ülkenin olmazsa olmaz kurumlarındandır. sanıldığı gibi sadece fatura tahsilatı yapar duruma gelmiş değildir. evet, artık insanlar ekisi kadar mektup ya da posta kartı göndermiyorlar yakınlarına, fakat hâlâ benzer iletişim olanakları için kullanılmaktadır PTT.
gidin bakın sirkeci, kadıköy ya da ankara'daki ulus postahanesine, özellikle şirketler, çeşitli kurum ve kuruluşlar müşteri ya da abonelerine yığınla mektubu, broşürü ve benzeri posta gönderisini PTT aracılığıyla yollamaktadır. ne var ki PTT özel kargo şirketleriyle rekabet edememektedir. bürokrasinin anlaşılmaz çarkları, kullanıcıları kargo şirketlerine yöneltmektedir. gönderilerin alıcıya ulaşma süresi her ne kadar eskiye oranla kısalmışsa da PTT zaman zaman oldukça çelişkili performans örnekleri sergilemektedir. Sirkeci postahanesinden güngören'e (şehir içi) taahhütlü yolladığım mektup bir günde alıcıya ulaştı. fakat bir başka şehir içi taahhütlü mektubum beş gün sonra alıcının eline geçti. Hava alanından aynı gün, aynı adrese(şehir içi) gönderdiğim üç taahhütlü mektuptan biri beş günde diğer ikis on iki günde alıcıya ulaştı. bir şeyleri yanlış yapıyorlar ama neyi, anlamadım gitti.
akp hükümeti'nin çok iyi yönettiği ender kurumlardan. binali yıldırım sadece ptt bakanı olsa, çok daha iyi olacaktır.
ptt gerçekten son yıllarda çağ atladı, ha aman burada dillendirmeyelim, iyi çalışıyor falan diye, "yanlış anlama kemal abi iyi çalışıyor derken, hani satmaya kalksan satamazsın." adam şimdi satılığa çıkarır maazallah.
"ptt-koli-k olacaksınız" diye yeni bir slogan ile yurtiçi kargo meselesini yenilemişler, koli için ücret talep etmiyorlar ve diğer kargo şirketlerinden çok daha ucuza ve emniyetli bi biçimde kolilerinizi yerine ulaştırıyorlar, internetten de takip edebiliyorsunuz.. tabii, millet olarak alışamadığımız bu kıyaklar ne kadar daha sürer bilinmez.