günümüzün düz mantık ürünü fikir sistematiğidir. olması gereken de budur. sana faydası olmayan kilisenin papazı ne olmalıydı?
fayda unsuru insanidir ve olmalıdır.
olması gereken üzerine kafa yormayıp gerçek hayatta en çok getiriyi ve en iyi sonucu vereceği düşünülen yöntemi ya da seçeneği tercih etmek, ona göre davranmak demektir.
William James ve John Dewey başlıca temsilcileridir. Doğru bilgi, eylemlerin sonucunda aranmalıdır. Eğer eylemler, sonucunda insana fayda veriyorsa doğru, vermiyorsa yanlıştır. Mesela ormanda kaybolan biri yolunu bulmak için yoğun bi şekilde düşünmeye başlar. Güneşin ve arazinin durumu, şimdiye kadar yürüdüğü yön gibi verileri hesaba katarak bir çözüm, bir bilgi üretir. Eğer ürettiği çözüm ormandan kurtulmasını sağlıyorsa bilgi doğru, sağlamıyorsa yanlıştır.
Bilim bize olayları kontrol altına alma, öngörüde bulunma, tabiattan faydalanma imkanı verdiğinden doğrudur. Dini bilgiler de insan yaşamında iç huzuru sağladığı ve moral verdiğinden dolayı doğrudur.
nabza göre şerbet vermektir. Kötünün iyisinin seçilebilmesi seçeneği açısından iyi birşey gibi görünmekte ve duruma göre gerçektende iyi olabilmektedir. Ancak uzun vadede ilerlemenin önüne ket vurması muhtemel olandır. Zira ideolojileri bir tarafa bıraksak bile her türlü devrime karşı olmayı beraberinde getirir.
herkesin benimsediği ama çoğunluğun benimsediğinden haberdar olmadığı gerçeklik.
bir insan bir şeyi çıkarı olmadan yapıyorsa, o insanın akli problemleri vardır.
bir ateistin gördüğü dilenciye para atması, ve titanikteki herifin kendini biri için öldürmesi de bunlara dahildir.
mutluluk bulaşıcı bir şey olduğu için dilenciye verilen para insanın kendini bir işe yaramış hissetmesini, değerli hissetmesini sağlar.
fedakarlık ise, karşıdaki insanın fazla sevilmesi sonucu ortaya çıkar.
o kişinin olmadığı bir hayatı yaşamanın, yaşamamaktan iyi olmayacağını düşünen insan, canıyla fedakarlık yapmıştır.
Bir arkadaşınızın sizin arabanız olduğu için sizinle arkadaşlık kurma düşüncesi kendine yarar sağladığınız için sizinle arkadaşlık kurduğundan dolayı onu pragmatist yapar. Günümüzde Abd dışında petrol için kurulan ülkeler arası birleşmelerde bunlara en somut örnektir.
insanoğlunun pekçok davranışını istemeden de olsa şekillendiren felsefi belirteç. birey, her şeyi sağladığı fayda ölçütünde değerli saymaktadır. bu yolda; ahlak ve etik kavramlar ard sıralara itelenmektedir.
ekonomik yetersizliği çözümlemek için hırsızlık yapmak isteyen bir kişi; hırsızlık olayına yeltendiğinde doğacak sonuçları göze almak durumundadır. bu yolda; yakalanabilir, yaralanbilir veya öldürülebilir. bu sebepten kaçınılması gerekir. o halde hırsızlık bize pratik ölçüde fayda sağladığında zararlı veya zararsızdır; etik açıdan doğru olup olmadığına bakıldığında değil.
abd'nin resmi ideolojisidir ve eğitim sistemini şekillendirmiştir. bizim de en azından eğitim sisteminde kesinlikle örnek almamız gereken bir felsefedir. soyut şeyler, matematik filan öğretmek yerine hayatta karşılarına çıkacak problemlere nasıl çözüm bulabileceklerini öğretmek, hayat için gerekli pratik bilgileri vermek esas alınmalıdır.
19. yüzyılın sonlarına doğru piyasaya çıkmıştır. koşullara inanmayı, koşullara göre hareket etmeyi hayata geçirince müslümanlar'da, temel islami ilkeler yerine koşullara göre hareket etmeye başlamışlardır.
kısacası her bireye düşüncesinde ve hayatında bencil olmasını salık veren ideolojidir. amerikan menşeili olup, sovyetler birliği dağılınca yapılan "ühühühü komünizm bitti" çığırtkanlığı pragmatizme aittir.
çıkara yönelik hareketinde tek kural kabul ettiği acımasızlığı ve ölçü tanımazlığıyla bilinen machiavellist tutum dahi hedefe doğru hareket etme noktasında pragmatist düşünceye göre daha şahsiyetli bir tavır sergiler. iyi veya kötü bir hedefi vardır. machiavellist kutsal veya profan her yolu dener. ancak pragmatist her an arzuları doğrultusunda ayrı bir hedef tayin eder. adeta kendisine her şey helaldir. bu tutumuyla hiçbir yolun yolcusu olmamış ve olamayacak kıymetsiz bir felsefedir.