psikoloji de her dönemin kendine has özellikleri vardır. her evrede ise kritik dönemler de mutlaka atlatılması gereken krizler bulunmaktadır. kişi bunları kendince aşabilirse mutlu olabilir. ruhsal problemlerden uzak kalabilir. atlatamazsa kişi diğer bir döneme geçerken o döneme saplantılı kalabilir. kişinin ruh sağlığında problemler olabilir. bu yüzden psikologlar ya da danışmanlar çocukluktan ya da bebeklik döneminden başlayarak kişinin ruh durumunu etüd eder.
ilk önce hiç psikolog'a gitmedim ancak filmlerden gördüğümüz kadarıyla psikologların en büyük argumanları çocukluk. yani adamlar her boku cözmek için olayın başına gidiyorlar falan mesela;
+başım agırıyor
-çocukluğunuza gidelim
şimdi lan bu ne amk ne alakası var kardeşim adamın başı agırıyor.
belliki uyuşturucu krizine girmiş. adama iki tane ilac yazsan da baş ağrısını bitirsen olmaz mı? yok abi illa lafı dolandıracak.
mesela;
adam 250 kişiyi öldürmüş kanlarını içmiş falan mahkeme bunu psikolog'a gönderiyor. hani kafada bir arıza var diye. psikolog amca ne yapıyor
-çocukluğunuza inelim.
lan otur oturduğun yerde salak, adam 250 kişiyi öldürmüş.
muhmelen bunun çocukluğu sineklerin kanatlarını kopartıp onları kavga ettirmek, köpek'lerin kıçına çomak sokmak, mahalledeki diğer çocukları dövmek, mahallenin bakkalından bonbon calmak falandır. cocukluğuna inip ne yapacaksın? adam psikopat iste.
anlamıyorum bu adamların neden bu çocukluk saplantısı olduğunu.
sırf bu yüzden psikolog'a gidemiyorum. yani benim çocukluğum çok güzel geçti hani orda bir numara yok.
şimdi adam bana çocukluğunuza inelim dese ve insek bir şeyin olmadığını görüp hayal kırıklığı yaşayabilir hatta ve hatta bilimi yanılttığım için bana kızabilir bile.
o yüzden korkuyorum gitmeyeceğim psikolog falan.
çocukluğu atlatmış olmama rağmen çocuklukta yaşadığım olaylar yüzünden kurtulamadığım kompleksler, takıntılar ve saplantılarım var. bu adamında sike sike olayları bilmesi ve çözmesi lazım. ne varsa çocuklukta var.
ilk altı yaşın temel kişiliği oluşturduğu savı üzerinden, meseleyi temelden halletme çabasının sonucudur. gerçektende dünyaya ilk gözümüzü açtığımız andan itibaren ayrılık anksiyetesi ile karşılaşmamız olsun, ilk ilişkilerimizi anne - baba kardeşler bağlamdında gerçekleştirmemiz olsun ve buna bağlı olarak şekillenen sinir uçlarının birbirleriyle ilk bağlantılarının bu dönemde olduğunu düşündüğümüzde ve bu bağlantıların bizim temel kişiliğimizi oluşturduğunu düşündüğümüzde(örneğin: iyimser - kötümser, özgüvenli - özgüvensiz, sorumluluk sahibi- sorumsuz v.s);
evet! çocukluğa inilmelidir, mesele temelden halledilmek isteniyorsa efendim.
psikolog ların aslında psikologların olarak yazıldığını bilmemelerinden kaynaklanan saplantı. oysa ki çocukluklarında birileri onlara dese ki "o psikologların olacak psikolog ların değil". hiç böyle bir saplantıya gerekleri olmayacak.
kişilik çocukluk döneminde oluştuğu için ve insanın yaptığı olayların da kişiliğiyle alakası olduğuna göre gayet normal olan bir durum. her şeyin köküne inmek gerekir.
psikologların en ufak bir problemde çocukluğa dönme talebini bildirmesinden rahatça anlaşılan durumdur..onca sene uğraştık büyüdük adam olduk o bizi birgün de geri gönderiyor..ya ben o ortamı sevip geri dönmek istemezsem s*çtık.
nedir bu çocukluk derdi ulan sevgilim terketti ayağım kokuyor diye çok moralim bozuk diyorsun herif çocukluğa dönüyor..kız beni terkedeli 2 gün oldu çocukluğa niye girdik iş uzar o zaman diğer kızlarda olaya dahil oluyor sonuçta..
birgün de demezlerki tamam bizim selin var ben seni onla tanıştırayım geyşa ruhlu kız diye yok yok yok! anca soyut öneriler elle tutulur birşey elde etsek valla gideceğim ama boşuna para ne gereği var..