beni tanıyan insanlar tarafından bile bana övgüyle bahsedilen ve bu sebeple ileride sevgilimle izleyecek güzel bir şeyler bulamam düşüncesiyle zulada bıraktığım bir diziydi. ancak bu aktiviteyi gerçekleştireceğim sevgili umudumu yitirmem sebebiyle artık izlemeye karar verdiğim bu dizi bende tam bir hayal kırıklığı yarattı. gerçekten bu kadar kötü bir yapım beklemiyordum. her yapım kendi zamanında izlenir düşüncesine sahip birisi olarak belki zamanının ötesinde izlediğim için böyle düşünüyorumdur diye kendimi avutmama rağmen ilgi çekici olabilecek bir konu üzerine yüzyılda bir olan tesadüflerin bu adama 10 dakikada bir rastgelerek son anda tüm sorunları aşabilmesi, polat alemdar edalarıyla rol yapan başrolün inandırıcılıktan uzak olması, saçma sapan virajların beni diziden uzaklaştırması vb bir çok etken dolayısıyla bu diziye çok düşük not veriyorum. acaba lost dizisini falan da şimdi izleseydim aynı tepkiyi mi verirdim bilmiyorum. büyük hayal kırıklığı oldu benim için.
1. sezonu harika olan, hapishaneden kaçma öyküsünü anlatan, gelmiş geçmiş en iyi dizilerden biridir. michael scofield'in zekâsı her izlenildiğinde göz doldurmaktadır. iki kardeş birbiri için neler yapabiliyormuş dedirtir. spoiler olayının başladığı ilk dizidir.
bana göre dünya dizi tarihinin en sürükleyici ve en heyecanlı dizisidir. soluksuz izlerdim. 44 dakikanın nasıl geçtiğini anlamazdım. dünyadan soyutlardım kendimi. izlemeyen varsa bence şans versin bu diziye.
bu dizinin eşi benzeri daha gelmedi. hayatımda izlediğim en gerilimli en sürükleyici dizi. hiç bir diziye bu kadar bağlanmadım. aşırı heyecanlı ve insanı içine çekiyor. eğer izlemeyen varsa tavsiye ederim. hatta kıskanıyorum o izlemeyenleri. keşke benimde hafızam sıfırlansa da baştan izlesem.