uzun süreli hapisle cezalandırılmış ya da esir alınmış kişilerin ayaklarına takılan, ucunda ağır bir demir top bulunan, bırak kaçmayı, yürümeyi bile engelleyen zincir.
ne zaman başımızı kaldırıp, kabuğumuzu kırmaya başlasak, varlığımızı hissettirsek, güzel günler yakındır şarkıları söylesek, insan gibi yaşama hayalleri kursak, başımızda ve ayağımızda onun varlığını hissederiz. bunun adı kimi zaman sağ-sol olur, kimi zaman da alevi-sünni. şimdi ise pkk üzerinden daha fazla demokrasi. işin ilginç tarafı demokratik bir isteğin dile getiriliş, ortaya konuş tarzı hiç de akıl karı değil. yani birileri üzüm yemek değil bağcıyı dövmek istiyorlar. yaşanan tecrübeler meselenin öğrenilmiş çaresizlik döngüsüne doğru gitttiğini göstermektedir. yani ne yapsak ne etsek sanki hep ayağımızda bir pranga bulacağız. yoksa biz 600 yıllık hükümranlığın doğal faturasını mı ödüyoruz?
--spoiler--
sana bir türkü yaktım gönlümce
zulüm dolu, hicran dolu
ben dolu
aşk doğar, yaşar, ölür derdin
ölmedi işte
sen allah mısın be
sana bir türkü yaktım kendimce
yalan dolu, dolan dolu, sen dolu
sevgimi ben doğurdum
ben yaşattım
sen vurdun
gebermedi
yaşamayı öğretirken öldürdün beni
cezan pranga olmalı.
--spoiler--
Tarixin kurqanında isti qanla qum qarışır,
Qocadırmı Tanrı qədər görən tarixin yaşı?
Küdurətli baxışlarda aşıb daşır qan yağışı,
indi susur cümlə-bəşər, yerində tarix danışır.