Gerek nevra'nın yanan arabadan sağ çıkması (sadece yüzünde yanık vardı te Allahım), gerek Ayşegül'ün nevra'yı arkasında görünce öylece ölmeyi beklemesi, poyraz'ın ambulansı çağırmak yerine Ayşegül'ü kucağına alıp otobanda yürümesi, meltem'in üçüzleri vb. ile saçma salak bir final yapmıştır. Dizinin ilk 1 saatinde böcek öldürür gibi sadistçe insan öldürmelerine değinmiyorum. ilk sezonun hatrına kaliteli bir final yapsaydınız bari. insana zorla entry girdiriyorlar ya.
Her şeyi geçtim bir Sinan'a üzülüyorum lan. Çocuğun annesi deliydi şimdi de babası delirdi ulan bu ne biçim hayat.
Fakültelerde reyting rekortmeni yayınladığı günün birincisi bir dizi nasıl hiç edilir şeklinde ders olarak okutulması gereken dizi.
Adil topal diye insanlık dışı şeyler gösterildi ve ucuz ajitasyon ile prim yapılmaya çalışıldı.
Bizim diziler karakterlere çok bağlı. Atıyorum bahri babayı çaaaat diye durup dururken öldürüp yoluna devam etsen flashback vs yapsan kral olurdun . Bunlar ne yaptı diziyi sırtlayan sefer Zülfikar ikilisinin 1 saniyelik görüntüsünü bile jenerikten çıkardı o kadar kindarlar. Sonra bakın ben size Oğuz Atay okudum ama. Hadi oradan.
izlemediğim ama finaline baktığım dizi. adını feriha koydum gibi olmuş sonu. sevgilisi öldükten sonra adam delirmiş. poyraz'ın yolu diye devam etsin bari.
Ulan biri de beni poyraz' ın Ayşegül' ü sevdiği gibi sevsin dedirten finale sahip dizi. Sıkı takipçisi değildim ama son dönemde izlenebilir nitelikte birkaç diziden biriydi..
Ne kolay alırız o sözcüğü ağzımıza.
Kendimizi de sevdiğimizi de düşünmeden.
Ölüm.
Yaşanılan olaylar iki dakika sonra karşımıza mesaj verici herhangi bir şeyle gelir.
Birbirini sevenler için nasıl zor oldugunu tartışacak seviyede olamadım hiç ama,
Sevince en çok neyi istersin bunu tartışacak seviyedeyim.
O çok Mutlu olsun istersin, en çok o huzurlu olsun.
Ama aslında en çok ölmesin istersin.
Ölmesin.
Minicik parmağının ekrana iki kere dokunması yaşam belirtisidir.
Ve bunu bilmek iyi gelir.
O gece Bi nebze daha kolay uyursun.
Her gecen gün başka bişi öğrenir ya insan.
Birinin nefreti olmak, sevilmemek, aldatılmak, hiç görülmekten daha dibe batabiliyormuş insan.
Ölü yada diri, yani derin Bi boşluğa layık olmak.
Belki de doğrusu hep buydu da insan kendine yakıştırmıyor.
'Haberin var öldüğümden. Yoksa da içinde öldüğümdendir.
Ola ki dirime şahitlik etmek istersen, şifrem aynı.'
Son bölüme değil bu 2016 sezonun da sapıtınca hiç bir bölümüne bakmadıgım dizi özellikle oğuz Atay muhabbeti içimi sisiren detayların başında idi bu dizide.
Oğuz atay gibi kıymetli bir yazarı andıkları her fırsatta sanki poyraz degil de 'hikmet' konuşuyormuş gibi hissettirdikleri için ayrıca sevdiğim diziydi. Reyting uğruna 3 bölümde kafası kesildi resmen.