1960'lardaki beat generation'un müzisyenlerinin uyuşturucu kullanmalarıyla oluşan bir nevi dalga.
ingiltere'de ve Amerika'da oldukça geçerli olmuş ve kaliteli ürünlerin çıktığı bir dönemi yaratmıştır. Diğer taraftan, ingilizlerce daha iyi ele alındığını da iddia edilebilir..
çeşitli uyuşturucu maddeleri alan uçmuş amcaların o anda yarattıkları müzik türü denilebilir. (bkz: the doors)
sürrealist sözler ön plandadır, değişik melodiler, sesler denemeyi seven rock müzik türü.
68 lerde her ne kadar kasten ve bilnçli olarak ismi hedonist gençliğin sevdiği ve dünya sorunları takmayan insanlara hitap olarak geçsede tam tersi olan müzüik türüdür aslında. bu tarzın öncüleri olan the beatles, pink floyd, jimi hendrix gibi sanatçılar kitlesel tepki dediğimiz olguyu ve hümanizme her seferinde parmak basmışlar, savaşlara her yerde gereken tepkilerini sanatçı duyarlılığıyla göstermişlerdir. bu müziğin isim babası beatles tir zaten diğer isimle beat music denilir. 68 kuşağı dediğimiz olgunun yapıtaşlarından biri olan müziktir de aynı zamanda.
en önemli temsilcisi elbette pink floyd değil, the beatles'tır. pink floyd'u da çok severiz ama, fanatiklik yapmayalım lütfen.
beatles'tan sonraki en önemli adam kanımca syd barret'tır. tamamen onun elinden çıkmış the piper at the gates of dawn albümü abbey road studios 2'de kaydedilirken, yanda abbey road studios 1'de beatles, sgt pepper's lonely hearts club band albümünü kaydetmektedir. zaten syd, büyük bir beatles hayranı olduğunu kendi de söylemiş, ve piper albümünde yan stüdyodan sgt pepper kayıtları sırasında kullanılan seslerden ne kadar çok etkilenip kendisi de benzer şeyler uyguladığını anlatmıştır.
sonra acı bir dönem gelir. son senelerini zaten sadece kayıt yapmakla geçirip iki dakika sohbet bile etmeyen beatles üyeleri grubu dağıtır gider. yirmi dört saat uyuşturucu etkisinde gezinen syd kafayı yer, işlevsiz hale gelir. bundan sonrası artık farklı bir dönemdir. çünkü akımları yaratan, belirleyen beatles * yoktur ve yeni akımlar, başkaları tarafından uygulanadurur. tabii, bunların beatles etkileşimi olmadan yapıldığını düşüneniniz varsa, nerede olduğunuzu size dosthane bir şekilde özleteyebilirim: (bkz: the beatles'ı she loves you'dan ibaret sanmak) *
rock müziğin halüsinatif halidir. Space rock ile yakınlık gösterir. Hatta space varsa psychedelic,psychedelic varsa space öğeler de kesin vardır diyebiliriz. Almanlardan iyi psychedelic grup çıkmaktadır. Ancak alman tarzı deneysel müziğin adı kraut rock olarak adlandırıldığından ötürü psychedelic rock grupları bunun dışında kalmaktadır. Fakat çok benzerdir. 80 lerden sonra düşüşe geçmiştir. En önemli temsilcileri eloy, nektar, sadece the piper at the gates of dawn olmak üzere pink floyd, ozric tentacleshawkwind, camel, sadece solar music olmak üzere grobschnitt (diğerleri senfoniktir) gibi gruplardır.
sevilmeyen türdür, depresif türdür, psikopat müziği olduğu söylenen müziktir. Normal insanların müziği değildir psychedelic rock, adından da anlaşılabileceği gibi. Ama sevdirir kendini.Şöyle bir kalkıp göbek atamazsınız ama kulağınızda kulaklıklarda uzaklara dalıp gidersiniz...
60'li ve 70'li yillarda dunyayi kasip kavururken turkiye'ye de gelmis olan ama adina yapilan calismalarin degeri anlasilamamistir. (bkz: mesafeler) (bkz: gilgamis) (bkz: agit)
insanı kendiden alan, düşüncelere daldıran müzik türüdür. bir şeylerin kafasını yaşamadan üretilmesi zor şarkılardır. ayrıca bu tarz müzikle uğraşan grupların albüm kapakları ve posterleri tek kelime ile süperdir.
pink floyd sadece ilk albümde tam anlamıyla psychedelic rock yapmıştır (bkz: syd barrett). diğer tüm pink floyd albümleri progressive rock türündedir. bu sebeple ''pink floyd çok psychedelic ya'' demek gerizekalılıktır.
