misal, lets write ı severim, yakın arkadaşımdır. psecoyu da severim, o da yakın arkadaşımdır. ha severim ikisini de,ha ama bu ayrı bi yakın arkadaştır. ha lets write ı sevmez miyim? onu da severim. kendisini bi elit kafeye götürdüm, çok eyreti durdu, rahat olamadı. mmontunu çıkarmadı misal. starbucks falan bunlar güzel mekanlar dostum. gitmek lazım.
kız diye mesaj attım kendisine. ayıp ayıp şeyler yazdım. fantezilerimi anlattım. ohş dedi sadece. her şeye tamam deyip hacı ben erkeğim deyince yıkıldım. şu an hala o eski günleri yad ederek asılıyorum. *
hani böyle olur ya ; bir insan seçersin kendine ve ömrünü onunla tamamlamak istersin. onun iç çamaşırını, kıllı göğsünü, her şeyini görürsün. işte bu adam öyle bir adam. ama ne yaptıysam olmadı. :( ühü.
yeni hedefim catstark. belki o verir. ne bileyim bi umut işte.
bambaşka insanlarız biz. sevdiklerimiz, özlediklerimiz, kıskandıklarımmız falan apayrı hep. yine de anlaştık işte bir şekilde. ilk karşılaşmamızda birbirimize karşı takındığımız ukala tavırları hatırladım da, çok kötüydü be! aynı düzlemde devam etmiyoruz iyi ki.
iyi anlaştık biz be. her ne kadar tarafından defalarca satılmış olsam da. benden ona zarar gelmeyecek olması, bana zarar vermeyeceğini bilmemdendir. belki az konuştuk, omuz omuza veremedik çok fazla. yine de samimiyetinden bir an bile şüphe duymadığınız bir dostun gülümsemesi çok şeyden kıymetlidir.
hem kaslı hem yakışıklı bir adamın gülümsemesi ise kimilerince çok daha fazla şeyden kıymetlidir zannediyorum.
sürekli saçlarımı karıştıran bir dosttur, dost elidir.
uyeolmadanlinkigoremeyenadam haklı beyleer; ama unuttuğu birkaç özellik var:
su soğutmalı kasa, ilk posta için 26 dk dayanma süresi, 1 dakika içerisinde 37 mekik, srs premium sound, usb 3.0.. bu daha böyle gider.
bu adamla beraber bir daha bir yere gidersem memcos gibi olayım. ne zaman adamla 2 kelime laf edecek olsam ta$ gibi hatunlar gelip pseco'yla tanışmak istiyor. hayır tanışsınlar tabi, tanışmasınlar demiyorum; ama insan 1-2 tanesini de bana paslar. sen hiç mi takım oyunu oynamadın hayatında. hiç mi the playbook'u okumadın. hiç mi himym'yi izlemedin?
bak buraya yazıyorum, bir daha yanına yaklaşan 2 ta$ hatundan beğenmediğini bana paslamazsan en adi topsun pseco topsun olm bakınızını da şimdiden veriyorum; paslamazsan açıcam.
bursa carrefour cosmic bowling zirvesinde bana fazladan strike yazan kıza sonra ben borcumu fazlasıyla ödedim. o da "can artık yeter, bir daha söz tahrik etmeyeceğim." dedi. neyse.
aslında seni kandırdım. o sözün orijinali "kalede kaleci var diye gol mü atmayacağız"dır. ama ben önce şut çekmeni, kaleciyi yoklamanı, daha sonra gol atmanı isterim hep. ama tabi karar senin. kaleyi gördün mü vurabilirsin de, ama gol attıktan sonra pişman olma ihtimalin de var.
en iyisi sen önce uzaklardan 1-2 şutla kaleciyi yokla. sonra biraz daha yaklaş ve şutları sertleştir. büyük ihtimalle kaleci kaleyi terk edecektir zaten. sonra kafanla atarsın golü. en zevklisi öyle oluyor, benden sana tavsiye.
şaka maka 1 sene olmuş pseco, arkana bakınca ne kadar çabuk geçiyo zaman di mi? o zaman arkana bakma hiç. siktir@.
pseco topsun olm başlığını açmam için beni tahrik ediyor. sırf onun kadar kasıntı değilim diye sesimi çıkarmıyorum; ama parası neyse veririm, bir salona yazılırım, yine parası neyse veririm, güzel bir eğitmen tutar kaslarımı geliştiririm. ama iş orada kalmaz, başka yerlere kayar diye girmiyorum hiç.