Yine mi Hugh jackman denilesi bir Film. Film iyi güzelde final sahnesi çok saçma olmuş. o kadar film yapıyorsun final sahnesinde millete, lan bu film şimdi niye bitti dedirtiyorsun... filmin kalitesine ve güzelliğine yakışmıyor aga. Neyse yinede bok atmamak gerek tabii...
--spoiler--
şu an yarısında olduğum ve o iq'su düşük sinir bozuc orospu çocuğunun ağzının yüzünün s.kilmesi için dua ettiğim film. öyle dayak falan değil, gerçekten işkence çektiğini acıyla bağırdığını görene kadar da tatmin olmam. sokağa çıkıp gerizekalı dövesim geldi amk.
--spoiler--
Hugh Jackman ve Jake Gylenhall reislere Oscar adaylığı getirmesini beklediğim gerek oyuncu kadrosu olsun gerek reislerin oyunculukları olsun ve gerek akıcılığı olsun gayet güzel film.
--spoiler--
Şahsen son da ki düdük sahnesi olmasa ve vay amk Hugh Jackman ı boku bokuna gitti deseydik daha böyle bir etkileyicydi olurdu bence ama yinede güzel olmuş.
hugh jackman ve jake gylenhall'ın oyunculuk konusunda bokunu çıkardığı film.(iyi anlamda)
bu nasıl oyunculuktur be arkadaş!
tahmin edilen tüm kurgular, film arasında yapılan tüm çıkarımlar yanlış çıkar mı bi filmde?
kesinlikle izlenmesi gereken bir film diyebilirim.
gerek kurgusu olsun,
gerek sürekli olarak kafa karıştıran senaryosu olsun,
gerekse oyunculuklar olsun,
boşa geçti zamanım diye üzülmeyeceğiniz bir film.
takdir ettim lan.
harikuladeydi.
spoiler'e yakın yazar anlatımı;
efendim şimdi mutlu mesut iki aile var. elbetteki huzur dolu mahallelerinde hahahah hohohhh diye yaşıyorlar.
derken bu iki ailenin kızları ''pıt'' diye bir öğlen vakti ortadan kayboluveriyor.
velhasıl kelam, jake gylenhall(polis kişisi) araştırmak için, bir sürü işlere kalkışıyor. ki bu abimizi donnie darko'dan hatırlamanız mümkün. gideri olan bi abimiz kendisi.
hugh jackman babalardan birisi. ve kızını bulmak için türlü delilikleri yapmaya hazır.
dolayısıyla filmde 2 adet kurgu izliyorsunuz diyebilirim.
birincisi baba'nın gözünden gördüğünüz,
ikincisi ise polisin gözünden gördüğünüz.
uzun lafın kısası;
izleyin derim. az gerilimli filmlerden hoşlanıyorsanız, neden olmasındır?
binlerce çöp filmin seyirciye sunulduğu bu yıllarda aralarından sıyrılan ender filmlerden biridir. sağlam filmdir.
filmde yapılan din propagandası değildir. hristiyanlığın mevzu bahis olması o filmde geçen insanların hristiyan olmasındandır sadece.
asıl işlenen, farklı inanış yada inanmayan insanların, aynı dünyada, aynı olaylar etrafında farklı rollerde nasıl davranış gösterdiği ile ilgilidir.
esasında dinden bağımsız olarak iyiliğin ve kötülüğün incecik sınırında gezen insanları anlatıp bu sınıra hangi tarafın ne kadar yaklaştığı vurgulanıyor vs vs.
iki saat otuz üç dakikalık film olmakla beraber sağlam filmdir. amma ve lakin hugh jackman'ın sonunun öyle olmasına pek gönlüm razı olmadı. gerçi filmin sonra 30 saniyesinde kızının düdüğüyle çaldı ama dedektif onu bulabildi mi orası meçhul filmi bitiyor o sahnede. gizem, kuşku, takip sevenler için ideal yerinde bir film.
jake gyllenhaal herhalde zodiac'ta seyirciye yaşattığı hisleri tekrar yaşatma fırsatı bulmuş. hugh jackman'in çıldırdığı sahnelerde sizin de çıldırıp o suyu açasınız geliyor, o lavaboyu parçalamak veya o orospu çocuğunun suratını dağıtmak istiyorsunuz.
finali beklediğimiz gibi değildi, ama büyük ihtimalle kızı için her şeyi yapan babanın hapse girdiğini gösterip filmin havasını bozmak istemediler.
sadelikten ve gerçekçilikten ödün verilmeden görsellik nasıl tavan olur'un kitabını yazmış adamlar. zira polisiye roman mahiyyetinde bir film. böyle dışarıda şırıl şırıl yağmur yağıyor da sen geçmişsin masa lambasının ışığında çayını yudumlarken kitabını okuyorsun hissi uyandırabilir. gözüne gözüne sokulmaya çalışılan ayrıntı fetişlerinden arındırılmış, tekdüzelikten ırak. karakterler de keskin değil. film, ilerledikçe karakter çözümlemeleri yapabilme imkanı veriyor sana. bu da karakterlerle birlikte izleyicinin de değişime hazır ve canlı kalmasında bir etken. kurguda özenle ve kasten bırakılmış boşluklar da izleyicinin hayal dünyasına ve yorum gücüne hitap ediyor.
Hugh Jackman ve Jake Gyllenhaal' u bünyesinde barındıran çok çarpıcı bir hikayesi olan filmdir, filmin başından sonuna kadar gerilim had safhadadır. Sonunu tahmin etmek çok kolay değildir, belki bir kaç ihtimale düşürülebilir. Başarılıdır.
bazı noktalarda mystic river'ı fazlasıyla hatırlatsa da sonuna kadar devam eden gizemiyle enteresan bir film. fena ters köşe yapıyor diyebiliriz. henüz onuncu dakika olmadan filmin gerilimi başlıyor ve aynı seviyede devam ediyor. polisiye/dramdan ziyade gerilim/dram filmine dönüyor. yönetmen gerilimi hissettirme konusunda başarılı lakin senaryodan mı yoksa rejiden mi kaynaklı bilinmez, filmin süresi çok fazla uzun. 153 dakikada verilen, 120 dakikada çok rahat verilebilirdi. zaten en çok eleştiriyi de buradan alıyor.
bu arada baş yapımcılarından birisi mark wahlberg imiş. filmin yazarı ise aaron guzikowski adında birisiymiş. contraband'in de senaryosunu yazmış bu adam. o film esnasında mark wahlberg'i kafalayıp yapımcı olmasını sağlamış sanırsam.
153 dakika sıkılmadan izlerim diyorsanız -ki sıkılmamak elde değil- listeye alınabilir. farklı senaryosu ve ters köşeleri de izlemek için iyi bir neden olabilir.
Oyuncularının aldığı paranın on katını ortaya koyduğu,
gerim gerim geren bir filmdir.
tavsiye edilir,
ilk baslarken klasik ya bu filmlerden cok var deseniz bile,
olay akarken yuh aminakoim tribine girersiniz.
gerilim kategorisinin hakkını veren film. 153 dakikayı sıkılmadan izleyebiliyorsunuz. konu klişe gibi gelse de, senaryo oldukça sağlam. birkaç ters köşe de bunu ispatlıyor zaten.
153 dakika sıkılmadan izlediğim ve arada sağlam geren film. oyunculuklar süper, konu klişe gibi görünse de ters köşeler bolca. kesinlikle izlenmesi gerekenlerden.
