yıllar önce, henüz grafik zenginliği yokken, dos formatında oynanan oyun. dibinde kazıkların olduğu çukurun üstünden atlatılırken prens, ter içerisinde kalırdı oyuncu. finalde iskelet adamı kılıç düellosu sonucu yıkıp zafer kazanmak coşku vericiydi.
benim oynadığım bir versiyonu vardı. onda prenses vardı jaffar mı öyle isimli biri vardı. jaffar prensesi kaçırıyordu sen de prensesi kurtarmaya çalışıyordun. filminide öyle beklediğimden çok şaşırmıştım. sonradan farkettim ki bir sürü çeşit versiyonu varmış.
ilk versiyonunu bir türlü oynayamadığım oyun. adam bir durmuyor kardeşim... sağ tuşa basıyorum çok az, bir de bakıyorum prens çivilere girmiş. söverek oyunu kapatıyorum. hayata devam ediyorum.
1997 yılında tanıştığım bu oyun, dos tabanlıdır, o zamanlarda acayip eğlenerek oynardım, geçenlerde internetten indirip windows 7 işletim sistemli bilgisayarımda açmaya çalıştığımda, uyumsuzluk sorunlarından vb. çalıştıramadım.
oyunun fikir babası Jordan Mechner olup oyun dünyasına 1989 da bomba gibi düşmüştür. motion capture (hareket yakalama) tekniğinin atası sayılabilecek bir teknikle yapılan ilk oyun olma özelliğini taşır..yıllar icinde oyunun mükemmelligi artmış bir çok oyun prince of persia ya benzemeye calışmıştır son özellikle prince of persia sands of time oyunu ve sonrasında prensin yaptığı hareketler ve combolar insana görsel bir şölen yaşatmaktadır.bu görsel şölen 2008 yılında prince of persia olarak piyasaya sürülen oyunla birlikte tavan yapmıştır.bilgisayar için çıkan oyunları sırayla şöyledir:
prince of persia
prince of persia 2: the shadow and the flame
prince of persia 3d
prince of persia: the sands of time
prince of persia: warrior within
prince of persia: the two thrones
prince of persia(2008)
prince of persia the forgotten sands(2010)
2008 yılındaki hali sevenlerini tamamen dumur etmiştir.
filmi de kötü deil, dövüş sahnelerini takip etmek çok zor olmuş. ellerindeki mükemmel kurguyu daha iyi kullanabilirlerdi ama yinede gidip izlenesi büyük keyifler alınası hoş filmdir.
pers prensinin genelde bir hatun kişisi peşinde koşuşturduğu veya düşünmeden atıldığı bir macerada bu hatunlarla (bkz: prenses) karşılaştığı bunu yaparken derin meceralara daldığı, 8 ana oyunu olan tüm zamanların en iyi eski adıyla arcade yeni adıyla third person oyun serisidir.
efenim bu oyun serisiyle genç yaşlarda tanışılık oluşmuştur, şöyledir ki;
5,25 inçlik disketlerden 3,5 inçlik disketlere (bkz: dd (double densitiy)); (bkz: hd (high density)) yeni geçilmişti, 90 lı yılların başıydı, 386 dx-40 işlemcili, dos işletim sistemli bilgisayarıma kavuşmuştum ki o zamanki sürekli uğrak yerim olan izmir güzelyalı' daki tunç bilgisayarın bana önermesi ile ilk oyunu tek dd olan diketi bilgisayarın A\:) sürücüsünden heyecanla sokmuştum. yaşım 13 lerdeydi. heyecandan kalbim güm güm atıyordu ki ozamana kadar oynadığım en baba oyun packman' di. ( commodore 64 veya amiga 500 oyunları sayılmaz ise ) işte o anda vga olan renkli monitorümde bu oyun açıldı. yemedim içmedim. beyazlar giyen prensi kötü vezire karşı savaştırdım. ardından ikinci dalga "the shadow and the flame" geldi. onun renkleri ve macerası daha bir renkli ve iyiydi hele hele sonunda üç boyutu bir santraç bölümü vardı ki bugün yaratıcılarına hala hürmet ederim...
sonrasında cd teknolojisine geçildi. 3d versiyonu çıktı.. tam bir skandaldı. ardından ubisoft işi devraldı ve 24 yaşında 11 yıl önceki heyecanı sands of time ile yaşatmayı başardı. takdire şayandı. üçleme şeklinde çıkan mecarada 30 lara dayanan yaşım, çocuk ve zamansızlığa rağmen bitirilmişti. prince of persia 4 yeni bir üçleme olarak duyuruldu ancak filmin çekilmesi ile the forgetten sands eski üçlemeye bir gönderme şeklinde yeniden oyun hayatımız girdi.ticari bir karardır.
işte böyle muhteşem bir seridir lakin yıllarımızı yemiştir.
prens dasdan rolüyle jake gyllenhaal un kendisine deli gibi aşık ettiği film. filmin konusu güzel olmasa bile jake in duvardan duvara atlaması, kıvrak hareketlerle savaşması bile izlenir.
tarihi kesin belirlenmemiş olmakla birlikte 2010 yılı içinde filminin çıkacağı oyundur. merakla beklemekteyiz. afişler bile basılmış yakın zamanda gelir inşallah vizyona biz de gider izleriz güzel güzel.
ilk versiyonu kesinlikle unutulmayan efsane oyun. unutulmamalıdır. mavi bir kale içinde geçitler, taşlara döşenmiş dikenler, kesici aletler, bazı katlarda sizinle savaşmak için bekleyen vezirler, 3. level'da canlanan ve size kılıç çeken bir iskelet, 6. level sonunda mücadele etmekte zorlandığınız şişman vezir, yüksekten atlamayı kolaylaştıran yeşil iksir, gizem kokan 12. level ve esas mücadele etmek zorunda olduğunuz 60 dakika.
o ilk oyununu bozuk çalışan bir atarivari tarzı şeyde* oynamıştım.
o zamanlar ekranda çok az seçilebiliyor, ne oynadığının farkında olmuyordun. o arada elime bir disket geçmişti. hemen gittim taktım ve o da ne! görüntü bozuk herşey siyah beyaz ve aşırı karıncalı, ama oyun süper... hemen oynamaya başladım tabii. ve o disketin üzerine de "adam oyunu" yazmıştım. o zamanlar ne güzel gelmişti bana. nereden bilebilirdim pop'un daha ilk oyununu oynadığımı...
tabii daha sonrasında yıllar geçti, pc versiyonları çıktı. koşa koşa gidip aldık, allah'ım o da ne öyle diyerekten daldık oyuna. bir, iki, üç derken son gelen oyunu da geçen haftalarda bitirdik.
öyle fazla oyun oynamam fakat oynadığım bir iki oyun içinde yeri apayrıdır.
zamanında disketleri bilgisayarımıza takar heyecan içinde oynar, oynayan büyükleri seyrederdik.
o değil bir bıçaklar vardı altlı üstlü hep arasında kalırdım, bak bunu hatırladım gece gece.
commander keen'le birlikte çocukluğumu güzelleştirmiş destansı dos oyunu. Kılıcı aldığımda "gölgelerin gücü adına" deyip ya allah diye naralar atarak "cabbar"lara ve iskeletora saldırırdım.
60 dakikada oyunu bitirme limiti yüzünden çok zor bir oyundu ama birkaç kere başarıyla sıfırladığımı hatırlıyorum.
