Tamamının klinik psikolog olduğu sanılan meslek grubu.
Oysa halk arasında "deli doktoru" olarak bilinen, terapi ve bire bir görüşme yapan klinik psikologlar, apanın tanımladığı, psikolojinin 50den fazla alt dalından yalnızca birisidir.
ihtiyaç duyulması için deli olma zorunluluğu olmayan meslek grubudur. Deli diye nitelendirdiğimiz hastalarla ilgilenen doktorlara psikiyatr denir. Psikolog dediğimiz insanlar danışman olarak da adlandırılabilir ve aslında her insanın bir psikoloğa ihtiyacı vardır.
dünyadaki psikologlara bilmem ama tecrübelerime dayanarak söylüyorum ki, bir işe yaramayan çöp kişiler. havalı bir sıfatları vardır sadece o kadar. birçoğu dinci ve meslek ahlakı ne bilmiyorlar. dinsiz bir insan gittiğinde ve bunu söylediğinde en başta söyleyecekleri şeylerden biri kesinlikle "allah'a inanmamız gerektiği" oluyor. ulan sana ne benin inancımdan veya inaçsızlığımdan dalyarak ? avrupada böyle olduğunu düşünmüyorum ama türkiyedekilerin çoğu böyle açıkcası. mesleklerine kendi inançlarına karıştıranlardan bi' sik olmaz.
ek olarak yine birçoğu da, söyledikleriniz onda sır olarak kalması gerekirken, gider ailenize yada başkalarına söyler, şerefsizlik yapar. dediğim gibi meslek ahlakı yok bu ülkede.
onun dışında faydası oluyor mu derseniz ? bu soru kişiden kişiye değişir ama bende hiçbir şeye yaramadı kaç kere gitmeme rağmen. boş boş kafa sikiyor birçoğu, boş boş umut veriyor.
diğer bir durum da daha önceki entry'lerde güzel açıklanmış :
"sistemden çıkanları sisteme geri yollayan insanlar bütünü"
Kendimi yeniden kesfetmemi saglayan , kendimi ne kadar bosverdigimi kafama kafama vuran kisi. Ayrica terapist akil vermez ilkesini gun itibariyle cigneyip bi daha bu kadar iyi dusunursen seni doverim diyerek yoldan cikmistir.
ikinci mesleğim olduğuna artık kanaat getirdiğim, ruh bilimi ile ilgilenen kişidir. bunu profesyonelce yapanlar var arkadaşlar nolur, anladım iyi güzeli harika fikirler var bende, gönlünüz ferahlıyor adeta ama bana da yazık. ben nasıl kurtulacağım.
psikologlar, psikiyatrlar danışanları ile aralarına görünmez bir perde çekerler. meslek etiği ve aktarım ve karşı aktarımı kapsayan psikanaliz süreci bunu gerektirir. hiçbir şekilde kendi hayatlarından, ailelerinden, arkadaşlarından, zevklerinden, hislerinden bahsetmezler, danışan ile danışma süreleri haricinde görüşmezler.
en mahrem düşünceleri, duyguları, olayları dinleyen bu insanlar duvar gibi olmak zorundadırlar. siz aslında ''çok şeker'' bir çocuk da olsanız, hayatını sosyopatların, psikopatların, türlü türlü ruh hastasının dertlerini, fantezilerini dinleyerek geçiren danışmanlar bu etik perde sayesinde eve iş taşımıyorlar ya da iş onları eve kadar takip etmiyor.
içinize kapanık, sosyalleşmekte zorluk çeken bir bireyseniz danışmana ödeyeceğiniz para ile birilerine bira ısmarlayın, halı saha maçı filan ayarlayın daha çabuk sonuç alırsınız.
Klinik psikoloji yüksek lisansı yapılarak olunabilecek bir meslek kişisidir. Devlet üniversiteleri ancak psikoloji mezunlarına veriyor klinik psikoloji yüksek lisansını. Vakıf üniversiteleri ise 35 bin lira civarında bir fiyata veriyor pdr mezunlarına aynı eğitimi.
normal olani tanimlama yetkisini elinde bulundurduguna inanan, bir de ustune her nasilsa elalemi de ikna etmeyi basarmis, bu nedenle de tehlikeli insan. bununla birlikte pek cogunun totaliter olmamayi basariyor olmasi da insani saskinliga dusuren mucizelerden biri.
Süreli hizmet verdiği için samimi değildir. Amaç tedavi olsa süreye falan bakmazlardi çünkü amaç milleti sömürmek. düşünsene ameliyat olacan bu paraya en fazla 3 saat dururuz diyor doktor güvenir misin seni iyilestirecegine bunlar da öyle işte.
Ne yapayimm dersin, ne yapabilecegini dusunuyosun der.
Bunu yapsam mi dersin? Yapsan mi hmm bakalim der.
Bi sey sorarsin, bu sizi neden ilgilendirdi der.
Dert mi anlaticaz dert sahibi mi olucaz belli degil.
Üniversite okurken birlikte kaldığım iki ev arkadaşım da psikoloji mezunuydu. yüksek lisans yaparak klinik psikologu olmaya Çalışıyorlardı. Ama gelin görün ikisi de insan psikolojisinden bi haber. Hele bir tanesine arkadaşlık ÇerÇevesi sınırında derdini anlatmaya kalkınca bile bırakın dinleyip Çözüm üretmeyi senin sözünü keser alakasız yanıtlar vererek konuyu değiştirirdi sen de böyle göt gibin kalırdın. Örneğin ya işyerinde böyle böyle oldu patron baskıcı Çok bunaldım istifa edicem vs anlatırsın onun sana vereceği yanıt yaa babam da benim evlenmemi istiyo geÇen böyle böyle dedi olur. Bu yüzden her kendine psikolog diyen insana güvenmemek gerekir Mesleğinin gerektirdiği temel özelliklere sahip değilsen bu işlere de hiÇ bulaşmamak gerekir.
her halt icin psikiyatra gidilmez ha cok istiyosaniz gidersiniz de uc dakika soru sorduktan sonra ilaci dayar gonderir. psikolog, ilac kullanmadan tedaviyi amaclar. konusarak terapiyle falam filam. zaten kimse size probleminizi tamamen cozmeyi vadetmiyo, farkli bi bakis acisi kazandirma, sorunun asil sebebini bularak uzerine gitme gibi konularda yardimci olmaya calisiyo. tamam sen bunu yaptin evet ama bunu yapmaya neden ihtiyac duydun hadi bunu konusalim. mesela.
bunu komsu muhabbeti seklinde yapmiyo ama, esek gibi kitaplari bosuna okumuyoruz cunku.
Psikoloğun görevi senin sorununa çare bulmak değil sen ve öteki dünya(insan, hayvan, nesne) ilişkisine dengeli bir bakış açısı getirmek, sorunlarla ve acı ile kendi kaynaklarınla baş edebilmeyi öğretebilmektir.az konuşan bir terapist konuştuklarını duymanı sağlar.aksi halde arkadaşınla olan diyaloga döner
Kendileri sanki mükemmelmiş kendi insani problemleri yokmuş gibi başkalarının problemlerini çözmeye çalışan insanlar. Ben kendi psikoloğumun bilgisayarını karıştırıp porno izlediğini öğrendim lan.
psikolog, psikiyatr aksine insanı ilaç değil de terapi, konuşma gibi yollarla tedavi etmeyi dener. psikolog olmak için tm de psikoloji okumanız gerekir ama psikiyatrist olmak için tıp üzerine okursunuz.