ulan abruzzi, adam tam bir racon makinesi. hapishanede herkesi hizaya dizmiş, “ben buranın babasıyım” diye dolaşıyor. ama öyle kuru kuru racon kesmek yok, ağırlık var, daşşşak var. bir “abruzzi masası” var zaten, oturuyorsan dua et. kalkarken neyle kalkacağını bilemezsin.
michael bile “bu adamın önüne geçmek değil, yanına oturmak lazım” diyor. helikopter hayali desen, öyle bir bağlandık ki o sahneye, uçamadı diye içimiz buruldu. ama adam dimdik, pes etmiyor, sonuna kadar delikanlı.
özetle, abruzzi bu dizinin mayasıydı. mafya raconu, hapishane kurnazlığı, ağır abi karizması… hepsi tek pakette. abruzzi’siz prison break, dolmasız yaprak sarması gibi.