nimet çubukçu'nun üniversite'de kızlar teklif etmiyor açıklamasından sonra milli eğitim bakanlığı önünde soyunarak gerçekleştirdiği eylemde nimet çubukçu'ya 'yalaan, yalan söylüyorsunuz, ben sedat peker'in yeğeniyim, hepinizi sikertecem ulen' diye haykırıp kaçmış cengaver yazar.
#8763926 arkadaşın yazdığı şu entrye cevap vermesi gereken yazar.
hırsızlıkla suçlandığımı şaşırarak görmüş bulunmaktayım. hayatım boyunca kendisine yapılan bir espriyi bile başkasına yapmayan, buna ihtiyacı olmayan birisiyim. çok çekti rahmetli kalıplaşmış bir söz öbeğidir. bir espri değildir, patenti kimsede değildir. en önemlisi kesinlikle arkadaşın yazdığı entryi daha önce görmemişimdir. hırsızlığı geçelim, esinlenme bile yoktur. sözlüğe dünya tespit, espri giren, çoğunu da şükelalara sokan şahsımın eksi karmalardaki yazarların tutmayan esprilerini çalması zaten beklenemez. yine de arkadaş iyi bir yazarın ondan entry çaldığını sanıp gururlanıyorsa ne mutlu ona.
dün gece zorla beni semt pazarına götürüp, birkaç kilo arpa aldırmıştı. "kümesteki ördeklere atacağım." demişti. fakat bahanesi başkaymış. bugün hepsini yemiş, kafası bir dünya olmuştu. evin balkonuna geçmiş, üzerimde beyaz yakalı atletimle sokaktan gelen geçeni kesiyordum.
saat 18:45 civarı telefonum çaldı. arayan babamdı; ''nerdesin lan pezevenk!'' diyerek hönkürdü. ''geliyorum baba.'' diyerek telefonu kapadım. saat 19:00 civarında telefonumum yeniden çaldı. arayan pseco'ydu: "bu bir ödemeli aramadır, kabul ediyorsanız biri..." sesini duyduğumda ''mına koduum fakiri'' iç sesi eşliğinde yanlışlıkla bire bastım ve sonra cimri sanmasın beni diye de konuşayım bari dedim. ''naapıyosun hocu gel ortam yaptım'' dedi. hemen heycanlanmıştım, çünkü bu adamı tanımıyordum ve tanımadığım bu adam beni telefonla aramış ve ''hocu'' demişti. belli ki, kafası iyiydi.
bir ihtimal bana ihtiyacı vardı, onu bu kötü haliyle bırakmamak için evlerine gittim. refleks olarak lightsaber'ıma sarıldım. çaktırmadan içeri falan daldım. eve girdiğimde yerlerde arpa kabukları vardı. ve içerideki bir odadan yüksek bir seste bakkal şarkısı denilebilecek tarzdan bir şarkı sesi geliyordu.
baktım, bir avuç arpayı hayır hutur yiyor. o sırada, rastgele çevirdiği numaraları özelden arayıp onlara da hohlama efektiyle birlikte bu şarkıyı dinletiyormuş. telefondan "sen kimsin lan? kan çıkar kan! adres ver adres!" sesleri yükseliyordu. bana dönerek "11880'i aradım hafız. vallahi sandığın gibi değil olay, dalgalı saçların gibi karmakarışık." dedi. derken elindeki son avuç arpayı ağzına götürdü, o son avucu yemeyecekti. lightsaber'ımın kabzasıyla bir tane alnının çatına yapıştırıyordum ki...
birden yer titremeye başladı, salim'den alo şarkısı çalıyordu bi yerde. önce uzaktan geldi, sonra ses daha da yaygınlaşıp yükseldi.
uyandım, telefonum çalıyormuş, arayan çocukluk arkadaşımdı: "hacı kontör çok az beni arasana." dedi. kontör yok dedim kapattım. altta avea yazdı.
(bkz: #8718960) iş bu entrysinde vermiş olduğu gizli bkz ile bende kötü anılar canlanmasına neden olan yazar. ne gerek vardı oğlum ne gerek vardı lan? ne istedin o küçük, o mutlu, o huzurlu dünydamdan? iyiydim ben oğlum orada, unutmuştum gençkan' ı. niye hatırlatıyorsun oğlum niye lan niye?