım sözlük.

        johnny depp'in ilk defa rol gereği öldüğünü gördüm ve epey sarsıldım. kendisine her rol çok yakışır ama ölüm sahnesi hiç yakışmamıştı.

        --çok ama çok pis spoiler var direkt sonunu söylüyorum ona göre--

        hasılı, efendim, johnny depp ile kafayı bozan herkesin mutlaka görmesi gereken ama genel olarak izlenmese de kayıp yaratmayacak bir film.
        3 ...
      © 2025 uludağ sözlük