O görgüsüzlüğün ne olacağını bilmeyecek kadar saf ve temiz yürekli çocuktur. Bayramdan bayrama şekeri ya da eti ancak yiyebilen bir çocuk davranışıdır. Çocuk bunu hiçbir kötü niyetle yapmaz. Bir çocuğa bundan dolayı görgüsüz demek asıl görgüsüzlüktür.
buna izin veren analar babalar hatalıdır.
zira çocuktur, şeker için can atar, ayrı. ama illa şeker toplamak istiyorsa, çocuğa bayramlaşma adabını öğretirsin, paşa paşa komşuya beraber gidersiniz, ya da ne bileyim arkadaşlarının annesine kendisi gider, hem bayramını kutlar o evdekilerin, hem on dakika arkadaşıyla oynar, hem de şekerini alır gelir.
ha yok sen bayramlaşmayı öğretme, " çocuk ben istemiyorum yeaaa " diye kıçını yırtarken "tamam evladım" de sıorf vızıltısını çekmemek için çocupa hak ver, sonra şeker toplamak için konuya komşusya gitmesine izin ver. yok öyle şey.
aynı zamanda şekeri avuçlayan tipi de vardır. ama çocuğa görgüsüz demek yanlıştır çünkü çocuktur o. çocuk değil çocuğu yetiştirenler hiçbir şey öğretmeyenler görgüsüzdür.
bu çocuk takriben 25 yıl kadar önce ben oluyorum. çocuk yaşımda bayramda elinde poşetle kapı kapı dolaşıp tüm komşuları bayramlayıp karşılığında verilen şekerleri toplamanın adı görgüsüzlükse evet ben bir görgüsüzüm.
eski, güzel bir adetimizdir. ramazan ayı sonunda kutladığımız bayrama "şeker bayramı" deniliyorsa nedenlerinden birisi de budur.
eline poşet alıp şeker toplamaya çıkan çocuk, zaten gariban çocuğudur. poşet almayıp ne yapsın, bond çanta ile mi toplasın şekerleri. zaten zengin çocuklarının böyle bir şey yaptıkları ne görülmüş, ne de duyulmuştur. dedik ya gariban çocuğu işte, şeker toplarken bir kaç kişi ufak da olsa harçlık verir mi acaba umuduyla dolaşır garibim.
bayram günü bile " oha lan bugün bayrammış!" diye kafam bir kaç kez dank ediyorsa bu şeker toplayan şirin balalar sayesindedir.
büyüdükçe bayramların tadı kaçıyor. milyonlarca insanın " nerede o eski bayramlar..." diye serzenişte bulunması boşuna değildir. bayram en çok çocuklara bayramdır. yeni giysiler alınır, saçlar bayram için kestirilir, arefe gecesi anneniz sizi bir güzel yıkar ve en güzel olanı sabah ilk kez giyeceğiniz ayakkabınızı yastığınızın yanına koyar ve öyle uyursunuz.
tatlı tatlı gülüp, minicik ellerinde yumuk yumuk olmuş poşeti boyu size yetişmediği halde uzatmaya çalışırlar. bayramın kutlu oosun amca derler bi de. pislikler.
görgüsüz değil, çocuktur. türkiye'de ortalama geliri olan veya ortalamanın altında kalan her ailenin çocuğunun yapmak için bayramı beklediği eylemdir.
zengin bebelerinin anlamayacağı davranıştır. bir gün kapına biri gelirse ona şeker yerine çikolata ver, sonra da gözlerine bak, işte o zaman belki anlarsın.
Kullanılan poÅetin rolü büyüktür. PoÅet isimlerini saymadan direk önemli kısıma geleyim. BÃM poÅetlerinden uzak durulmalı. Bu poÅetlerde halkımızın bilmediÄi çeÅitli mekanik özellikler var. En basitinden: Zorla Åeker alma, gibi gibi gibi. Kısacası, tehlikeli.
Bizi biz yapan, sevgi, saygı hoşgörü yardımlaşma gibi degerleri pekiştiren bayramları ya da diğer güzel günleri medeniyet adı altında hor gören gençliğin yetiserek bir kültürü bir ülkeyi bir milleti ortadan kaldırmanın en etkili yolunu bulmuş olanlara maşa olan aptal zihniyetlilerin yok etmeye çalıştığı cocuktur.
Tek dişi kalmış canavarın bile kolayca yiyebildigi nesillerin sahip çıkamadığı cocuktur.
candir onlar. Artik istanbul da olmayandir. Ne gelen var ne giden. Zaten boyle dusunen ebeveynler cocuklari istese bile izin vermeyecektir. X in oglu seker topluyormus dedirtmem ben diye iskembeden tezler savuracaktir. Bayramlaa seyranla aram yoktur ama bu ozelliginde yok olmasini istemem. para bekleyen isil isil gozler hem seker hem parayi bulunca tarifsiz mutluluk yasadigini izlemek paha bicilemez.
Görgüsüzlük olarak nitelendirilebilinir ancak alamamış zamanında belli diye düşündürtür insana. Bir de bunların elinde poşetle kapı kapı gezen uzatılan şeker kasesini avuçlayan tipleri vardır. Bunların daha da utanmazı topladığı şekerleri satanıdır. Verdiğiniz şekerleri utanmadan alt mahallede size satmaya çalışırlar.