"hatunların efendi adam yerine piç tercihi" parametresinden bakarsak, poyraz karakteri evet ilk etapta tercih edilebilir. spontane olarak yalan söyleyebilme de başarılı olmak herkesin elinden gelmesi mümkün olan bir olay değil.
reel hayatta kurşunlar öldürüyor. poyraz henüz tabiki bir polat alemdar ölümszülüğüne ulaşmadı ama bu gidişle o tahta da aday gibi görünüyor.
karakterleriyle,müzikleriyle ve senaryosuyla beni ilk bölümünden beri etkilemiş ve etkileyip farklı psikolojilere sürüklemiş yeri gelmiş güldürmüş,yeri gelmiş ağlatmıştır.
poyrazın kılıçları çekmesi üzerine mümtaz ve kayınpederi yola geldi.
ancak Amerika'dan gelen eski karısına nasıl davranacak şimdi poyraz? beklemedeyiz.
bahri baba arkandayız. vadideki iskender büyük rolünle sevdik seni. buradaki rolün daha sevecen bir tip olarak geride kalıyor olsa da, seni yıkamayacaklar.
bu dizide birbirlerine başarısız suikast girişiminde bulunan iki farklı tipte mafya babası ya da organize suç örgütü lideri nedense otelde zeminden tavana tamamı cam olan bir pencerenin önünde görüşme yapıyorlar.
zafer isimli mafya lideri bahri umman'ın onu keskin nişancı ile öldürtmeyeceğini tahmin ediyor olabilir ama bahri umman bu cesareti nereden alıyor merak ediyorum.
hasmının gözünün içine bakacaksın anladık be adam git ne bileyim kapalı otoparkta falan buluş.
17. dakika dolaylarında milletçe alkışlıyoruz reklamı yapılan dizi. enteresandır kanal d' nin sitesindeki videoda böyle bir reklam yok. acaba ben hayal mi gördüm kafayı mı yedim derken başka siteden buldum da rahatladım. *
leyla ile mecnun mutluluğu yaratan dizi. hem güldüren, hem duygulandıran tıpkı lm gibi bir dizi.
klasik bir türk dizisi olsa poyraz'ın rüşvet mevzsundan koskoca 2 sezon çıkartırlardı ama türkiye standartlarının üstüne çıkıp harika bir hız ile diziyi ilerletiyorlar.
Bahri baba ile başlayalım... Nasıl kurtulacak bu olaydan merak ediyorum. poyraz olaya el atıp güvenlik kamerası görüntülerini mi alacak yoksa mümtaz'ı tehdit ederek olayın kumpas olduğunu mu ortaya çıkaracak -ilerleyen bölümler demek isterdim ama poyraz karayelde- sonraki bölümde yüksek ihtimalle göreceğiz.
ve bahri baba sen nasıl bir adamsın ki poyraz ile ilgisini düşünüp şak diye verdin o kasetleri helal olsun...
sema'ya gelince ayıp beaaa. sefer'i seviyorsun onu anladık ama bu duyguları kullanarak iş çevirmek sana yakışmadı. bahri baba'nın yaptırdığını öğrenemeyeceksin bence...
zülfikar aşıkken çok iyi oluyon be. bence çiğdem zülfikar aşkı kısa bir süre sonra devam edecek eminim fakat zülfikar aşık oldu diye onun marjinal karakterini pek göremez olduk. bu arada sesi çok güzel olmasa da güzel şarkı söyledi fakat türkü barda neşetten falan bişeyler beklerdim "acılara tutunmak" biraz konsepte uymadı gibi...
sinan'a gelince, aynı babası lap diye aşkını itiraf etti ya la.*
zafer katıksız orospu çocuğusun. mertlikten zerre pay almaz mı bir insan ya!
songül&sadrettin ikilisi ne zaman tökezleyecek acaba...
ayşegül ve poyraz'ın plan kurma sahneleri gerçekten tam komediydi.
poyraz sonunda amacını ulaştı bu yüzden çok mutluyuz ama bakalım neler olacak.
ve bölümün mini sezon finali sahnesi (başka bir dizi olsa burada final yapardı kesin): sinan'ın annesinin dönmesi... jenerikte şebnem hassanisoughiismini görünce direkt aha annesi geldi dedim kendime ve tahminim de doğru çıktı.
poyraz karayel'de yeni olaylar olaylar dönemi başlıyor.
konu olarak olmasa da ben bu dizinin duygusallık içinde komedisini, samimiyetini, oyunculuğunu, karakterlerini aynı leyla ile mecnun'a benzetiyorum.
birde tabi tıpkı leyla ile mecnun gibi atatürkçü bir dizi.
ben tek sezonluk bir iş bekliyorum daha önce çok söyledim tek sezonluk bir dizi olmalı diye. eğer devam ederse de umarız kendini bozmaz ve biz bu muhteşem diziyi izlemeye devam ederiz.
ulan nasıl geçecek bir hafta hissi uyandırmaya devam ediyor.
fragmanda zülfikar'ı acılara tutunmak şarkısını söylerken gördüğümde bu sahne kaçmaz dedim. Ha geldi ha gelecek derken tuvalete gitmeyi, sigara içmeyi bile erteledim. Bir de Çiğdem'i stüdyodan almak için gittiğinde onu mankenle fotoğraf çektirirken görünce, öyle bakışlar sergiledi ki yarım saat güldüm.
son bölümün son 15 dakikasını izlemediğimi az önce farkettim. reklamdan sonra bitecek nasılsa diye düşünerek kapatmıştım ama o son reklam değilmiş. kalan kısmını şimdi izledim ama çok önemli bir şey de kaçırmamışım.
hazır kanal d internet sitesini açmışken yeni bölümün yeni fragmanlarını da izledim. triple kiss olan fragman güzel senkronize edilmiş.
benim anlamadığım bahri umman neden bu kadar pervasız davranıyor. adam hayatına kastetmiş düşmanı ile pencere önünde oturuyor. hani bir nişancı çıksın da beni vursun der gibi.
zafer karakteri olayda adı geçmesin istediğinden yanında öldürülmesini emretmemiş olabilir diyelim ama adamın arabasına yerleştirilen uyuşturucular yerine bomba yerleştirip onu patlatabilir. gazetelerde su testisi su yolunda kırıldı mafya babasına düzenlenen bombalı suikast der iki güne olay unutulurdu.
bu kadar düz bir senaryo bana mantıklı gelmiyor. tamam güzel dizi eyvallah seviyoruz izliyoruz ama biraz da gerçeklere uygun bir senaryo istiyorum. kaç kadın veterinere gidip omzuna saplanan kurşunu çıkarttıran emniyet amiri olduğu yalanına inanır ki bu kadının babası da emekli emniyet amiri.
leyla ile mecnun gibi her istediğini yazacabileceğin absürd bir senaryo olsa tamam ama bu o düzlemde bir dizi değil.
bu hafta oynayan bölüm ile yine güzel bir akşam geçirmeye vesile olmuş dizidir.
--spoiler--
bu hafta detaylı analize girmicem ama zafer'in sondaki gülüşü burnuma pis kokular getiriyor. birinci akıl yürütmem: çelik yelek var ve güvenlik kamerasında bahrinin sıktığı sahne kaydoldu yada ikinci tahmin yürütmem: çelik yelek yok ama ortamda doktor var ve zafer kurtulacak fakat yine güvenlik kamerası sayesinde bahri'nin başını yakacak.
ayrıca begüm net olarak babasının kızı! poyraz'ın haberi olmadan bir de çocuk aldırmış galiba.
--spoiler--
poyraz'la begüm arasında yakınlaşma olmasa bile ayşegül'ün kafasına bu şüpheyi sokmak bence yanlış. tamam çatışsın poyrazla begüm hatta begümle ayşegül de kapışsınlar ama bu dizi klasik türk dizisi değil bu yüzden başrole iki hatun birden yazmayın ve adam arada gidip gelmesin dizinin tadı bozulmasın.
Bölüm başlığı olsa herhalde: "sema'nın intikamı" olurdu. yalnız harbiden bahri sema'nın babasını niye öldürdü açıklasın artık. ilk defa bi olay bu dizide vaktinde çözülmedi. resmen bir sonraki bölüme sarkmak için kasmışlar kendilerini. bahri baba'nın "bilmemen gerekiyordu" demesi ne ya öyle bir açıklama şekli mi var? kız zaten öğrenmiş neden bilmemesi gerekiyordu onu anlat. gerçekten sırf bu sahnenin uzunluğu ve sonuca bağlanmaması yüzünden dizinin tarzına aykırı ve en kötü bölümü ilan edilebilir.
ve "adil topal" meselesi... bence çiğdem'in babası olabilir. çiğdem'in soyadı soner idi galiba ama bununda bi kulpu bulunur. yoksa bahri umman adını duyupta onun adamlarına salça olacak yürekli insan yok bu dizi. bakalım adil topal'ın hikayesi ne...
mümtaz'a gelince çakalın önde gideni resmen. poyraz'a karım hastaydı muhabbetinde yalan söylediğine inanıyorum. poyraz şunun amına koysa da artık rahatlasak ya...
zafer'in en etkisiz olduğu bölüm budur herhalde.
ayşegül garibim ya... içi içini yese de poyrazı yemeğe gönderdi. begüm de nispetine öptü poyraz'ı ama ayşegül inşallah şekillere girmez.
sefer, aşk mı babamı olayında babayı seçti helal olsun.
finalde patlayan silah sesine gelirsek, bence sefer sema'nın koluna hamle yaptı ve sema o hamleyle ateş etti ama boşa gitti.
bu bölüm dizinin kendi tarzının altındaydı ama bu bölümün bir farkı var onu da poyraz'ın bir repliği ile ifade edeyim: "Dur daha ayşegül yeni başlıyoruz"... bilmem anlatabildim mi yani gelecekteki olaylara alt yapı oluşturmak için hazırlanmış bir bölümdü. o yüzden fazla gömmek istemiyorum diziyi.
Galiba poyraz karayel'in en aksiyonsuz, en bilmecesiz, en acabasız, en en en bölümü buydu. bir bölüm anca bu kadar sıkabilir. geçen haftaki bölümde yine olaylar vardı. bilinmeyen şeylerin bilinmesine doğru gidiliyordu ama bu bölüm aksine bilinmeyen şeyleri sakız tadında uzatmak için çekilmiş.
bahri baba, tamam 30 yıl boyunca sema'ya babasını niye öldürdüğünü anlatmamış. evet ablasının intihar etmesi belki de babasının tecavüz etmesi(bu spoiler tutar ben diyeyim, senaryo buradan yürür) ama kız zaten sana silah çekecek kadar kafayı yemiş iki bölümdür daha anlatmamak için niye direnirsin ki?
içeride birisi var olayında aşırı derece poyraz'ın üstüne oynandı ve herhalde ilk kez ilker kaleli'nin en samimiyetsiz performansını izledik. bir tek final sahnesinde samimi bir sahne izledik. yoksa poyraz'ın ayşegül'e inkar edişleri falan tamamen fıstı.
sinan'ın ise annesi babası kavga edince ayşegül'e koşup annesi onu kaçırırken ayşegül'ü aramaması, annesi ve babası ile bir yemek yiyince ayşegül'ü unutması şahsen bu karaktere yakışmadı.
ayşegül'e gelince, yahu sen poyraz'ı babanın işlerine karıştırmamak için götünü yırttın ama şimdi sen babanın işleri için poyraz ile oyunlar çeviriyorsun. tamam ikiniz bir araya gelince türkiye'nin bir nevi bay ve bayan smith'i olabilirsiniz ama bu dengesizlik olmaz bence ve begüm'e karşı o ne tutuk davranışlardır ya? begüm ile ayşegül arasında bir savaş olacak ise açık açık olsun böyle iki taraftan birinin pasif kalmasıyla olmasın. begüm resmen 2-0 önde. sinan kaçmasa begüm maçı 2-0 kazanacaktı.
sema ve sefer ilişkisine gelince yakınlaştılar biraz daha. samimi sohbetler ettiler çok güzeldi bence.
zülfikar&çiğdem ilişkisine gelirsek normal bir türk dizisinde bu ilişkiden koca bir sezon çıkar. gayet güzel ilerliyor fakat zülfikar bu adamı baba'ya söylemeli bence. adam bahri umman'ın adını duymasına rağmen seni kaldırdı. demek ki var bi taşşak adamda ki yapabiliyor.
ve poyraz'ın apartman ailesi ile olan bölüm kesinlikle zoraki idi. ayrıca zülfikar'ın o nacizane sosyal mesajları bölümleri de çok zoraki olmaya başladı. eskiden apartman ve zülfikar bölümleri konu içerisinde yürür giderdi şimdi sırf eskisi gibi göstermek için var.
final sahnesine gelirsek, ilker kaleli'nin bu bölümde en iyi oyunculuğu burada oldu ama koskoca bahri umman, iki kere kendisinin bir kere de oğlu ve adamlarının hayatını kurtaran poyraz'ı karşısına almayıp elektrikli testerenin altına yatırıyorsa bu dizi biraz boka sarıyor demektir.
--spoiler--
biz bu diziyi diğer türk dizilerinden ayırdık. çünkü olaylar çabuk çözülüyor ve yerini başka olaylar alıyordu. bu bölüm bu yüzden sıçtı. senaristlerin acil toparlanmasını talep ediyorum. yayınlanmasının ardından 24 saat bile geçmeden kanal d'nin sitesinde 1m 300 bin izlenen bir dizi için bu bölüm vasattı resmen.
hani game of thrones için savaşlara zemin hazırlıyor diyorum da bu dizi neye zemin hazırlıyor amk?
son bölüm ile sema ölsün mü ölmesin mi tartışmasını ortaya çıkaran dizi. geçen haftaki bölümden sonra senaristler eleştirilere sağlam bir cevap verdi ve bize kapak oldu resmen bu bölüm.
bence got'ın yolundan gidip ana karakterleri yok ederek efsane olma yolunda gidebilecek bir dizi ama o zamanda poyraz karayel polat alemdarlık yolunda ilerler o zaman da klişe türk dizisine döner.
önce ekşi'den bir alıntı ile başlayayım varsayımlarıma;
"çocuklar çocuklar,
come on ama, semanın vurulması çok inandırıcıydı fakat olay burda değil, vurulmadı sema!
poyraz semanın olmadığını ve kendisinin de olmadığını bilgilerin çalınmasından anladı.
şimdi poyraz ayşegül ve sema birlik olup casusu yani fettan gelini bulacaklar.
olay haftaya kopuyor, buyuk ihtimalle sado ve garısı evden uzaklaştırılır dogacak çocuğunun yüzü suyu hürmetine. haftaya gelin siktirolur,
pekiii giden dosyalar ne olacak ? tabiki klinikteki çocukla çözecekler, babasi muhtemelen ziyaretine evrak çantasıyla gelir ve ordan çaldırırlar, kalan usbyi ise mümtazdan aldım mıydi yeni prens poyraz, herkes mutlu."
çok basit bir düz mantık ile yani klişe türk dizisi mantığı ile yazılan bir varsayım ve bu diziye hakarettir. bu dizi klişe bir dizi değil o yüzden çok değişik şeyler olmalı.
bence sema ölemez. neden derseniz, eğer sema ölecek olsa bahri baba ona babasının ablasına ensest olduğunu ve neden babasını öldürdüğünü anlatır ve sema'nın boş yere ihanet ettiğini ortaya çıkartırdı. o yüzden sema ölemez arkadaşlar. ayrıca bizim zeka küpü poyraz'ımız mümtaz'ı depodan kaçırdıktan sonra "ne iş çeviriyon lan sen" diye sorup ondan sonra sema suçlu çıkınca anlamayacak birisi mi? kesinlikle poyraz'ın kafasında bir plan var. sema'ya sıktı ama bunun sebebi hain olmadığını sema'ya kanıtlamaktı. istesem seni öldürürdüm ama hain sen değilsin demek için sadece "yaraladı" semayı.
songül, songül, songül... Bir bebek yalanı tüm aileyi hapse attıracak noktaya geldi. eğer iş çocuğun sadrettin'den olmadığının ortaya çıkması noktasına gelirse seni o çocukla gömerler ki gömsünlerde...
mümtaz gerçekten çok başarılı bir karakter olmuş. adam rolünün hakkını vererek oynuyor.
ayşegül, garibim yine ortalıkta bi o yana bir bu yana gidiyor. yazık lan bu kıza. ama son iki üç bölümde babasının işlerinden uzak duran ayşegül gitti babasının arkasından iş çevirenleri arayan ayşegül geldi. bu değişimi poyraz'a borçluyuz galiba.
sadrettin, klasik bir türk sözü olan " bizde silah çekildi mi ateşlenir" sözünü yerine getirdi keza poyraz'da aynısını yaptı.
eveeeet şimdi aşıklara gelirsek;
sefer'den başlayalım, o nasihat verme sahnesi ne kadar yapmacıktı ya? bizim ilk başlardaki odun sefer gitmiş sanki yerine lm'nin aksakallı dedesi gelmiş. böyle sahneler yazmayın lütfen şu adama ayrıca babaya silah çeken sema'ya silah çeken sefer, sevdiğimin ölümü benim ellerimden olsun deyip ben vururum demeliydi. nerde o delikanlı sefer?
zülfikar'a gelince, çiğdem'den ayrılma sahnesindeki diyalog müthişti gerçekten. sefer ile içerken oturdukları yerden kayarak inmeleri de çok iyiydi. çiğdem'in babası bahri umman ismini duymasına rağmen geri adım atmadı ve zülfikar'ı kaldırdı. buna rağmen zülfikar babaya gidip durumu anlatmadı ve sevdiğinden vazgeçiyor! lan noldu delikanlı zülfikar'a bu kadar kolay mı pes etmek? ne güzel dedi çiğdem, "madem 5 yemekten korkuyorsun o zaman o sahaya hiç çıkmayacaktın".
azra akın, bu kadın rol yapamıyor be! yok muydu başka düzgün bir kadın. ne bileyim hande doğandemir mesela? ne bileyim demet evgar mesela? ilk aklıma gelen bunlar oldu.
begüm'e gelince, evet bende ender bir şekilde bu kadının durumuna üzülenlerdenim. baba ayrı bir manyak, annesi ayrı bir manyak. çocuğunda böyle olması normal ama poyraz gibi bir adamı seviyorken nasıl başladı alkole bunu bir ara anlatmalılar bence. bi ara poyraz'a "senin sefil hayatından dolayı" gibi birşeyler dedi ama poyraz'ın zaten para babası olmadığını biliyordu. bu onu alkolik yapmaz bence. o yüzden bir flashback ile begüm'ün alkolik olma evresini bekliyoruz. tamam begüm hafif çatlak bir kadın ama sonuçta bir anne ve hiç bir anne bence çocuğuna baban mı ben mi demez. senaristler begüm'e bunu yaptırmasaydınız iyidi.
Şebnem Hassanisoughi, gerçekten çok iyi bir oyuncu. çok çekici bir kadın. burçin terzioğlu'nun yüz güzelliği tartışılmaz ama bu kadının yüzüne bakınca çekicilik ve resmen "kadınlık" akıyor. poyraz ağzının tadını biliyormuş.*
son olarak mümtaz'ın müdürü; ulan sen nasıl bir müdürsün ki eski polisin sana amirim bir işler çeviriyor müdürüm. beni meslekten attırdı al ses kaydı demesine rağmen salak salak gidip mümtaz'a poyraz bana geldi diyebiliyorsun. mümtaz'da ağzına balı sürdü müdür poyraz'ın olayı kapadı hemen. böyle müdürler harbiden var mı ya?
--spoiler--
ve varsayımıma gelirsek;
sema ölmeyecek poyraz sadece yaraladı. babanın karşısına çıkınca muhtemelen olayı anlatacak ve başka bir köstebek var diyecek. sema'yı vurması yukarıda dediğim gibi sadece hain olmadığını göstermekti. begüm'ün kağıdı bulmasından sonra ayşegül ve poyraz arasına çok sert bir giriş yapacağı aşikar. açıkçası zafer ölür ve bahri umman'ın karşısına çiğdem soner'in babası emekli olunca mafya olup çıkar diye bekliyordum ama dizimiz türklüğünü kaybetmeyerek ana karakterlere dokunmayacak bunu da anladık. o yüzden sema ölmez ama yeni bir hastane sahnesi bizi bekliyor gibi...
ayrıca bahri baba hassa elaman grubu olan taş kafa, sefer ve zülfikar'a gelince ki bunlara sadrettin'i de koyalım. ulan malatyalı sabri dördünü paket etti bunların, ondan sonra zülfikar'ı eski bir emniyet amiri kaldırdı. taş kafa'da salak salak bakınırken bir şokla zülfikar'ı kaldırmalarını sağladı. sema bir araba kazası ile taş kafayı atlattı. sefer, bir adamı sema'dan uzak tutamadı.
tamam karakterler güzel lafımız yokta biraz dizideki mesleklerini profesyonelce yapsınlar. dizide mesleğini profesyonelce yapan iki kişi var biri poyraz biri de sema. bahri baba'da bahri baba olmuş ama düşman edinmemek için doğruları söylememeyi öğrenememiş. sema'ya babasını öldürtme sebebini anlatsa şu an dizi bambaşka bir noktaya giderdi.
neyse izleyip göreceğiz ama normal bölümleri böyle olan bir dizi sezon finalini nasıl yapar yoksa final mi yapar yaparsa da bizi nasıl sikip atar göreceğiz...
edit: songül mümtaz'la konuşurken telefonu ters tutuyordu. bu dizide ters telefon tutma vakası sıkça yaşanır oldu. artık bir mesaj mı var diye düşünüyorum...
