giden gidecek elbet. gerekli ki gitmiş.
şu dönemlerde karatay hoca nın gündeme getiripi hakkında derin bir bilgi havuzu olan bir durum var.
bağırsakların bir nevi ikinci beyin işlevi gördüğünü ve bağırsakların iyi çalışmamasından dolayı psikolojik hastalıklar dahil pek çok hastalığın ortaya çıktığı söyleniyor.
bağırsakların iyi çalışması içinde tahıllar ve özellikle buğday, pirinç ve şekerli yiyceklarin azaltılması, bunun yerine et, baklagil, zeytinyağ, tereyağ, yumurta, peynir ve sebzelere ağırlık verilmesi gerektiği söyleniyor.
çünkü şeker ve hemen şekere dönüşen buğday türü tahıl, bağırsaklardaki ufak tüycüklerin üzerini kapatarak emilimi dolayısla bağırsakların çalışmasını engelliyormuş. ayrıca, ev yğurdu, turşu gibi probiytik kaynakları da öneriliyor.
karatay hoca yı netten de olsa iyi okuyun. epey faydalı olabilir. bizim yazdıklarımız beslenme tavsiyesi değildir. dokturunaza danışınız.
siz konuştukça psikoloğun 'hmm evet evet'' demesi ile sonuçlanan vasat insan aktivitesidir. kendisine saygısı olmayanların yapacağı şeydir.
oytunkaran'ın bu bağlamda bir psikolog olduğunu düşünüyorum ve her gün vasat insanlarla vakit geçiren biridir (bkz: oytun karanın entry sonuna evet yazması)
içini bilime dökmek isteyendir. gayet de normal olan bir durumdur, sadece kendi kendine yada ailesinin, arkadaşlarının söyledikleri kendini tatmin etmeyen kişidir.