akut bir psikozda ortaya çıkan çok sayıda semptom daha zayıf bir biçimde daha önce görülebilir ve bunlar önemli erken uyarı belirtileridir. ancak bir psikozun ilk belirtisi çok zor teşhis edilir. ancak birçok insan olağan dışı bir davranışın psikozun ortaya çıkmasından çok önce başladığını tespit etmektedir. bu ilk belirtiler genellikle gencin (ergenin) uyuşturucu kullanımına veya tembelliğine, kibirli oluşuna veya eksik kooperasyonuna yorulur. aşağıda bir psikozun tipik erken semptomlarının listesi bulunmaktadır:
bir psikozun olası erken belirtileri
huyun değişmesi
huzursuzluk, sinirlilik, aşırı duyarlılık
yükselen duygululuk, aşırı hassasiyet, rahatsız edilebilirlik
uyku bozuklukları (aşırı uyku veya uykudan kaçınma)
iştahsızlık
kendini bırakma, tuhaf giyinme
ani ilgi, insiyatif, enerji kaybı
duyguların değişmesi
depresyon, sığlaşmış duygular veya ruh hali dalgalanmaları
korkular – özellikle zarar görme/tehdit edilme korkusu
verimliliğin değişmesi
düşük dayanıklılık, özellikle stres altında
konsantrasyon bozuklukları, aşırı dikkatsizlik
performans düşmesi
sosyal alanda değişiklik
güvensizlik
sosyal geri çekilme, izolasyon
ilişkilerde sorunlar, ilişkilerin kesilmesi
ilgilerin değişmesi
aniden ortaya çıkan olağan dışı ilgiler, örneğin dini veya doğaüstü nesnelere, büyüye ve benzerlerine ilgi.
algı ve idrakin değişmesi
olağan dışı algılamalar, örneğin gürültü ve renklerin yoğunlaşması veya değişmesi; kendisinin veya çevresinin değiştiği duygusuna kapılmak; başka insanların algılamadığı nesneleri görme, tatma veya koklama duygusu
kendine özgü tasavvurlar, olağan dışı idrakler, örneğin kendiyle ilgili (başkalarının yaşantılarının, davranışlarının veya sözlerinin kendine mal edilmesi); izlenme duygusu, etkilenme algılaması (başkalarının kendisinin düşüncelerine müdahale ettiği, kendisini kontrol ettiği duygusu).
Annenin "babayı" bulamamasından oluşur. Ya da şöyle denebilir, anne imgesel dönemdeki çocuğu - dünyayı kendi uzvuymuş gibi algılayan - öyle bir besler ki çocuk gerçekliğin farkına varamaz, annenin kendi uzantısı olduğuna dair kanıları devam eder ve sonucunda dünyadaki her şeyin temeli imgesel olarak atılır. dışardan düşen yağmur tanesi, psikotiğin gerçeğiyle alakalıdır. O herkesten ve her şeyden farklıdır. Çünkü iğdiş kayasına henüz çarpmamıştır. En temel arzusuna daha istemeden bile ket vurulduğunun farkında değildir. Psikotik, annenin çocuktan başka bir dünyaya olan bakışını farketmez bunun sonucunda, anneyle olan ilişkinin enerjisi olan libidinal ekonomi, diğer nesnelere de anneye giden yolla yatırılır.
Peki anne çocuğa baksaydı, aynı zamanda dışardaki dünyaya da bakışını verseydi, ne olacaktı ? (bkz: nevroz)
değerli arkadaşlar bu hastalığa yakalanmış bir tanıdığı ya da ruhbilim ile uğraşan bir arkadaşımız var ise ivedi iletişime geçebilirler mi bir şeyler soracağım çok önemli.
psikiyatride kişinin gerçeklikle bağlantısının koptuğu, toplumsal ve bireysel yaşamına devam edemez hale geldiği ruhsal bozukluklara verilen genel isimdir. diğer psikolojik bozukluklardan "rahatsızlığın farkında olmama" semptomu ile ayrılır. ağır psikozlarda hastanede yatılı tedavi zorunlu hale gelir. Jane Kelly'nin psikozu tema aldığı tablosu:
(ing. psychosis): Realiteyle ilişkinin yitirilmesi, olağan toplumsal işleyişin bozulması ve aşırı kişilik değişmeleriyle tanımlanan organsal ya da işlevsel kaynaklı ağır bir ruhsal bozukluk.
ağır veya hafif derecede sanrıların başladığı ve halk arasında şizofren diye anılan hastalığın bilimsel ismidir,hasta kendisini düzeltmeye çalışır,bağırır,çağırır,tepki verir herşeye saldırgan tavırlar sergiler korkularından dolayı,sosyal ortamlara giremez olur,buda onu sanrılarıyla ve high level paranoid düşünceleriyle baş başa bırakır,beyin artık kontrolden çıkmıştır,fakat tıp buradada nimetlerini gösterip anti-psikotik ve sertralin hcl tedavisiyle hasta belli bir süre sonra normal insanlardan dahada normal olabilir,enteresan olan tarafı bu hastalığın,25 yaşından sonra görülme olasılığı yüzde 1,6 civarındadır...
beyindeki elektroakımın düzensizliği sonucunda semptomların beynin sağ ile sol tarafı arasında iletiyi yavaşlatıp ya da hızlandırması sonucu kişinin sapkınlık halidir. antipsikotik kullanımlası gerekir tabi doktor kontrolünde.
düşünce bozukluğu olduğu düşünülen insanları o şekilde düşünenler kendi düşüncelerinin pisliklerinde yoğrulmaktan kendilerini seçemezler, bu yüzdendir ki düşünceleriyle diğerlerini de pisletirler.
kişinin gerçeklerle bağlarının koptuğu ciddi ruh hastalığıdır nevroz gibi değildir çünkü birey nevroz geçirirken gerçekleri dosdoğru süzebiliyorken karar mekanizması psikoz hastalarında pek de doğru çalışmaz. şüphecilik, kıskançlık, olmayan inanışlar, hikayeler, roller görülebilir. bir tanıdığımın kendisini film sahnesinde hissetmesi, akla mantığa sığmaz inanışları, ikna yoluyla değiştirilemeyen inanışları psikozu bana çok yakından tanıttı. *