film eleştirmenler tarafından pek sevilmese de sözlük ve benzeri yerde okuduklarımdan anladığım şu ki; bu eleştirmenler bir boktan anlamıyor.
criticker puanı 60, imdb puanı 6.9
burdan anladığım filmin pek iç açıcı olmadığı. hele de oyunundan sonra izlersem hayal kırıklığına uğrarım diye düşündüm. ama alakası bile yok. mükemmel bir film, senaryo çok güzel uyarlanmış, tempo hiç düşmüyor, hatun taş.
sözün kısası; izlemeden yorumlara aldanmayın. sonuçta zevkler ve renkler tartışılmaz; ama yine de siz izlemeden başkalarının yorumlarına kulak asmayın bence.
çok süper bir yaz filmi olup, taa 1991den beri oynuyor olduğum seriye de pek ihanet etmemeiştir, bu açıdan çok güzel bir film olmuş; tek sorun prenses. bir prensesten beklediğim hiçbir şeyi veremedi bana.
yönetmen Mike Newell ve Boaz Yakin gibi usta bir senaryo yazarının elinden çıkmış 2010 yılı yapımı müthiş bir aksiyon filmi. Konusu, renkleri, müzikleri, ve efektleriyle oldukça doyurucu bir film. Konusuna gelince;
pers kralı sharaman'n evlatlığı olan sokaklarda büyümüş destan*, alamut kalesi kuşatılınca babalarının bu kaleye dokunulmasını istemediğini diğer prens kardeşlerine ve amcasına* belirtir. Fakat onu dinlemeyen kardeşler alamut kalesine saldırma kararı verir. Bunun üzerine doğu kapısını kuşatan prens destan kalenin fethinde büyük bir rol üstlenir. Kaleyi koruyan prenses Tamina* ise özel bir hançerin korunması talimatını en güvendiği adamlarından birine verir. işte bu adamı yolda yakalayan ve hançeri ele geçiren destan olayların hiç ummadığı bir yere doğru gittiğinin farkına varamaz...
bir kaç söz içinde usta oyuncu Alfred Molina için de söylemek lazım. Kendisi asla bir star olamasa da oynadığı filmlerde üstlendiği yan rollerin hep hakkını teslim etmiştir. bu filmde oynadığı Sheik Amar rolüyle de yine oyunculuk alanında herkese ders vermiştir.
çok beğenerek izlediğim fakat, yapımcıları arasında tarkan ve erol köse'yi görünce şok olduğum film.
biliyorum gerçek değil ama, böyle de karışıklık olmaz ki abi. http://direkizle.net/pers...ds-of-time-altyazili.html*
jake gyllenhaal, gemma arterton gibi iki oyuncunun başrollerinde oynadığı 2010 amerikan aksiyon, macera, fantastik, romantik türlerindeki filmdir.
--spoiler--
çok çok eğlenceli bir yapım. dün izledim kendisini. yani oyunu hakkında hiçbir fikrim yok. o yüzden oyunla karşılaştıramayacağım ama film baştan sona kendini izlettiriyor. beni hiç sıkmadı en azından. başroldeki destan ve tamina'nın atışmaları ve konuşmaları olsun, 300'de batı tarafında iğrenç bir şekilde nakledilen pers imparatorluğunun bu sefer nispeten iyi bir şekilde lanse edilmesi olsun bunlar gibi öğeler de filmin izlenilirliğini arttırıyor. ramiz dayının alamut'unu da bu film de görmemiz (gerçi hikaye ile de pek alakası yoktu) ayrı bir güzellik oldu tabi. aklım da direkt olarak hikayesne gitti zaten.
arada sırada da olsa saçma sapan öğeler de kaynıyor araya. ne biliyim işte baş karakter destan malkoçoğlu (gerçi oyununda da böyleymiş kendisi) kesiliyor bazen. zaten fantastik bir film olduğu için çok da göze batmıyor bunlar. izlerken eğlenmenize bakarsanız zevk aırsınız ve sadece film değil gemma arterton da bayağı eğlenceli gelebilir size. özellikle erkek izleyicilere. çünkü kendisi bayağı bir güzel ; http://www.collider.com/w...age_gemma_arterton_01.jpg
--spoiler--
neyse efendim. bence eğlenceli bir film arıyorsanız izlemenizi önneririm.
berbat ötesi sadece görsel açıdan zengin bir film.
--spoiler--
adamlar filmi mutlu sonla bitirmek için bi taraflarını yırtmışlar resmen, film tam bir fiyasko 3. sınıf aksiyon filmlerinden ayrılan tek yönü 1. sınıf para harcanmış olmasıdır. adamlar eşşeğe altın semer vurup safkan ingiliz atı diye yedirmeye çalışmışlar resmen. ayrıca fazla tesadüfi detaylarla bir de sıçıp sıvamışlardır. sözün kısası fantastik film izleyeceğim hevesiyle sakın izlemeyin filmi, fantastik film algınıza yazık.
--spoiler--
çok ilginç bir film. hasbelkader doğu mistisizmine bir katre de olsa ilginiz varsa mutlaka kaçırmayın derim. alamut'un canlandırılması,kum saati ve hançer ilişkisi başarılı şekilde kurgulanmıştı; ama yine de filmde bir şeyler eksikti. klasik bir amerikan yapımı olarak gözümüze çarpıyor bazı yerler ve senaryonun özü. doğu bu filmde de içten içe birbirine entrikalar çeviren, iktidar hırsı için her türlü kötülüğü yapacak insanlarla dolu bir diyar olarak lanse edilir. lakin, canlandırma ve oyunculık performasları açısından oldukça başarılıdır filmdir. takdir tamamen sizindir. velev ki izlerseniz de 1 saat 51 dakikanızın boşa gitmediğindem emin olabilirsiniz. dezenformasyonu saymazsak..
ses ve görüntüsü iyi, baştan sona kadar heyecan dolu ama içerik olarak vasatı fazla aşamayan bir film. başrol oyuncusu da guiza'ya çok benziyordu dikkatimi çekti. bu tür filmleri tarihi açıdan incelemeden fantastik macera olarak tek seyirlik izlemekte fayda var.
oyununu oynayanların beğenemeyeceği film. prensin oyunda yaptığı hareketleri çok yakın çekimler ve 'fıyuvvv' şeklindeki ses efektleriyle geçiştirmişler. ortalama bir film.
pop serisini oynayanların, filmi izlerken büyük hayal kırıklığına uğradığı haberleri doğrudur. tamira'nın ok kullanan bi karakter olması lazım, prensin destiny'den bozma dastan diye bi ismi var, ki oyunda prensin ismi saklı. sonra warrior within in en önemli özelliği olan iki kılıç kullanma olayı, buraya taşınmış. bi de tamira kim aliminyum ya! hani prenses? hani saraydan kız kaçırma? (bkz: kiss my ass hollywood) *
sırf alamut şehrinin kuşbakışı görkemi için bile izlenilesi film. he çok şey vaat etmiyor belki doğrudur ama alamut kalesinin o şaşalı, dönemi iyi yansıtan halini görmelisiniz.
sadece Richard Coyle için bile gözü kapalı izlenebilecek bir 2010 yapımı amerikan filmi. Richard Coyle'ın ingiliz aksanı kendini amerikalılar içerisinde hemen ortaya çıkarıyor. coupuling dizisinden sonra çıkardığı en iyi işlerden biri oldu Richard için.