çokoprensin tek atacağı kapışmadır. çokoprens bir kere çok düz sade bir tadı var. oysa çokoprens öyle mi? çikolatasındaki o muz aroması, boğazı kurutmayan kurabiyesi ve her şeyin yanına mükemmel uymasıyla bir başyapıttır. bisküvilerin lideridir. adamdır adam!
çok küçük yaştan beri bir çok endüstriyel abur cubur girdi bünyeme ama sağlıksız falan dinlemem çokoprens bir efsanedir ve sorusuz sualsiz kazanır bu kıyaslamayı.
probis, yıllarca çokoprens'in gölgesinde kaldı. eziklediler, hor gördüler, minibüsten inerken aracı hareket ettirdiler, otomatik kapıya sıkıştırdılar, beyaz giydirip yağmur yağdırdılar, üst kattan kafasına tükürdüler probis'in. çokoprens'e yeni yeni ambalajlar yapıp rafların en üst tarafına koydular, altlara sakladılar probis'i.
provitaminliydi, muzluydu probis ama bir gün çıkıp da bunların havasını atmadı, çokoprensi kenara çekip "sen bir ekmek kaç lira bilir misin?" diye darlayıp vicdan yapmadı. 'kardeşimdir' dedi sineye çekti.
canım probis, seni hep çok sevdim, seni içinde yaşadığım bu kapitalist dünyaya rağmen çok sevdim, kokun bana hep huzur verdi, unutma seninle ölmeye geldik!