Oldukça dikkat çekici alien serisine dahil edilen bir bilim kurgu filmi. Filmin ardındaki fikir hoş.
Ayrıca önümüz dönem almayı düşündüğüm anatomi atlası. Kullananlar bilgilendirirse sevinirim.
uzaylılar yok denmiş. bunu bilmiyoruz. evrende yalnız olup olmadığımızı bilmiyoruz. yıldızların yaşanılabilir bölgelerinde yer alan gezegenler keşfediliyor son yıllarda. evrende trilyonlarca yıldız var.belki katrilyonlarca. o yüzden uzaylı ( akıllı yaşam) yoktur demek için aceleci olmamak gerekir.
alien ve blade runner filmlerinin yönetmeni ridley scott'ın keşke bu filmi çekmeseymiş, ilk 5 dakikayı kısa film yapıp kalanını yaksaymış dediğim filmi.
Nickolodeon'da yayınlanan sessiz çizgi filmin uzaylı ana karakteri. Uzaylımız, bob adında bi taş devri vatandaşına medeniyet öğretmeye çalışır. Kısa kısa bölümlerden oluşur.
Akilli tasarım diye başlayan ama sonunda o konuyu netlestirmeden biten film. Alyen denen yaratığın nasil çıktığını görmek açısından güzel oldu. Flutle çalışan gemi olayı enterasan fikirdi. Ben kendi göbek bağını kesmek deyiminin ilk defa bu filmde hayata geçtiğine sahit oldum.
Tanrıların demircisi Hephaistos'tan ateşi çalan ve insanlara eti pişirmeyi ve gece görmeyi bahşeden Titan. Aynı zamanda çamurdan insana şekil veren de odur. Bizi kendine bakarak yapmış ve bu yüzden de hep sevmiştir.
Ayrıca kardeşi ile evli olan Pandora'nın kutusunu da kapalı tutan o. Kutu açılmış ve içindeki tüm kötülük gezegene saçılmış ama Prometheus umudu kapalı tutmuştur. Sebebi ise gereksiz ve aşırı umudu engellemek ve yalnızca insanlara ihtiyacı olacak kadar vermek.
Aslında tüm mitolojide insana bu kadar sadık olan kahraman budur. Ama nedense zalim ve insan düşmanı Zeus kadar bile sevilmez. Galiba tek taraflı sevgi onunkisi.
o değil de, ateş bulunmadan önce insanlar geceleri görebiliyormuş. bakara sûresi'nin 17. âyetinin diyanet işleri mealini paylaşacağım.
"Onların durumu, (geceleyin) ateş yakan kimsenin durumuna benzer: Ateş tam çevresini aydınlattığı sırada Allah ışıklarını yok ediverir de onları göremez bir şekilde karanlıklar içinde bırakıverir."
âyeti yanlış anlayıp aktardıysam affola. ve tespit eden olursa düzeltsin.
ridley scott'ın 1919 tarihli alien filminin bir çeşit uyarlaması. ilk film içinde barındırdığı orijinallik ve avangardlık ile çok sevilmiş, tutulmuş zamanında. senaryo pek başarılı olmasa da o zamana göre hayli bir ilginçlik barındırabilmiş bünyesinde ve bu yüzden kült film arasında yer alabilmiş. Sigourney Weaver, Tom Skerritt, John Hurt gibi oyuncuların yer aldığı alien'da nostromo adında bir çekici geminin sanırım nash adında bir robotun eliyle, şirket stratejisi olarak yörüngeden çıkması ve uzaylı ile karşılaşmasını konu alıyordu.
prometheus'ta ise ana karakterlere ve aksiyon sahnelerine sadık kalınarak başka bir şey denenmeye çalışılmış, günümüz teknolojisinden de faydalanılarak yeni ve daha güzel bir şey ortaya çıkarılmaya çalışılmış ama neticede hüsrana uğranmıştır. zira günümüz itibari ile pek de yabancı olmadığımız ve bir sürü benzer örneği olan bir alan uzaylı filmleri. prometheus'ta tanrı kavramı ve biz nereden geldik? gibi can alıcı sorular en baştan sorularak seyircide büyük bir merakın uyandırılmasına sebep olunmuş lakin finalde verilen cevap ile seyircinin kandrıldığı hissine kapılmasına da engel olunamamış.
klasik bir holivud filmi diyebiliriz o yüzden prometheus için. para kaygısı ile küçük oyunların içine girilmiş ve benden sonra tufan kimin umrunda anlayışı ile çekilmiş.
tek güzel yanı küçük top şeklinde robotların havada gezerek fiziksel harita çizip sisteme göndermesidir. harika bir icat olabilir. onun dışında pek de albenisi olmayan şişirme filmdir.
insanın ileri düzeydeki imkanlara sahip laboratuvarlarda tasarlandığı fikri üzerine yoğunlaşılmış film. kendinizi bir yerden sonra kaptırıyorsunuz ama film bittiğin de ''hadi len'' diyorsunuz.