kimi; "şeyh uçmaz müridi uçurur!" der ve şeyhin, arkasından gidilebilecek bir rehber, yol gösterici olabileceğine dair tüm emareleri beynin en uzak ucundaki atıl bilgiler rafına kaldırır. ona göre; "şeyh"lik makamı açık hava sahnesi ve "şeyh"de uçurulmaya müasit, içi hava dolu bir balondan ibarettir. şeyhin uçuş kabiliyeti, müridinin mübalağa sanatındaki ustalığına bağlıdır. esas zor olan işi posta oturan değil, o posta oturanın yükünü omuzlayan müridin yaptığını savunur..
kimiyse; "şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır!" der ve bu sözün ilahi bir kaynağı olduğuna tüm benliğiyle inanır ve "şeyh"i yol gösterici, klavuz ve rehber özelliklerinden soyutluyarak, onu kendi zihninde hiçbir insanın ulaşamayacağı mücerred bir makama oturtur. eksik ve noksanlardan beri velilerin velisi olarak tanımlar... bağın sağlam olması için diğer tüm bağ ve bağlılıkları çözerek, dizlerinin ve dilinin bağlanması için sadece ondan medet uman mürid, şeyhini uçururken kendide onunla beraber uçar gider farkına varmaksızın. ayakları yerden kesilen mürid, yere düştüğünde kuş tüyünden yatakla karşılanmaz. gerçeğin, hakikatin keskin yüzü, uçmanın bedelinin yere düşmek olduğunu hatırlatır. acıtır ve kanatır...
ilk yavrucak, kendi hava sahasını yine kendi tabiriyle; akıldışı tüm uçucu maddelere kapatmıştır.
ikinci yavrucaksa, klavuzu rehberlikten çıkarıp, yolun kendisi yapmıştır.
bunları boşuna anlatmadım tabii ki. 12 haziran seçimlerinde şahit olduğum bazı olaylar bana, yakında postumu giyip bekleyeceğim dedirtmiştir. cemaatlerin her seçimde ayrı bir tarafı, görüşü, partiyi desteklediğine defalarca kez şahit olduk. lakin ilk defa bu seçimlerde bir tarikatın seçimin bir tarafında olduğunu açıkça gördük. en azından diyebilirim ki bize böyle aksettiridi. yoksa post sahibinin, "gidin falancaya oy atın" diyeceğini zannetmiyorum. bu ancak olsa olsa, şeyhin çevresindeki dal kavukların yaptığı bir dangalaklıktır. hadi diyelim ki böyle bir olay vuku buldu, şeyh hakkaten "şu partiye oy atacaksınız" dedi . işte bu noktadan sonra post sahibinin işaret ettiği partinin sorgulanmasından daha doğal bir şey yoktur. ve sorgulanmalıdır. işte bu sorgu sırasında şeyhini uçuran müridlerin varlığına şahit olduğumdan dolayı, yakında bende postumu giydim bekliyorum diyeceğim..
elbet en azından bende bulurum birkaç mürid, beni uçuracak..