Giray Altınok'un muhteşem oyunculuğu ışığında, ciddili olarak sonraki olayları merak ettiren absürt komedi dizisi. Bazı sahnelerde Osmanlı için güzel ince vurgular yapılmasıda ayrı bir gururlandırdı.
blutv'de yayınlanan, senaryosunu giray altınok'un yazdığı ve başrolünü oynadığı absürt komedi ve tarih dizisi.
bongomya adlı kurgusal bir krallıkta, orta çağ'da geçer, sosyopat ve evlat olsa sevilmez bir prens'in iktirdar oyununun içine düştüğü bir hikaye ile başlarız.
oldukça komik, kıvamında çerezlik dizi. izlediğim en komik iş diyemem ama yaratıcı bir senaryosu ve özgün bir komikliği var.
Hükümdarın oğlu veya Toprakları ülke sayılmayacak kadar küçük devletin hükümdarı. Prens bazı Avrupa ülkelerinde dükün altında sıralanan bir unvandır. Kutsal Roma impartorluğunda unvan Reichstag'ta imparatorluğu oluşturan hükümdarlarına denirdi. Kutsal Roma imparatoru seçme hakkına sahip olan prenslere Elektör Prens denirdi.
niccolo machiavelli'nin yapıtı. okuduğumda dikkatimi çeken en mühim şey, makyavelli'nin olmasını istediği maslahatlar devrine göre gayet makul görünüyordu. fakat floransa bu eseri yine devrin şartlarına göre kaldıramazdı ve kaldır(a)madı da. seneler sonra anlaşılan bir kitap oldu nihayetinde. osmanlılar'dan misal verdiği kısımda bir müslüman türk olarak göğsüm kabarmadı değil. fakat katılmadığım noktalar da var şüphesiz.
Machiavelli'yi linç etmek bir kültürdür oysa kendisi sadece gözlemlerini yazmıştır ve fenomenlerden çıkarımlar yapmıştır. Nasıl olması gerektiğini değil nasıl olduğunu anlatmıştır aslında. Emperyalizm'i geliştirmekle birlikte sayısız katliam ve sömürü zaten insanlık tarihi boyunca olduğundan sadece bunlar üstüne daha detaylı yazı yazmıştır. Savaş acımasızdır bunu Fatih Sultan Mehmet gibi biz gönülleri fethetmeye geldik diyen bir sultan'ın istanbulu alırken gösterdiği tavır ve sertlikten anlarsınız.
Savaş bir kere başladığında bütün mantık borazandadır ve savaşta her şey mübahtır çünkü savaş kahpelikle kazanılır ve bütün yasalar susar.
bir yönetici unvanı.
sanıldığı gibi kral oğluna prens denmez. prens kelimesi latince princeps'ten gelmiştir. ilk olarak milattan 27 önce yılında yönetimi monarşi düzenine çevirmenin adımı olarak octavian bu unvanı aldı ve kendisini senato üstünde konumlandırdı.
KELiMENiN ilk anlamı eşitler arasında birinci'dir.
princeps, fransızcaya prince olarak geçti ve tüm avrupa dillerine buradan yayıldı.
bu yüzden var olan en iyi kale halktan nefret edilmemektir. çünkü kalelerin olsa bile halk senden nefret ediyorsa kalelerin seni kurtaramaz; halk bir kez silaha sarıldığında ona yardım edecek yabancılardan asla mahrum kalmaz.
niccolo machiavelli'nin dönemin italyasindanki sorunlardan nasil kurtulunucagini anlattığı kitabıdır. Kitabi yazarken niccolo machiavelli bulundugu siyasi ortamdan oldukca etkilenmistir.
prensten sonra yazdigi eserlerde cumhuriyetciligi ovse de bu kitapta mutlak monarsiyi ovmustur. Ayrica eski erdem anlayisina tamamen yeni yorumlar getirmistir. Erdemli olmak icin ahlakli davranis gerektigini savunmaz. Ona gore erdem basari icin yapilan hareketlerdir. "Basariya giden her yol mubahtir" temelinde kitapta saglam devlet anlayisi icin tavsiyler vermistir. Kimilerine gore bu tavsiyeler oldukca "ahlaksiz"dir. Tam tersine olarakta bazi kesimelere gore bu kitap politik topluma bir yergidir. rousseau gibu dusunurle bu fikre acikca katilmaktadir.
Bizdeki Siyasetname ile ciddi benzerlikler içeren, en büyük farkıysa prensin misyonunun ve buna bağlı olarak da yaptıklarının ahlakiliğinin anlayışlarındaki değişimdir.
Siyasetname'de de benzer fikirler yine ahlaki olarak değerlendirilmiştir. Fakat bunları ahlaki yapan asıl hedefe yani prensliğe ulaşma ve prensliği muhafaza etmek değil, prensliğin verdiği güçler elden giderse yapılabilinecek hayırların önünün tıkanması olarak görülür.
Prens daha çok bilinen bir eser olmasına rağmen şahsi kanaatim siyasetnamenin gerisindedir. Üniversitelerimizde prensin yanında siyasetname okutulursa olayları çok boyutlu değerlendirme yeteneğini arttıracağı kanısındayım.