odasına gelen herkese, sağlıklı olsun ya da olmasın, ilacı dayayıp gönderen doktor. hernekadar, deli doktoru diye bilinse de ; hepimizin psikolojisi zaman zaman bozulabilir. asıl sorun da şu ki; bazı psikiyatristler hastalarından daha deli, daha takıntılı ve daha depresif olabiliyorlar. insanın;
- siz anlatın doktor bey, ben dinliyorum... diyesi geliyor valla.
1,5 yıl kadar mümessillik yapmış biri olarak söyleyebilirim ki, hekim aleminin en eğlenceli, en sosyal ve en zeki tayfasıdır bunlar. hele adli tıp rotasyonu sonrası 3-5 asistan bir geyik yaparlar, anlatılmaz yaşanır.
2 hafta önce tanıştım kendileriyle ve ne kadar sağlıklı olduğumu fark ettim.Adam takıntılı çıktı,zaten boş olan küllüğü sürekli çöp kutusuna dökmeye çalışıyordu.Benimi deniyor acaba diye düşündüm,dayanamadım sordum..
-küllük boş zaten, neyi döküyorsunuz
-ya ben sigarayı yeni bıraktım,ama bu küllükte hep yanan sigara varmış gibi geliyor,yangın falan çıkacak takıntısı vardı bende
-ee küllüğü atın o zaman
-oooo yoooo olmazzz ,sonra heryerde küllüğü arıyorum küllükte yanan sigara varsa küllük nerede?
bir an önce ordan kaçmak istedim.çıktığımda gerçekten şükür ettim.Hepsi için bu genellemeyi yapmak doğru olmaz tabiki ama bir çoğu gerçekten garip
otuz, bilemedin kırkbeş dakika boyunca önce klasik bir doktor gibi şikayetin nedir diye konuya giren, sonrasında durmadan sorular soran, sorarken insanı çıldırtan, cevap verme bozukluğu yaratan doktordur. bir de antidepresanlar yazar, bir tane alırsınız, bakarsınız ki üç gün yataktan kalkamıyorsunuz, yemişim ruhunu der, normal hayatınıza devam edersiniz.
psikolojik sorunlarda sorunun köküyle değil, sorunun belirtileriyle ilgili tedavi kısmını karşılayan insandır. Sorunun köküyle ilgili çözüm kısmını ne psikologlar ne de psikiyatr lar gerçekleştirir. Psikolog kişinin kendi sorununun kaynağına gidip, sebeplerini anlamasına ve bunu çözmesine yardımcı olma görevi gören rehberlerdir. Oysa ki psikiyatr kişinin sorununun kişide bıraktığı izleri, sorunun dışavurumunu, sorunun belirtilerini çözmeye çalışır.
muradiye devlet hastanesindeki psikiyatri bölümüne sakın gitmeyin eğer sağlıklıysanız hasta olursunuz yemin ediyorum hastaysanız da hasta olarak kalın oraya giderseniz çok daha kötüsü olacak emin olun ya parayı basıp özele gidin ya da başınızın çaresine bakın tabi psikiyatriste gidecek kadar önemli bir vaka nasıl kendi başına çözülür o da bilinmez.
her meslek gibi iyisini de kötüsünü de içinde bulunduran meslek.
kimisi işinin hakkını verir, kazandığı parayı hak etmeye çalışır. her hastaya ayrılan kısacık zaman içinde ona en doğru teşhisi koymaya, onun için en etkili olacak tedaviyi önermeye çalışır. zaten görevi psikologla aynı değildir. o yüzden teşhis koyabilmesi için bütün hayat hikayenizi bilmeye ihtiyacı yoktur. zaten makbul olanı, bir psikologla beraber çalışmasıdır.
kimisi de afedersiniz tam orospu çocuğudur. kendisine göre, oturduğu yerden para kazanmanın yolunu bulmuştur. sizi bir kulağıyla dinler, sonra da saçma sapan önerilerle yollar.
ben iki türüne de denk geldim. ikinci grubu geçtim, birinci gruptakine bile anlatamadım derdimi. gerizekalı mıyım neyim sözlük.
insanları dinlemeden onları tedavi etmeye çalıştığı düşünülen uzman doktordur. Lakin işin aslı öyle değildir. 3 dakikada sizin anlamasının nedeni, tanı kriterlerini sağladığınızı düşünmesi ve tanınızı koymasıdır. SAdece siz değilsinizdir çünkü o muayene odasına gelen. Sizin gibi yüzlerce kişiyi gördüğünden, kapıdan girer girmez bile tanı koyma süreci başlamıştır zaten.
Bunun ötesinde 3 dakikada muayene olmaktan bu kadar şikayetçiysen, hastayı müşteri sıfatına sokan sağlık bakanını göreve getiren hükümete oy vermezsin olur biter. Performans yasası oldukça, afedersin ama hayalinde görürsün özel ilgiyi. Elbette onlar da, hastalarına daha çok vakit ayırmak ve tanıyı kesin netleştirmek isterlerdi. Eğer ki para yaşam için gerekli olmasaydı.
bir keresinde devlet hastanesindeydim. bir kapının önünden geçerken durakladım. kapısında psikiyatri kliniği yazıyordu. klinik derken küçük bir oda, içeride doktor, başını ellerinin arasına almış, ağlamaklıydı. yanındaysa sürekli bir kadın konuşup duruyordu.
bu adamların ellerinden öpmek lazım. her gün tuhaflıklarla, zaman zaman da, polise yardım ederken, canavarlıklarla karşılaşıp sükunetini korumaya çalışmak kolay değil. her ne kadar hatasız, şampiyon insanların ülkesinde yaşansa da, takdir edilmesi gereken, ince ve uzmanlık gerektiren bir meslek icra ediyorlar.
ameliyat yapmadan, muayene etme derdi olmadan, karşıdakini üç beş dakka dinleyip reçete karalayan insanların olduğu doktor grubudur. hele hele devlet hastanesi filansa zaten siz derdinizi 3 cümle ile anlattınız anlattınız, küt reçeteyi yersiniz.
Özel muayehanelerine gidersiniz, iyi bi vizite ücreti ödersiniz, sizi on onbeş dakka fazla dinler, sonra şunları bi deneyelim diyerek üç tane ilacı yazar yollar (ne deniyosun kobay mıyım ben) üstelik deneme süresi de en az 6 ay filandır der, böylece 6 ay adamın başını ağrıtmazsınız, 6 ay sonra muhtemelen kilo almış, kafa bi milyon olmuş şekilde adamın yanına gidersiniz, ben iyileşmedim dersiniz bu sefer de şu ilaçları verelim der. böyle bi doktordur bunlar işte. bunların bence iyi olanları genelde prof filan oluyo, test yapıyo, cihazlara filan sokuyo, onun dışında düz hekimler hastaya reçete yazarak güzel para kaldırıyo.
aralarında samimiyetsiz ibnelerin olduğu kanısına deney ve gözlemle vardığım ruh doktoru .
olay akdeniz üni.tıp fak. geçiyor,
okul ve aile hayatımın tamamen boka sardığı dönemde dedim gideyim bi profesyonel yardım alayım,psikoloğa da inanmam en iyisi psikiyatrist, neyse sıram geldi daldım içeri,faturalarını vs inceliyor baktı ve otur dedi.derdin ne anlat bakalım vs diye girdi lafa ,(hala fatura incelemeye devam ediyor ama yavşak) 10 dk boyunca anlattım bu böyle şu şöyle bu yüzden sizden yardım almak için burdayım diye,olur öyle deyip reçeteye prozac yazması 5 saniye sürmedi.aklıma geldikçe söver dururum.
ileri vaka psikolojik sorunları ilaç desteğiyle çözmeye çalışan ruh doktoru.
son günlerde gitmeyi düşünüyorum.
(bkz: oynatmaya az kaldı doktorum nerde)
psikologun kimyasal yetkilerle donatılmış olanı. sorun dinledikleri pek görülmemiştir, çünkü hastanın şikayetlerine göre yazabilecekleri potansiyel bir ilaç her zaman vardır. daha çok reçete verip yollamayı tercih ederler. halk arasında ise deli doktoru olarak anılırlar.
ezik psikologların aldığı paraları kendine yediremediği adamlar. öss de düşük puanlarla psikoloji bölümlerinden mezun olunca insan vücudunu 6 sene boyunca komple öğrenmiş üstüne 5 yıl uzmanlık yaparak uzman olma hakkını kazanmış bir doktorun o parayı alması gayet normal.
derdini anlatırsın duvara mı yoksa insana mı anlatırsın belli değildir . Sonunda da verir ilacı ilaçlarla havalarda uçuş,sonra derin bir iniş(bkz: ..Anladım ki hayatta insan kendinin doktoru olucak psikiyatris falan yalan)