kan donduran bir olaydır. insanlıktan nasibini almış herkes tarafından lanetlenmesi gerekmektedir. ama ana tema kürt değil çocuk olmalarıdır. sene olmuş 2012 pes olmuş 2012 hala devlet çocuğu koruyamamaktadır. keşke ergenekona, şikeye verilen önemin yarısı bu içler acısı hallere verilse ve çocuklar istismar edilmese.
ceza evinde yapılan bir yanlışlığı etnik kökene göre göstermeye çalışarak olayın provoke edilmesinden öte değildir. tecavüze uğrayanın kürt türk laz olmasının bir önemi yoktur. mevzu bahis konu bir çocuğa tecavüzdür ve bu vicdani ayıbı göz ardı edip etnik kökenden bahsetmek ayıptır efendim. gazatenin biri de taş atan çocuklara tecavüz ediliyor yazmış tabi ki o da yanlıştır.
düne kadar faşiştliğin dibine vuran yazarların, şimdi modern insan kisvesine bürünüp "kürt, türk, alevi ne farkeder" diyerek ikiyüzlülük göstermesine neden olan durum. ne farkeder? farkeder arkadaş, çünkü o çocuklar, yaşadıklarını kürt olduğu için yaşıyor.
Tecavüz edenlerin türk olduğunu düşünen ve öyle olmasını dileyen birinin söylemi.Tecavüz edilmiş işkence edilmiş öldürülmüş hiç farketmez,yeterki fail türk olsun.
ensest, zoofili ve pedofilinin ince bir sentezini bünyesinde taşıyan kürtler'in ortaya attıkları iddiadır. tabii ki araştırılmalı ve de gerçekten yaşanmışsa sorumluları ağır bir şekilde cezalandırılmalıdır.
Medyada "taş atan çocuklar" olarak adlandırılan ve toplumsal olaylar gerekçesiyle gözaltına alınıp tutuklanan Kürt çocukları, cezaevlerinde yaşadıklarını anlattı. Cezaevinde adli tutukluların koğuşlarına konulan çocukların cinsel taciz ve tecavüze maruz kaldıkları iddia edildi. Pozantı Cezaevi'nde 4 ay kalan H.K. (15) adlı çocuk, "Bazı arkadaşlarımıza adli tutuklular tarafından defalarca tecavüz edildi. Bazen zorla pantolonlarımızı indirmeye çalışıyorlardı. Yaşadıklarımız anlatılır gibi değil" dedi. Çocukların anlattıkları Yılmaz Güney'in 1983 yapımı Duvar filminde anlatılanların, 2012 yılında halen bir Türkiye gerçeği olarak yaşanmaya devam ettiğini yeniden ortaya koydu.
-Siz bir kaç tane terorist için geleceğimiz olan gençleri harcayamazsınız tamam mı? Adalet var, eşitlik var. Türk kürt kardeştir, ayrım yapan kalleştir !
eylemi gerçekleştirenlerin nasıl ve neye sığınarak kendilerini ikna ettiklerini, nasıl uyuyabildiklerini, çocuklarının başlarını nasıl okşayabildiğini anlayamadığım durumdur.
sanırım empati kuramayacağım tek canlı grubu bu vahşeti gerçekleştirenler ve hangi argümanla olursa olsun bunları haklı görenlerdir.
Yazar: Nazım Hikmet
işler atom reaktörleri, işler,
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken zenci şoförü
ağaca asarlar yol kıyısında,
gazyağına bulayarak yakarlar,
sonra kimi kahve içmeye gider,
kimi saç tıraşı olur berberde,
kimi dükkânını açar erkenden,
kimi genç kızını öper alnından.
çocuk mahkumlar başka cezaevine nakledilecekmiş...
nakledin.
nakledin de o 200 çocuğun bilinçaltında tamiri mümkün olmayan başka yaralar da açın.
bakınız sayın okurlar,
cezaevinde bir mahkumun başka bir cezaevine naklini bir kenara bırakın, başka bir koğuşa geçmesi bile hoş karşılanmaz.
altında birtakım sebepler aranır.
"acaba ne yaptı da başka koğuşa geldi" tarzı sorgulamalar olur.
şimdi bu çocuklar, başka bir koğuşa değil, başka bir cezaevine nakledilecek...
devlet eliyle 200 çocuğun yok edilmesidir bu.
pozantı'da bu suça ortak olanların değil, bu suçta ezilen tarafın cezalandırılmasıdır.
ne yazık...
ne acı...
zaten olayın başlangıcı trajikomik bir durum.
devlet kendi kontrolundeki bir kurumda işlenen insanlık ayıbını, avrupa insan hakları mahkemesine dilekçe verildiğinde öğreniyor ve harekete geçiyor.
ya sahi ben başka şeyleri de sorgulayacağım.
çocuk cezaevi-çocuk mahkum nedir allah aşkına?
bakın içeride olan çocuklar masumdur demiyorum, ama onlar çocuktur diyorum.
yani bu çocukların cezaevlerinde olmasının yegane suçlusu devlettir.
çocuk hırsızlık mı yaptı?
suçlusu devlettir.
yangın mı çıkardı?
suçlusu devlettir...
zira tc anayasası'na göre; Madde 5 - Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
Madde 19 - Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.
Madde 41 - Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.
Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.
Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.
bu durumda türkiye cumhuriyeti devleti suçludur.
her organıyla, tüm kimliğiyle.
ve bu olay neticesinde devletimiz sadece 4 kişiyi görevden almıştır.
allah kimseyi düşürmesin.
ama düşenin dostu olmaz...
çocuklar bizim geleceğimizdir.
onlara sahip çıkmak ve topluma mal etmek de vazifemiz.
şu unutulmamalıdır ki pozantı cezaevinde olanlar bugün sokakta selam verdiğimiz birçok tanıdığımızın çocukken yaşadıkları olabilir, ya da sizin çocuklarınızın ileride işleyebileceği bir suçtan yahut uğrayacağı bir iftiradan ötürü cezaevine düşmesi halinde başınıza gelebilir.
devletin vatandaşına karşı suç işlemesine ve suç işlenmesini teşvikine daha ne kadar sessiz kalacaksın?
geçen hafta pozantıdan tahliye olan çocuk insan hakları derneğine başvuruda bulunmuş. daha önce söylendiği gibi, bişey yok denip gidicekler muhtemelen. yazık günah, çok yazık. insan hakları türkiyede bi saçmalıktan ibaret.
BASININ ABARTMASIYLA HERZAMANKi GiBi VATAN MiLLET SORUNU HALiNE GELMiŞ OLAYDIR. TABi OLAY OLDUYSA. GEL GELELiM MEMURLAR MAHKUMLARIN GÖTÜNÜN BEKÇiLiĞiNi DE YAPAMAZ.
bazı düşüncelerin ne kadar çarpık olduğunu gösteren kötü olaydır. muhtemelen basının abartması vardır ama abartı olmadan nasıl duyardık bu olayı ve iyi ya da kötü bir fikrimiz olabilirdi ki. en nihayetinde mahkumdur olayına laf söylemeyeceğim bile.
polise taş atanları sıradan birşeymiş gibi görecek kadar insanlığından çıkmış aşşağılık mahlukatlarında klavye kullanıp sözlüğe yorum girebildiğini öğrenmemizi sağlamış acıklı hadisedir.