hastaneden çıktım,
yan basa basa,
ciğerlerim döküldü,
kan kusa kusa...
gibi sözleri olan şu an aklıma geldikçe söyleyenin de öğretenin de uyduranın da allah belasını versin dediğim şarkılar. o şarkı yüzünden verem savaş hastanelerini 10 km mesafeden görsem dahi hala tüylerim ürperiyor.
bir de atatürk için olanı var ki *onu hatırladıkça ben nasıl bir okulda nasıl bir toplumda yetişmişim diyor, inanamıyor insan.*
bir gün bir gün
bir çocuk
eve de gelmiş
kimse yok
açmış bakmış dolabı
şeker de sanmış ilacı
içmiş
içmiş
bitirmiş
akşama sancı başlamış ... gibi saçma bişeydi.psikolojimi bozmuştu.
bir de bunun gu vak vak vak diye yan eserini de çok yakından biliriz,günümüzde halen şımarmaya yönelik söyleyenler vardır,tabiki bir de tuhaf hareketleri.. ah o zamanlar; geri dönsem de tekrar söylesem..
bu dünya hepimizin sev dünyayı
elele koruyalım bu dünyayı
sevgiyle koşalım birlikte (sevgiye doğru, barışa)
bu ne beton, bu ne duman böyle
nerede benim uçurtmam söyle
su plastik şişeyle
neden kimya akar nehirlerde
bu dünya hepimizin sev dünyayı
elele koruyalım bu dünyayı gel
bu ne beton, bu ne duman böyle
nerede benim dut ağacım söyle
namluya çiçek verdik
bitsin artık bütün bu savaşlar
bu dünya hepimizin sev dünyayı
elele koruyalım bu dünyayı gel
hava güzel güneş sıcak
kır yeşil sular nasıl berrak akıyor
sevgiyle yaşamak güzel şey
bu dünya hepimizin sev dünyayı
elele koruyalım bu dünyayı gel
bu dünyayı sev...
bide işin başında bu şarkı büyüklere yönelikti ülkenin önemli şarkıcıları tarafından düetle lanse edildi.ilkokul düzeyinde olduğu için sonra okulların vazgeçilmez şarkısı oldu.sayısız yazılan örnektede olduğu gibi bu şekilde verilen müzik eğitimi ile ülkenin genel ve müzik gelişimi ortada...
Çantamı taktım koluma. Çıktım bağdat yoluna.
Ben bir subay beklerken. Çöpçü de çıktı karşıma
Ayakkabım toz atar. Çöpçü bana göz atar
Gözün kör olsun çöpçü. Elalem bize bakar.
duyduğum andan beri bir tür adrenalin salgılama yolu olarak söylediğim şarkı olan bir balık şarkısı.
kırmızı balık gölde
kıvrıla kıvrıla yüzüyor
balıkçı hasan geliyor
oltasını atıyor
kırmızı balık dinle
sakın yemi yeme
balıkçı seni tutacak
sepetine atacak
bir gün birgün bir çoocuk
eveee de gelmiş kimse yok
açmış bakmış dolabı (açmış bakmış dolabı ne la?)
şekerde sanmış iiilacı
yeemiş yeemiş bitirmiş
akşama başlamış sancı
kıvrım kıvrım kıvranmış
yaaptığından uutaanmıış. (allah böylesinin belasını versin)
"minik kurbağaaaa minik kurbağaaaa,
kuyruğun neredeeeee?
kuyruğum yok kuyruğum yok,
yüzerim deredeeeee. "
her ne kadar şirinleştirilerek anlatılmaya çalışılmışsa da, bu şarkı bile sevdirememiştir bana kurbağaları. sevecek başka hayvan mı yok kardeşim.