araştırdıkça ve içine girdikçe korktuğum bilim. mesela kişilik bölünmesi diye bir şey, beyninde ikinci bir kişi oluşuyor. ve eğer o ikinci kişi dolabının içinde bir yaratık olduğuna inanıyorsa dolabı açtığında bir yaratık görüp kafayı yiyorsun. abi çok fena ya.
bir dalın bilim olması için laboratuvarı olması gerek diye düşünülür. psikoloji işte bu bağlamda tüm bilimlerden ayrılır. fizik gibi, biyoloji gibi, kimya gibi standart, belirli ölçüleri yoktur. bu yüzden bir laboratuvarı da yoktur. insanın duygu dünyasını ölçen bir formül olmaz. her insan ayrı bir dünyadır. tüm bilimlere burada fark atar. bu yüzden psikolog çok ama çok önemlidir. eğer işinin ehli değilse ve her bireyin kendine ait bir duygu dünyası olduğunun farkında değilse, sorunlarla boğuşan kişiye yardım etmek yerine, daha fazla canını yakar.
psikolojiyi meslek edenlerin belkide en zorlandıkları ve belkide bir çoğunun başaramadığı, karşılarına gelerek bana yardım et diyen her hastaya farklı bir tedavi yaratmak zorunda olmalarıdır. toplumda genel kanısı olan, herkes psikolog olur,karşılarına biri geliyor konuşup gönderiyorlar fikri, tam bir saçmalıktır. benim kanımca var olan en zor mesleklerden biridir. çünkü insan ruhunu inşa etmek, koca bir gökdeleni inşa etmekten çok daha zordur.
Icine girildigi zaman sonsuz buyuklukte bir havuza dusmus hissi yaratir.yuzme biliyorsan keyif alirsin yok efenim bilmiyorsan yaraga yan bastiginin resmidir bogularak can cekisirsin.
Madem okuyoruz biz de birkaç bi şeyler yazalım hakkında dediğim alan. Öncelikle en kapsamlı ve basit haliyle tanımlamaya çalışırsak psikoloji; insan ve hayvanların davranışlarını ve bunun yanında bilişsel süreçlerini inceleyen bir temel bilim dalıdır. Hepimizin çok yakından tanıdığı, daha çok psikolojik rahatsızlıkların tanı ve tedavisiyle uğraşan klinik psikoloji gibi onlarca alt dalı vardır. (bkz: gelişim psikolojisi) (bkz: deneysel psikoloji) (bkz: sosyal psikoloji) (bkz: endüstriyel psikoloji) (bkz: evrimsel psikoloji) ve daha sayamadığım niceleri... eheh neyse. Şunu bilmek gerekir ki saat sallamaktan ya da danışanı bi yere yatırıp çocukluğuna inmekten çok daha bilimsel bugün psikoloji. iyi düzeyde istatistik ve ingilizce bilgisi sahibi olan psikologların dünya standartlarına uygun çalışmalar yaptığı bi ülke olmak dileğiyle...
psikoloji aşkım benim
sana tapıyor ve seni küçümsüyorum
bütün her şeyi anlamayı vaat ettin
kendi esasını kendi körlüğünle yıkıyorsun
psikoloji aşkım benim
seni mercimek çorbasına takas ediyor ve servet için seni satın alıyorum
kendini ucuz heyecanlarda kaybettin
kendini cesur fikirlerde buluyorsun.
psikoloji aşkım benim
parıltınla kör oluyor ve kalın kafalılığınla hissizleşiyorum
hızlı-dönme evresinde olan yıldızsın
dünyanın en eski mesleğinden kalmışsın
psikoloji aşkım benim
seni onaylıyor ve yalanlıyorum
bütün bilgilerin anasısın
bütün ahmaklığın hizmetçisisin
psikoloji aşkım benim
ben sensiz nerede olurdum?
birlik nerede?
nerede mutluluk?
mezun olanların psikolog olmadığı 2 yıl yüksek lisansla klinik psikolog anca olabilcekleri bölüm. 4 sene sonunda herhangi bir fen edebiyat mezunundan farkı olmamasına rağmen türkiyede yaşadığımızdan ötürü klinik psikoloji lisansı almadan işin yapan çoktur. ayrıca çift anadal yapmayı düşündüğüm bölüm maksat danışanlarıma yardım etmek.
bölümümdür. Yolun başındayım ancak istanbul Gelişim Üniversitesi gibi sönük bir üniversitenin düzenlediği Psikoloji günleri beni bayağı etkiledi. Her sene düzenleniyormuş sanırım ve oldukça iyi, ilgi duyan insanların katılması kendi adlarına iyi olur bu tarz etkinliklere.
Ruh bilimi mi davranış bilimi mi acaba?
Mesela raskolnikov'un ruhu yoksa davranısinin altındaki neden ne? Herkes sağlıklı olmak zorunda mi? Suç olgusu gerekli midir?
Ted bundy ile bizim farkımız nedir? Narsizm mi gerçek suçlu? Aile yapısı sucu önleyebilir mi?
Bana kalırsa bir tanrı yoksa yani insan ruhunu tatmin edemezse boyle kişilere tapar. Buna sanat denir. Hatta adam öldürmek de bir çeşit sanat olur. Nietzsche de bu yüzyılı yazdı zaten.