postmodern şiir denemeleri

entry364 galeri1
    314.
  1. Altında Kot pantolon,
    elinde yetmişlik şişe,
    kızım bu erkeklik değil,
    erkeksen ayakta işe.
    2 ...
  2. 313.
  3. uzaklarda bir yerde varlığında var yokluğunda
    varlığın yaşam kaynağım,sebebi yaşamımın
    yokluğun düşünmekten kaçtığım,katili uykularımın.

    esd'den-varlığıma atfen.
    1 ...
  4. 312.
  5. nazlı yarim çok sevsene beni
    göbeğini göbeğime yapıştır
    ama ben çok küçüğüm
    ürkütme, yavaş yavaş alıştır.

    hep seven sen ol beni
    göbeğini göbeğime yapıştır
    beni öpersen çok korkarım
    acemiyim yavaş yavaş alıştır.
    1 ...
  6. 311.
  7. "kaosum ben", varlığımın saçılmışlığı
    Kaos ki düştü kuantumun seyrinden
    Ne yanımdan şimdi eksilir kaldırımlar
    Of! ki "Levlake" sessizliğin ezberinde

    Oynayan çocuk dinleyecek beni
    Kaosa düşmeyi bilmeden daha
    Elinde karabasan çomağı

    Yalvarışlar taşacak bu geceden
    Yine fısıltının fermuarı açık
    Yoruluyorum yazacakken
    Beni dairenin bir ucuna kondurun
    Ne yazık! Ne yazık!
    2 ...
  8. 310.
  9. 309.
  10. gene sövdüm modemime,
    kesilince internetim,
    baktım 4 ışık yanıyor modemde,
    anladımki hata başka yerde,
    bir umut install edildi ansızın beynimdeki hücrelerde,
    elim mouse a gitti e simgesine çift tıklayım diye,
    umutla bekledim google çıksın diye,
    çıkmadı deli gönül çıkmadı,
    kahretti beni yine.
    1 ...
  11. 308.
  12. poison dinler yanar ağlarım
    amerikan teenslasherlardaki sevişmeleri ararım
    ben seninle
    sadece gitmek zorunda olanların bildiği
    60ların bi kolej mezuniyet partisinde
    otoparktaki amerikan arabada
    sevişme ihtimalimizi sevdim.
    çok gezdim sensiz çok seviştim
    tutku değildir dediler beni dinlemediler
    ey güneşin kızı ey kahpenin
    sen bensiz kimlere verdin
    ben sensiz diyar diyar gezdim
    mülki islamı, fars diyarını
    oryantalist oldum beybi
    oh beybi ah beybi
    sen bensiz kimlere verdin
    3 ...
  13. 307.
  14. havada kaldı mesajlarım,
    mesaj kutun mu dolmuştu?
    yere düştü laflarım,
    yoksa gönlünde mi dolmuştu?
    1 ...
  15. 306.
  16. resté tout seul dans un dortoir noir
    Je suis en train de mourir
    Moi, il me reste toute une vie pour pleurer
    Parasité malgré moi,
    ne me laisse pas un place pour m'asseoir
    une hirondelle circule
    dans un grand bleu et gris
    qui glaçent la raison
    et toi, ne t'inquiete, calme-toi !
    je m'en vais...

    la paz / les reves plastiques
    1 ...
  17. 305.
  18. bu gün ben ilk defa ölümü düşündüm,
    ve korktum.
    0 ...
  19. 304.
  20. gel demek istemiyorum artık sana
    hiç birşey söylemek istemiyorum sana
    bir gün nasılsa aşk furyasında kaybolursun
    işte o vakit gözlerinde beni bulursun.
    0 ...
  21. 303.
  22. değişmeyen tek şey değişimdir.
    buna rağmen değişmesin isteriz
    vücut bulmuş heykellerimiz
    baktık mı içini görelim
    oysa geçmiş
    kendi içinde dürüsttür
    geçmişe güvenebilirsin
    ama geleceğe yalancıdır
    hatta iki yüzlü olmaktan bile çekinmez çoğu kez
    istersen yargıla
    istersen damgala pullarını
    sonra gönder gönderebileceğin kadar uzağa.
    0 ...
  23. 302.
  24. işi bilmneyen insanların yapmaması gereken çünkğ yaptıklarında saçmalama potansiyelini aştıkları bir dudumdur.
    1 ...
  25. 301.
  26. meczupluk heybeme katılmamıştı bir
    ertelenmiş bir birliktelikten öte değil bir
    vişne reçeli kıvamına geldi kanatlarımdaki ağrı
    kahverengi en gerçek en toprak sen
    düşlüyorum abdullah olup, koşmanı
    bu havalarda bana yürümen kafi tanrım.
    4 ...
  27. 300.
  28. darötesi ışıklar vuruyor gözüme ben nerdeyim
    morötesi requim dedi şair vurulmadan önce
    o şair vurulmadı
    o şari yorulmadı
    kimileri tek başına yürür kimisi sürüyle
    abimden öğrendiğim postmodernite
    depecme mod'a soktu beni
    uygarlık talan olsun yıkılsın modernite
    herkes kadar enteldir abim
    her entelde vardır fular
    abimin fular yok
    yap satarım
    bal satarım
    abim fular istemez
    abime fular satamam
    herkes kadar hıncal uluç değilmiş abim
    sezen aksu sevmez
    kafası önde
    neyine bakar anlamam başı hep önde
    kamburunu dövdüğümün dünyasında
    bizde övünüp çalışıp güvensek
    milli olsak
    onları yensek
    bu ne biçim massive attack
    Inertia Creeps üç yüz saat dinlesek
    hiç olmaz kafamız
    biz çok darbeler gördük
    çocuk bile değildik darbelerle yorulduk
    ben yoktum postmodern darbe görmüş abim
    bi yerde tank gezmiş geri gitmiş
    darbe olsa da evde kestane patlatsak diyen
    iyi niyetli insanlar var biri ebem
    ebem kuşağında boğulsun
    darbelerciler sancılansın
    biz altmış sekiz kuşağı değiliz
    bizim en sevdiğimiz kuşak ebem kuşağı
    birde parlement sinema kuşağı varmış starda
    abim benden büyük, bir kere uyumuştuk tiyatro da
    ama hep sevdik seyrettik oynadık
    darbe olsa da darplansak
    artık sanat yapmıyor paşalar
    kenan paşa hariç
    gitsek ya sergisine
    darbeli matkap
    bu ülke postmodern darbe gördü beyler
    postmodern şiire ne hacet?
    soru işareti.....
    1 ...
  29. 299.
  30. milyarlarca nöron, trafiğe takılmış yine
    her taraf korna sesleri, ortalık kıyamet
    melatonin denen melet uğramaz mı hiç bedene
    ışık, biraz daha ışık, girmez bu goethe

    köşe başında bir adam,
    tekrarlıyor adını ve soyadını durmadan
    amnezi geçiren beygirler gibi,
    böğürüyor - hu ay em, hu ay em ?

    sperm damlaları arasında yüzen yüzler,
    cinsiyetsiz fetüsler,
    sokak kazan gibi kaynıyor,
    içinde bacaklar, memeler, götler...

    not: http://birdadakomplosu.blogspot.com sitesinden alıntıdır !
    0 ...
  31. 298.
  32. Hava soğuk bulutlar sessiz bir ıslık
    Yıldızlar birbirine çoktan küsmüş
    Ben mi?
    Ben hala sendeyim
    Mevsim artık sonbahar.
    0 ...
  33. 297.
  34. Karmaşığım hemde gereğinden fazla
    Kalbim sıkışıyor
    Nedeni mechul
    Belki biliyorum ama söylemekten korkarak
    Güneşimi bekliyorum.
    0 ...
  35. 296.
  36. biliyorum eski degilim,
    ben burada yeni yetmeyim,
    ama biraz tecrubeliyim,
    kismet olursa buradan emekliyim.
    0 ...
  37. 295.
  38. aşk mı dedin anlamadım?
    ha şu mesele
    yok diyorlar öyle bir şey
    sanal diyorlar
    ya da banal

    sanal olanı güzel oluyormuş
    aynı anda beş kişiye aşık oluyorsun msnden
    birine canım diyorsun, birine balım, birine kuşum
    ben sabah ne yediğimi unutmuşum
    sen bana aşk diyorsun
    aşk olsun sana dostum aşk olsun
    aç koynunu kuş konsun

    bu da böyle bir anımdır...
    0 ...
  39. 294.
  40. * şahsım odunmuş.
    dedim
    yanacak birileri lazım
    o yüzden ben gibi odunlar yaratmış
    rabbim.

    ki kafayı sıyırttırmış
    kıvılcım çıksın tutuşsun diye
    bilirim.

    sucu çocuk yetişmediğin için imdadıma
    pardon deme
    küsüm fransızcaya

    külümü kimse bir yere savurmasın
    bir ölüm yetmez çünkü
    bir de asın
    1 ...
  41. 293.
  42. orospuya şiir:

    sen...

    el değmeden kotarılmış hijyenik sevişmelerin kadını...

    ben...

    kotinü sistem zeytin yağı üreten bir fabrikanın fikir işçisi...
    yakam bağrım açık, amele yanığı,
    düğmeleri kopuk gömleğimin makina yağı her bir yanı...

    seviyorum seni güzel kadın,

    yeryüzünde mutlak eşitlğin varolduğu tek yer belki de "oracığın"

    sen...

    hava bile değmeden başarılmış sikişlerin dezenfekte kadını...
    ayrı gayrı yok, hepsi bir yanında; kürdü, türkü, çerkesi, lazı...
    2 ...
  43. 292.
  44. gel buraya soslu mısır alacağız,
    kaldırmazsan onu darılacağız;
    lamba ampulle çalışır
    hemen çabuk alışır.
    1 ...
  45. 291.
  46. 290.
  47. daha yeni alınmış spor ayakkabı gibi
    gıcır gıcır bir suluboya portreydin
    evin hınzır çocuğu pek severdi seni
    rengarenktin

    seni hep yanında taşırdı
    koltuğunun altına alıp
    onun boyuna büyük gelirdin
    zorlanırdı taşırken seni
    ama bırakmazdı
    rengarenktin!

    zaman geçmişti
    hava soğumuştu
    güneş yüzüne vurmuyordu artık
    artık renklerin parlamıyordu

    alıskanlıktın onun için
    artık sadece alışkanlık
    sigara gibi
    bırakmak isterdi
    ama kolunun altının boş olmasını göze alamazdı
    hep cesur göründüğü halde

    bir gün dışarda sen yine koltuk altındayken dolaşırken
    burnunun ucuna bir damla düştü
    senin daha önceden asılı durdugun duvarın tam karsısındaki
    televizyondan gördügün yagmurun gelmekte oldugunu anlaması pek de uzun sürmedi
    yazın başından beri yağmur yağmıyodu
    özlemişti yağmur altında su birikintilerinin üstünden zıplamayı
    seni taşırken zor oluyodu koşturması
    katlamaya çalıştı
    ama çerçevelerin vardı, beceremedi
    o da seni yağmur dinince almak için bi köşeye bıraktı
    ama usulca değil, umursamazca...

    koşturdu yağmur altında fütursuzca
    zıpladı su birikintilerinden dilediğince
    sonra yoruldu, yağmur da dindi zaten
    sen geldin aklına
    koşarken uzaklaşmıştı bile seni bıraktığı yerden
    almaya geldi

    ama yağmur gözyaşı olup akıtmıştı boyalarını
    renklerin parlamıyordu güneş tam tepende olduğu halde
    artık bir portre değildin bile
    eskiden en hası olduğun halde
    artık rengarenk değildin
    ve o
    sadece rengarenkleri severdi...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük