beirut'un oldukça keyifli, tekrar tekrar dinlemenin farz olduğu şarkısı.
sözleri:
the times we had
oh, when the wind would blow with rain and snow
were not all bad
we put our feet just where they had, had to go
never to go
the shattered soul
following close but nearly twice as slow
in my good times
there were always golden rocks to throw
at those who admit defeat too late
those were our times, those were our times
and i will love to see that day
that day is mine
when she will marry me outside with the willow trees
and play the songs we made
they made me so
and i would love to see that day
her day was mine
öyle bir şarkı düşleyin ki.. sizi nefes aldığınız atmosferden uzaklaştırsın. böyle yeşilin en güzel tonlarının bulunduğu çimenliklere, iç açıcı gökyüzüne, mavi sulara doğru götürsün. şarkının ritimleri doğanın bu güzel manzarasında yankılanıp dursun.. dans edin döne döne. sıyrılmışsınız dünden, bugünden, yarının getireceklerinden. tek şey biliyorsunuz: huzur. ve özelsiniz bu yeryüzünde!
işte böyle birşey bu şarkı..
afiyet, bal şeker olsun!
musevi veya balkan muziklerini andiran, insana uzay-zamanda sabit oldugunu unutturan, hayalgucu hizlandiricisi, bir nevi cicek durbunu gibi parca. soyle ki, ne zaman dinlesem ben de kendimi akdenizde bir adada**, limana karsi kucuk bir kasaba kahvesinde oturmus, anneme kartpostal yaziyormus gibi hissediyorum. farkli melodi ama benzer etkiye sahip bir baska parca icin (bkz: island in the sun).
film müziği olabilecek tadda ve kısa bir süreliğine de olsa sizi bulunduğunuz ortamdan uzaklaştırıp bilmediğiniz yerlere gitmiş gibi hissettiren beirut şarkısı.