genellikle bu hocalar ya zevk için ya da can sıkıntısı yüzünden öğrenci döverler. öğrencinin en ufak bir kusuru bulunur ve öğrenciye tekme tokat girişilir. mesela ;
- alican gel bakalım buraya.
+ efendim hocam bi sorun mu vardı.
- sorun sensin eşek herif. ben size kareli defter alınmayacak, çizgili defter alınacak demedim mi.
+ özür dilerim hocam kareli defter bulamadım ben de çizgili defter aldım.
- bi de utanmadan cevap veriyor çooaaaat * geç yerine.
+ hırk hırk.........ühhhüüüüüüü.......
böyle psikopat hocalar oldukça insan başöğretmenimiz mustafa kemal atatürk'ü daha çok arıyor. ne diyelim yazıklar olsun bu tip hocalara.
sağa bakmak kopye , sola bakmak kopye , bana bakma kopye , sınav süresi kırk dakika kırk birinci dakika kopye diyebilen ve bu sözleriyle öğrenciler üzerinde baskı kurabilen hocadır .
sarıklı, şalvarlı, dergah üzerinde seks odaları olan sahte hocalar, şeyhlerdir.
namaz kılmasını bile bilmeyen bu sahte üfürükçü hocalar, dergahlarına gelen insanların din duygularını kullanır ''ben hocayım, şeyhim'' der onlarla cinsel fantezilerini yaşarlar. orda-burda dergah açar, sivilceleri iyileştirir, müritlerine orasını burasını öptürür, milyonlar kazanırlar.
nazi ordusunda ss subayı olmaya namzet üniversite hocalardır. okulu veya stajı nazi kampına çevirirler. başka hocalar burası tıp fakültesi, "hepimizin işi uzayabilir ve geç gelebilirsiniz, normaldir" deyip son dakikada bile derse girmemiz sorun yaratmazken, bazı hocaları gelirken görürsünüz önünden yürümek ayıp olur diye beklersiniz kapıda, adam içeri geçtikten sonra arkasından gelirsiniz, "benden sonra geleni almam" diyerek ders başlamadan dersten atar. biri saç uzatmak, küpe takmak, kot giymek, mini etek giymek, yüzük takmak, kolye takmak, saçlarını boyatmak vb. gibi olayları insan hakkı görürken, bazıları bunların öğrenciye yakışmayan hareketler olduğu konusunda dersin anasını siker ve dersin akşam 7'ye kadar uzamasına sebep olur. bazı hocalar derste hepimizin acil işi olabilir, telefonlarınız çalarsa cevap verin, konuşun ama uzatmayın, gerekirse dışarı çıkın konuşun derken, bir başka hoca titreşimdeki telefonunuzun titreşme sesinden bile rahatsız olur. ulan ben duyamıyorum cebimdeki telefonun titrediğini... en sinir bozucu olan ise sözlüde şunu anlat diyen hocalar. kocaman konunun neresini anlatayım. insan konunun içinden bir yer sorar onu söyleriz hiç olmazsa. sinir bozucu yanı bu değil. önemsiz bir ayrıntı vardır fakat profesör arkadaşa özellikle o ayrıntı çok ilginç gelmektedir ve onu söylemediğiniz sürece not vermez. başka profesöre aynı cevabı vediğinizde o kadar majör şeyler varken şu söylediğine bak diye azar işitirsiniz.
dersine kravatlı, gömlekli ve takım elbiseli gelmeyeni almayan veya itin götüne sokan hocalar da unutulmasın.
dün, birde darbe yaptılar. başkan arkadaşımızı küpe ve saçları ayrıca rahat hareketleri yüzünden beğenmiyorlarmış, onunla devam edersek stajı geçmemiz zormuş. ulan bunların kanında ergenekonculuk var. özgür bir seçimle başkan olmuş adam, size ne. altı üstü 6 günlük staj...
başkana sorduk mesele ne diye;
başkan derse gelmeyen hocayı çağırmaya gitmiş. hocam bekliyoruz, derse gelmeyecekseniz önceden haber verseniz de beklemesek gibi şeyler söylemiş. sana ne lan benim patronum musun? diye çocuğu kovmuş. herhalde tekmil verip süklüm püklüm olmadan, hazrola geçmeden söyledi ki tepki aldı...
hoca diye kime denir biliyor musunuz? hoca; derse girip ders anlatan insanlardır. derse girmedikten sonra ona hoca denmez uzman denir. bu adamlar bize ders verdiği için hoca, profesör, doçent gibi ünvanlar alıyorlar yoksa sadece uzman olabilir. hoca olmak mesele değil adam olmak mesele...
