izmir- gündoğdu, ankara-kızılay, istanbul-taksim'de sallandırıcan bunlardan 2-3 tane bak bakalım bir daha öyle diyen pratisyen çıkıyor mu. bırak doktorum demeyi doğru düzgün konuşamazlar bile.*
tıp fakültesinin önünden bile geçemeyecek kapasitedeki über zekalıların bilip bilmeden bok attığı, ve malesef yemini gereği bazen aynı einsteinlerin hayatını bile kurtarmak durumunda kalan tiptir.
Evet, böyle zeki adamlara her türlü kibirle bakılabilir, müstehaktır. Adam ol aspirini kendin yaz, becerebiliyorsan diyerek sobotta'nın, cecill'in, harrison'un tüm citleri bi tarafına monte edilir. Belki o zaman bir fikir sahibi olunabilir.
Verilen emek, özveri, ve yaşananlar da cabasıdır da..
bi dakka, ben kime laf anlatıyorum ki?
He canım, sensin.
pratisyen hekimin önemini kavrayamamış bünyenin trollce düşüncesi. pratisyen dediğin kişi hemen hemen her hastalığı tanır tedavi edemesede konsültasyonla uzman birime yönlendirir. bu bile çok önemli bir mekanizmadır. hem yanlış uzman doktora görünmez hasta hem de pratisyen tarafından kolaylıkla tedavi olabilecek hastalar uzman doktorda yığılmaya neden olmaz.
sözlükte yazma nedeni ile kendisine "yazar" diyen insanlar olması kadar normal ifade şeklidir.
sözlükte yazan yazar için "kaç tane kitabın var?" diye soran yok.
fakat; pratisyen hekim arkadaşımıza "görmüş olduğu tıp eğimin var mı ki, kendine doktorum diyorsun?" diye sorsanız alacağınız cevap "bsgkçk" olur.