ingilizce olarak okumaya cebelleştiğim, çok sevdiğim bölümüm.
Siz siz olun 4 senede bitirir sonra birsürü para kazanırım ohh kebap diye düşünüyorsanız bu bölümden uzak durun.
birçok dakikamı, akademik ve kitabik anlamları dışında farklı bir anlamını bulmaya yatırdığım mevzudur. Çok fraktallıdır, çok geneldir ve ne hikmetse bir o kadar da özneldir. hayvan psikolojisi, içgüdü gibi büyük bir yönelimin verdiği kolaylıkla çoğunluk olarak anlaşılır ve anlatılabilirken, içgüdüsü hayvanlara nazaran zayıf olan homo sapiens'in psikolojisi buzdağının görünmeyen parçasıdır.
tanımsal olarak ele aldığınızda dürtü bilimi diyebiliriz.
sadece insan odaklı olarak alırız genelde. hayvan psikolojisi de kapsamındadır aslında.
ilginç bir alan. herkeste aynı reaaksiyonu vermeyen ama aynı patolojik basamakları kat eden durumlar var.
fakat milyonlarca hatta milyarca insanda aynı etki gözlenemez. mesela 40 kişi dizin önünüze -çok amiyane bir örnek ama- bu 40 kişinin ensesine tokat attığınızı var sayın. alacağınız reaksiyonlar belli bir sabite sergilemeyecektir elbet.
fizik, kimya matematik gibi formülize edilmiş davranışsal kalıplar insanlarda dolayısıyla psikoloji fenomenlerinde olmadığından dolayı izafi gerçeklikler doğuran bir bilim dalı.
açmazları da mutlaka var, tabi bu onun bir bilim dalı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. açıklanamayan dürtüler var galiba hiçbir zaman da açıklanamayacak.
beyindeki nöronların çalışma sistemi ya da topyekün beyin sistematiğini çözsek de -ki büyük oranda çözülmüştür- muamma olarak kalacak olan şeyler hep var olacaktır.
bu arada psikiyatrlarla karıştırılır psikoloji okuyanlar. terminiloji benzerliğinden elbette.
Eğer bir kişinin davranışını değiştirirseniz, O nun düşünceleri ve hisleri de çelişkiyi azaltmak için değişecektir. insanlar, kendi davranışlarının düşüncelerinin ve hislerinin karşılıklı olarak tutarlı olmasını tercih ederler. Ve bunlar arasında ancak çok küçük bir farklılığa tahammül edebilirler. eğer bu üç temelden biri değişirse diğeri de zihinsel çelişkiyi azaltmak için değişecektir. *
--spoiler--
aylardır iyi bir üniversitede eğitimini almak için çaba sarfettiğim bölüm. aylarca daha çalışmam gerek peki ya kazandım gittim ya sonrası diye kafam allak bullak. pişman olmaktan korkuyorum psikolojiye ilgim var fakat buluşların çok sıkıcı bir şekilde kitaplarda yer almasından, ne diyor lan bu adam demekten korkuyorum. ben ettim sen etme diyenler, okuması en zevkli bölüm diyenler pişman olmamam için görüşlerini bildirirse çok mutlu bir insan olucam. haydii benim için yapın bunu. *
Biraz önce internet üzerinden Ankara Üniversitesi`nde psikoloji okumus biriyle konustum. Daha Freud'un Jung'un isimlerini dogru yazamiyor. Ben Cigdem Kagitcibasi'yim, psikologlari kontrole geldim, dedim, Cigdem kim ki? diyor. Yeri gelecek, terapiye gidecegiz, seviyeye bak yarabbim...
Bir Metin Arolat şarkısıdır. Sözleri intikam varidir. *
--spoiler--
O deli gibi seven bendim evet ama takvime bakarsan tarih değişti. Senin bozup gittiğin günlerden beri güzelim, psikolojim hızla değişti
--spoiler--
kavramın köklerinin yattığı ruhbilimi (psykhe + logos) isimlendirmesinden ziyade; psikoloji 'organizmanın davranışlarını inceleyen' pozitif bir bilimdir. çünkü psikoloji aslında ruhu incelemez, "ruh var mıdır, ölümsüz müdür" gibi sorulara cevap aramaz. tahmin edilebileceği üzere bu gibi sorular da konunun bilim kısmında değil felsefe kısmında yer alır.
bu noktadan hareket ederek, daha sağlıklı bir tanımla psikoloji:
"insan ve hayvanların davranışlarını; bu davranışların gerisindeki zihinsel oluşumlar ile birlikte inceleyen bilimdir."
gelişmesinde ekonomik faktörlerin ve savaşların büyük önemi vardır. ekonomik açıdan bakılınca amerikada işçiler veya çalışanlar diye adlandırılan kesimin performansını artırmak etkili olmuştur. savaş bakımından ise soğuk savaş döneminde silahlardan çok kişileri etkilemek amacıyla kullanılmaya başlanmış, propangadısıydı cartıydı curtuydu bazı amaçlar doğrultusunda geliştirilmiştir. bu yüzden amerika'nın psikoloji konusunda bu kadar gelişmiş olması kimseyi şaşırtmamalı.
psikoloji denen şey bence sadece insan denen küçük yaratığın yaratmış olduğu bir saçmalıktır,psikolog denen yaratıklar ise apayrı bir saçmalık,aslında psikoloji kelimesinin kurbanı olmak,psikolog denen yaratığa 200 tl yi verince,aciz yardıma muhtaç insan kendisini "iyileşeceğim" hissine kaptırıp akılalmaz bir pozitif enerjiyle doluyor,odadan çıktığında ise bu aciz insan kendisini iyileşmiş hissedip birkaç hafta sonra verdiği paranın acısından öleceğini bilmiyor...
psikoloji diye birşey yoktur,gerçek olan tek birşey vardır,oda biyoloji,eğer psikoloji var benim ruh sağlığım bozuk diyorsan git bir nöroloji uzmanına ve beyin tomografini çektir,göreceksin doktor mutlaka bir bozukluk görecektir beyninde...
(örnek: seratonin eksikliği,glikoz,aliminyum,lityum eksikliği vs.)
o yüzden ruh sağlığı diye birşey yoktur,beyin sağlığı vardır,freud,marx,comte,durkheim vs aciz insanlar yüzünden ruh sağlığı kelimesini kullanarak aciz insanları yakalayıp ününe ün katmıştır...
(bkz: kul günahkarsa,tanrı ne yapsın)
ruh sağlığı kadar bedeni de etkileyen bir faktör. insanı her alan etkiler sadece iş ruh'ta bitmiyor işlev görememe haline bile gelebiliyorsunuz ki sadece bunlada kalmıyor mide, bağırsak, eklemler, baş gibi organlara kadar zarar veriyor.
tedavisi askıya alınmaması gereken bir sorun ki malasef toplumumuz da herkes bunu es geçiyor ve bir deyimleme var 'ben deli miyim' diye bu zihniyetten arınsak eminim dünyamıza daha iyi bireyler kazanadırabiliriz.