(#4821303) söz konusu entry'sinde benim genetikçi ya da biyolog olmadığımı iddia etmiştir. "genetikçi" diye bir meslek olmadığını bilmesini isterim. ayrıca basit bir biyolog olduğumu da iddia etmedim hiçbir yerde. moleküler biyoloji ve genetik bölümünde okuyan bir öğrenciyim. kendisine üniversitemin ve fakültemin adını verip bir gün misafir etmek istediğimi belirtmeme rağmen buna yanaşmadı malesef, çok ağır ithamlarda da bulundu ama buraya taşımak bana yakışmaz. ayrıca refere ettiği entry'm de şudur; (#4814219)
(#4821362) bu entry'yi arkadaşın ne kadar bilimsel açıklamalar yaptığını görmeniz için koyuyorum buraya. bahsi geçen bilim adamı değil colonel burton sanki. bilimsel seviyeyi temaşa etmektesiniz.
insanın inanabileceği tek varlık tanrı olmadığı gibi inanmak kelimesi de dinlere özgü kullanılan bir fiil değildir. insan herhangi birşeye**** inanabilir. Sonuçta bunlar onun değerleridir. Ancak bu değerleri tek bir isim altında birleştirmek günümüz koşullarında daha tasarruflu gözükmektedir. zamanında insanların en çok korktuğu tanrı olan zeus bugün hristiyan alemindeki tek tanrının bir baba figürü olmasındaki en önemli roldür. Bu da dinlerin aslında değişerek gelmiş değerlerden ibaret olduğunu inandığımız herhangi birşeyin tanrı ile bağdaştırılabileceğini göstermiştir. inanmak için bir dine mensup olmak gerekmemektedir.
(bkz: angels and demons)
kısa,öz ve boş..daha fazlasını beklemediğimi itiraf etmeliyim.
kalbin mühürlenmesi konusu... evet herkesin anlayamacağı bir konu olsa gerek ki çok bilen yazarımız(!) bile bunu anlayamamış.tamam sorun değil anlatmaya çalışırız *
Allah kalpleri nasıl mühürler? kalbini açıpta mühür mü basıyor? basit: hayır.peki nasıl? anlamak isteyen için kolay.Allah'a inanmıyorsun,varlığını kabul etmeyecek kadar perde var gözlerinin önünde.* Allah gözüne gözüne sokuyor varlığını.bir (bkz: alak)tan bir insan yapıyor seni.bunu biliyorsun.evrene bakıyorsun herşey kusursuz,mükemmel.ayakkabının bir ustası olduğunu görüyorsun, arabaların sürücüsü olduğunu görüyorsun..(ayakkabı ustası olmadan veya ayakkabı fabrikası olmadan ayakkabının varlığı düşünülebilir mi?) kainat bu kadar harikayken Allah nasıl var olmaz? basit bir ayakkabının bile bir ustası,yapıcısı varken,muhteşem bir varlık olan insanın nasıl bir yaradanı olmaz? yalnızca basit olduğuna inananlar Allah'ın varlığına inanmazlar.
asıl konuya dönersek,insan bu kadar gözüne sokulan şeyi görmek istemeyip, inat ederse, kendi iradesiyle Allah'ın varlığını reddederse Allah onun kalbini mühürler yani * artık o reddediciyi varlığını,gerçekleri göremeyecek hale getirir.artık o reddediciye ne kadar ispat gösterirseniz gösterin o bunu idrak edemez.
mühür = gerçekleri görememe,Allah'ın varlığını anlayamacak hale gelme.*
madem bu kadar zeki olduğunu öne sürüyor * mühürün mecaz anlamda kullanıldığını hiç mi duymadı?duyduysa neden anlamak istemiyor?yoksa onun da mı kalbi mühürlenmiş? dedirten sözlük yazarı.birgün biri "kalpsizsin" filan derse inanmazsan bak kalbim burda diyip,göğüsünü açmaya kalkışabilir *
köyümüzün muhtarıdır. aslen ben köyde koyunları gütsün diye onu önermiştim ama o "hayır, ben canlıları güdemem ama madem koyun var ve güdülmek istiyorlar o zaman bunların başına ciğeri beş para etmez birini koyalım. o gütsün bu koyunları." diyerek bu görevi reddetti. daha sonra bu çoban kişisi doğası gereği koyunları muhtara karşı kışkırttı, köyden kovdular muhtarı sebepsiz yere. sırf koyun olduklarından kaynaklı. muhtar yoluna, koyunlar ve çoban yoluna durumu oluştu. fakat muhtar hala gönlümüzün muhtarı olarak kaldı. koyunlar mı? koyunlar ise çobanın gösterdiği yöne doğru avuç açmaktadırlar hala.
kendisi gösterdiğim bilimsel kaynaklara -ki gösterdiğim kaynak türkiye'nin önde gelen bir bilim adamının ders kitabıdır, ayrıca merak edenler için söz konusu bilim adamı evrim'i savumaktadır ve benim bölüm başkanımdır-, bilimsel açıklamalara, alıntılara ve hatta okuduğum fakültemi belirtip davet etmeme karşılık "yalancısın sen işte, yalancı! seni dinlemek istemiyorum, okuluna da gelmeme gerek yok zaten yalan söylüyorsun, nayır işte nayır!" tepkisini vererek düşüncelerinin ne kadar özgür olduğunu bana göstermiştir. kendi dogmalarına sıkı sıkıya bağlı böyle insanlara en fazla üç beş mesaj katlanıyorum ben. sonra ne mi yapıyorum?
(bkz: drankmus) = (bkz: psychedelic starship)
farkları biri müslümanım der, biri değilim. ikisi de dengesizdir. ikisi de karşı inançtakilere hakaret eder.
"evet.. evet ben burda birşey farkettim.boş , boş.. ben veya başkası ne kadar anlatırsa anlatsın o ateist denen (bkz: şey) bunu idrak edemez. kendisini akıllı zannetmesiyle mi dalga geçersin bir ateistin, yoksa saçmasapan konuşmalarıyla mı. ama şu da var ki acınacak kadar zavallı olan bu aklı selimle(!) dalga geçmiyorum. zavallı çünkü. beyni analiz yapamıyorsa belki de suç onda değildir. zaten dinde mükellef olmak için üç şart vardır ki bunlardan biriside akıl sahibi olmaktır. arada bir gelip gidiyorsa sinyaller, yada hiç sinyal yoksa boşver sen dini mini zaten sana farz değil. eğer benim sinyaller kemale ermiş durumda diyorsan ve hala allahın varlığını kabul etmiyorsan boşa konuşmuş olacaksın ki allahı farkedemeyecek kadar zor durumda beynin. allah nerde diye sorulan sorular da ayrı bir garip zaten. hani idrak yeteneği olmayanlar hep o soruyu sorarlarda onlara şu cevap verilir: aklının varlığına inanıyor musun, evet, o zaman aklını göstersene bana, ???. basit bir örnektir ama eğer karşınızda algılama güçlüğü çeken birisi varsa böyle anlatmak zorunda kalırsınız. aklını gösteremediği halde hala allahın varlığına da inanmaz. ve bazen inanmasını da beklemez olursunuz zaten. bak şimdi ben ateist-lere bir ayet daha misal vereyim:
"inkar edenlerin doğru yola davet edenlerin durumu,bağırış ve çağırıştan başka birşey duyamayan (bkz: hayvanlara) 'seslenip bağıran'ın durumu gibidir.onlar manen sağır, dilsiz ve kördürler. bu sebeple onlar, ilahi emirleri duysalarda akletmezler." bakara/171. ayet
kafanın içindeki o şeyi çalıştırmaya uğraş ve okumaya devam et:
"allahın birliğini, hakimiyetini ve kuranı dışlayıp küfre sapanlara gelince, şüphesiz ki onları başlarına gelcek ile korkutup uyarsanda uyarmasanda onlar için birdir; üzülme,bilesin ki onlar inanmazlar." bakara/ 6. ayet
üzülme demişse allah bize üzülmek düşmez basit bir ateist için. ama ben o ateiste yinede şu soruyu sormakta ısrarcıyım: allahın varlığına inanmıyorsun,peygamberine,meleklerine vs. inanmıyorsun, diriliş gününe inanmıyorsun, peki eğer bunlar doğruysa. şimdi sana yalan görünen herşey doğruysa ne yapacağını hiç düşündün mü. eminim bu zahmette bulunmaz bir ateist.
1-tanrı yoksa yani devamında öteki dünya diye bir kavram yoksa ve sen onun varlığına inanırsan, sadece toprakta çürüyüp gideceksin.
2-tanrı varsa ve kendisine inanmayanları bir şekilde cezalandırıyorsa * işte o zaman yandın demektir. söylenildiği gibi sürekli yanıp, ölüp,tekrar dirilmek ve bunun böyle bir döngü halinde devam etmesi hoşuna gitmez herhalde.
3-öyleyse tanrının varlığı kabul edilmelidir.
tanrı yoksa ama sen inandıysan olmayan birşeye, öldükten sonra kaybedeceğin birşey,çekeceğin bir ceza olmaz.kar veya zarara uğramazsın; ama eğer tanrı varsa bahsedilen cehennem de vardır demektir ve büyük bir zarara uğrayacağın ve bunun daimi olacağı da kesindir. eğer birazcık beynin çalışsaydı sırf bu yüzden tanrının varlığına inanırdın. islamiyetten, müslümanlıktan bahsetmiyorum bile, sadece bunu düşünmek yeter insanın iman etmesine. hristiyanlık,yahudilik ,müslümanlık...tercih ederdin birini.
allahın şeklini şemalini aklında canlandırmaz bir insan. canlandırmadım,canlandırmadık,canlandırmayacağız. bu materyalistlerin yapacağı bir iş. ruhunun, aklının nasıl şeklini düşünmüyorsan, allahın da varlığını düşünmezsin beyninin yerinde yeller esmiyorsa.
kuranın 1400 yıl öncesine ait bir uydurma olduğunu söylemek saçmadır. bilimin son yüzyıl içinde keşfetmeye başladığı gerçekleri kuran 1400 yıl öncesinde açıklamıştır.allah ın ilminin göstergesi olan kuran bunları 1400 yıl öncesinde söylemişse bunda senin kıt kafanın anlayamadığı allah yoktur da ne vardır? kendi kendine patladı da oldu değil mi dünya? çarpık düşüncelerin ancak bu kadar açıklamana izin veriyor belli. zaten seviyesiz konuşmalarında ne olduğunu gayet açık göstermekte. biraz kafan çalışsa dünya var olduğundan beri var olmuş milyarlarca insana tanrıya inandığı için aptal muamelesi yapmazdın. senin ve senin gibilerin çokluğunu algılayamayacağın kadar tanrıya inanan insan salak, ama parmaklarınla sayabileceğin kadar az, inançsız kişiler akıllı öyle mi? yok öyle yağma! tanrıya inanan bilim adamları da mı salak? sokrates de salak zaten.nasıl olsa o da tanrının varlığına inanıyordu. einstein da öyle mimar sinan,aristotales ve colomb da öyle vs. ha?
görmeyen gözlere ışık neylesin, körler karanlıkta kalmaya mahkumdur. öyle değil mi?
ateistsen olsan bile o sana herşeyi öğreten kitaplardan birde insan gibi davranabilmeyi öğren. biz, ateistlere insan gibi davranırız. insana insan gibi davranmayan ateistlere insan da demeyiz. (bkz: insanlık namına birşey öğrenmemiş olmak)
eğitimin şart olduğu kadar, saygı da şarttır.eğitimli olduğunu iddia ediyorsan saygılı davranacaksın ki çevrendekiler de inansın.haa eğer ben eğitimsizim diyorsan, eğitim bana kâr etmiyor diyorsan saygısız olmanı normal karşılayabilirim."
