bundan birkaç hafta önce rte biz sizin arka sayfa güzellerinize karışıyor muyuz; bu ülkenin değerlerine aykırı bunlar diyordu.
işte bu gazete türkiye de en fazla okunan gazete; hem de akşam 7 de apartmanların önünde okunmamış halde duran ve sonra bir milyon adet sattığını iddia edenler gibi değil.
posta gazetesinin iki sayfa cinsellik bölümü yayınlayarak yakaladığı başarı. burda yönetim kadrosunu okuyucuya hitap etme konusundaki başarılarından dolayı tebrik etmek gerekir.
millet olarak çok büyük cinsel sıkıntılar içindeyiz vesselam. hatta tek sıkıntımız apış aramız.*
edit:bu arada posta gazetesini ucuz ve çok sayfalı olduğu için alanlarımız da vardır. işte onları yukarda belirttiğimiz kişilerden ayrı tutmak gerekir, zira onlar en asil duygunun insanlarıdır.
sofra bezi niyetine lazım oluyor meret.
diger gazetelerin iç sayfalarında yer alan ama aynı zamanda halkın ilgisini çekecek haberleri manşette vermesi ve tabi ki haydar dümen faktörünün de etkisiyle gercekleşen hadisedir. ayrıca bulmacaları da fena degil. *
posta gibi manşetine bir aile faciasını, veya yerel bir olayı atabilecek kadar gündemin dışında seyreden ve insanları o yöne itmeye çalışan bir gazetenin türkiye'de tutması olayıdır.. ayrıca popüler kültüre dayalı içi boş haberciliğin ne denli prim yapabileceğinin göstergesidir.. lanet olsundur..
1,5 ay sonra 21. yaşımı bitirmiş olacağım. 4,5 yaşında okuma yazma öğrendim. 10 yaşından beri gazete okuyorum, okuduğum gazete de her zaman posta oldu. yani yaklaşık 11 yıldır bu gazeteyi okuyan biriyim. önceki entrylerin çoğuna şaşkınlık içinde eksi oy verdikten sonra, * savunmaya geçeceğim. kanald ile, aydın doğan ile, rıfat ababay ile falan hiçbir maddi manevi bağım yoktur.
dakikalar önce okudum bugünkü postayı. açıp bakabilirsiniz, çoğunuzun evinde vardır, ya da otobüste, vapurda, mutlaka bir posta gözünüze çarpar.
'aşk faciası' demiş büyük puntolarla, eğlence dönüşü otomobilde tartışmaya başlayan sevgililerden bayan olan, arabadan inip uzaklaşmaya çalışan sevgilisinin ardından karşıdan karşıya geçmeye çalışırken ölmüş.
solda kamer genç'e saldırıyla ilgili bir haber. sağda 'barış gelinine sarıgül vedası.' alt tarafta hollanda'nın yeni genelkurmay başkanı'nın oğlunun afganistan'daki ölümünden bahsediyor. üst tarafta ise alkollü olduğu için tedavi edilmeyen bir bayanın, onun yanında da öğrencilerine 'rabbim geri döndür' isimli bir vcd izleten din öğretmeninin haberi var. mavi, kırmızı, yeşil, mor renkler göze çarpıyor, büyük puntolar, açıklayıcı, birkaç cümlelik altbaşlıklar, haberleri okuma isteği uyandırıyor.
sayfayı çeviriyorum. 2.sayfa magazin haberlerine ayrılmış. hande ataizi'nin philippe amram'la aşkı, yasemin ergene ile izzet özilhan'ın sözlenmesi gibi haberlerin olduğu, resimlerle dolu bir sayfa. 3.sayfada rauf tamer'in her zamanki hemen okuma isteği uyandıran uzunluktaki yazısı. altında fuhuş yapılan bir otelde basılan polis müdürü.
4. ve 5. sayfada beyoğlu'nda öldürülen gençten, vana için öldürülen 5 kardeşten, 'uzman doktor yok' diye kapı önüne konan felçli hastadan vs. bahsediliyor. 'işte hayat' başlığı altında hayattan ibretlik haberler. yine rengarenk, haberleri adeta özetleyen resimler eşliğinde.
Sonra 5 sayfa süren detaylı ekonomi haberleri.
12.sayfada haydar dümen'in de dahil olduğu 3 doktorun, halktan gelen cinsellikle, ürolojik sorunlarla ilgili sorulara verdikleri cevaplar var.
yan sayfada 'televizyon hastası' mesut yar'ın 'hakkaten bak ben de bunu düşünmüştüm' diyeceğiniz yorumlarıyla yeni-eski programlarının gidişatıyla ilgili bilgiler ediniyorsunuz. altta da kanal kanal nerede ne var öğreniyorsunuz.
15. sayfa 'sağlık' sayfası. bu haftaki dizide, üst tarafta kanser, alt tarafta depresyon ile ilgili bilgiler yer alıyor.
16.sayfada yazgülü aldoğan, 'aşk doktoru' mehmet coşkundeniz ve güler kazmacı'nın yazıları var.
17.sayfa magazine ayrılmış. avrupa yakası'nda oynayan çağla şikel'in rolünün, en başta aysun kayacı'ya teklif edildiğini öğreniyoruz. vs.
Sonraki 4 sayfada 'haber hattı' var. gündeme dair konuşulan, tartışılan, ana haberlerde yer alan ne varsa bu sayfalarda bulabilirsiniz. mehmet ali birand'ın yarım sayfalık yazısının yanındaki sayfada da yine türkiye'nin en iyilerinden biri hakan çelik'in yazısı var. simsiyah, resimsiz değil, rengarenk ve resimlerle süslenmiş bu sayfaları da insan zevkle okuyor.
ardından seri ilanlar, reklamlar geliyor. arada 'hayatımız film' diyen burak göral'ın vizyona giren filmler hakkındaki eleştirileri var.
3 sayfa da spora ayrılmış. iddiada 184.9 katı kazandırmışlığı vardır. son sayfada da bir yıldır uyumayan çocuğun haberiyle, tayland'da yılanla evlenen bir adamın haberi var.
cumartesi postasından, her gün verilen 4 sayfalık şahane bulmaca ekinden sonra bugünkü posta bitiyor...
hayata dair her şeyden, birçok kişinin bildiğinden daha çok bilebilmek için harika bir ortam yaratıyor posta gazetesi. 11 yıldır ben bunu gördüm. bu gazete sayesinde,
-sinemasever arkadaşımla yeni vizyona giren filmler hakkında konuşabilirim.
-politika, siyasete takmış bir arkadaşımla beraber * akp'ye bok atabilirim, bir yandan 'ama bak, şurada da şöyle olmuş' diyebilirim.
-tiki arkadaşımla yeni açılan bir mekandan konuşabilirim.
-dedikoducu kızlara * yasemin ergene'nin sözlenmesinden bahsedebilirim.
-iki lafının biri cinsellik olan arkadaşıma haydar dümen'in yeni bombalarından bahsedebilirim.
-sağlıkla ilgili herhangi bir muhabbet açıldığında, kanser vs. hakkında söyleyebilecek birkaç şeyim olur.
- * 'ulen polis müdürü eşinin dul akrabasıyla otel odasında yakalanmış' diye dalga geçebilirim.
-ekonomik bilgi birikimi olarak iyi bir 'background' sahibi olabilirim.
-iddia yorumlarına bakabilirim, zevkle bulmaca çözebilirim.
vs.
vs.
'her şeyden' 'bir şeyler' bilmek, ilgilendiğiniz konu hakkında * da sonradan en iyi bilgilerle donanmak için posta çok iyi bir araçtır. 'başarılı olana çok bok atılır' muhabbetlerine falan hiç giremeyeceğim, bulmaca çözme vaktim geldi...
akp'nin yüzde 47'lik bir seçmen kitlesine sahip olduğu ülkede garipsenmeyecek durumdur. ha bir de zaman denen gazetenin türkiye'nin en çok satan ikinci gazetesi olması durumu var ki o da ayrı bir tartışma konusu.
ucuz olmasından ve çabuk okunmasından dolayı olabilir. mesela ben de otobüs falan beklerken cebimdeki bozuklarla alıyorum bazen, iki göz atıp bırakıyorum oraya.