Yaşayanların küçümseyenlerin başına gelmesini dilediği sosyal hayatı felç eden rahatsızlıklar. Seviyesine göre insanı intihara da sürükler katilliğe de. Mesela ben misophoniadan muzdarip biri olarak cak cak sakız çiğneyen, yerken içerken ses çıkaran, çekirdek yiyen, on yıldır burnunu temizlemiyormuş gibi nefes alan, bacağını sallayan, kalem çıtlatan ve daha nicelerini görüp duydukça onlara zihnimde çeşitli işkenceler yapıp öldürüyorum. Ve bu sesleri gürültünün içinde, uzak mesafede normalde rahat rahat algılanamayacak şartlarda bile seçip rahatsız oluyorum. Çevremdekilerse sadece yuh nasıl duydun onu diye hayret ediyor. Bunu anlamayan şımarık, takıntılı der geçer, hatta inadına yapan tipler bile var. işte onlar ölmeyi en çok hakedenler. Ve hayır üstüne gitmekle çözülmüyor, boş yere işkenceden başka bir şey değil. Dilerim kimin ne rahatsızlığı varsa çevresinde hep anlayışlı insanlar olur ve kurtulabileceği bir şeyse kurtulur. Dalga geçip küçümseyenler de umarım sokakta çıplak koşmalı delirir ne diyim ki bunlara sözlükçüğüm.
Sadece sahip olan insanların değil çevresindekilerin de hayatlarını zorlaştıran rahatsızlıklardır, takılmış herkesin diline "depresyona girdim" lafı oysa hiçbir şey sanıldığı gibi değildir, başa çıkamaz intihar edersiniz acizlikle suçlanırsınız, çünkü insanlar empati yoksunudur, hiç yaşamadıkları bir şey hakkında fikir sahibidir, cahildir. Bu başlık altında tanı konulmuş insanlar tanılarını paylaşması bence faydalı olabilir, aynı rahatsızlığı yaşayan insanlar kendi deneyimlerini paylaşıp belki de birbirlerine yardımcı olabilir.
Tanım: Sadece sahip olan insanların değil çevresindekilerin de hayatlarını zorlaştıran rahatsızlıklardır
Genetik ve çevre yoluyla insana bulaşan habis hastalıklardır. Kansere yakalanıp guleni gördüm ama ruh hastalıklarına yakalanıp guleni gormedim. insanlar sadece gözle girebildiklerini ciddiye alırlar. En tehlikeli psikolojik rahatsızlık sizofrenidir bana göre. Bu hastalıkların tümü beyinde bazı değişiklikler, harabetler yaratırlar. Öyle ki bunlar görüntülenebilir teknoloji sayesinde. Ciddi Depresyonlar ileride ameliyatla çözülebilecek bir hastalık bana göre. Bugünkü terapi ve haplama teknikleriyle değil. Bunun denemeleri de vardır.
nevrozlar ve psikozlar olarak ikiye ayrılır.
Genel olarak Toplumda en çok görülen tür nevrozlardır.
Bunlar içinde de en fazla anksiyeteyi görürüz.
Anksiyetelerse dinamik açıdan korkuyla alakalıdır.
Korkuları süreklilik kazanmış, artmış ve günlük işleyişi olumsuz olarak etkilenmiş tüm insanlara bundan ötürü anksiyetesi var denir.
Genetik bozukluklar, kısmi mutasyonlar ve nörolojik problemler dışında oluşanların nedeni genel olarak beslenmeden kaynaklanıyor. Özellikle hayvansal gıda tüketimi bağırsakları mahvedip sonra da vücudun dengesini bozuyor. Hiç aklıma gelmezdi peynirin bile inflamasyona neden olabileceği ya da yoğurt veya kefir. Hani burada marketlerde satılan çakmalarından bajsetmiyorum, en doğal ortamda yapılan süt ürünleri bile ibs ile birlikte anksiyeteyi tetikleyebiliyor.
Sigara bağımlısı ol ama hayvansal gıda bağımlısı olma kadar ciddiymiş bu mevzu.
Vegan ismini duyunca kusan ben, et gördükçe üç kere daha düşünmeye başladım.