üniversite yemekhanesine giren bir ögrenci tüm yerler dolu olduğundan gidip üniversite profesörünün oturduğu masaya oturmuş. profesör kaşlarını çatarak:
"öküzler ve kuşlar aynı masada oturamaz!"
öğrenci: "o zaman ben uçuyorum..."
profesör cevaba çok sinirlenmiş, sınavda öğrenciye takmış ve sınavını başarısız geçmesi için elinden geleni yapmış. yanlız sınavda öğrenci tüm soruları mükemmel bir şekilde cevaplamış. profesör öğrenciye:
"sana son bir soru soracağım" demiş. "yolda yürürken iki torba buldun, birinde akıl var, diğerinde ise para var. hangi çuvalı alırsın?"
öğrenci: "para olan çuvalı seçerdim..."
profesör: "ben akıl olan çuvalı seçerdim..."
öğrenci: "normal! kimde ne eksikse onu seçer..."
profesör çok sinirlenmiş, öğrencinin not defterini alıp içine "öküz" yazmış. öğrenci nota bakmadan odadan çıkmış. bir dakika sonra öğrenci kapıyı aralamış:
"sayın profesör, imzanızı atmışsınız, fakat notumu yazmayı unutmuşsunuz." demiş.
yüz kişinin birlikte aldığı bir anfi dersi, final zamanında yine yüz kişi biraz daha büyük bir anfide sınava girerler, öğrenciler soruları çıtları çıkmadan çözerler, son 5 dakika kala profesör uyarısını yapar ve 2 dakika sonra herkesin kalemlerini bırakmalarını söyler, 2 dakika sonra bir kişi hariç herkes kalemini bırakmıştır, bu bir kişi ise aslında sınavını 10 dakika önce bitirmiş ancak hoca kalemleri bırakın uyarısı yaptığında kalemi elinden düşürüp yerden almış bir gençtir, hoca elinde kalemle onu görür ve herkes masaya gelip kağıdını bırakırken, bizim gence kağıdını kenara koymasını söyler, genç şaşırır neden diye sorar prof nedenini söyler ve gencin açıklamasını dinlemez bile, genç; "pardon" der, "benim kim olduğumu biliyormusunuz", prof alaycı bir tavırla "hayır bilmem mi gerekli" der, genç; çok güzel o zaman deyip kendi kağıdını 99 kağıdın ortasına koyar ve gözden kaybolur.
