sigur ros, Godspeed You Black Emperor gibi müzik gruplarını da dinler. taraf, radikal gibi gazeteleri de okur. cnbc-e dizilerini de izler. nihal atsız kitaplarını dekonstrüktif bakış açısı ile irdeler. soner yalçın gibi bilimkurguculara bile mesafeyle bakar. türkiye'nin "ab" ile uyumlu olması konusunda herhangi bir dünya vatandaşından farksız değildir.
ülkü ocaklarına gittiğinde konuşulan sıradan, insanlık adına en bayağ ve bayat muhabbetlere bile yeni bakış açıları getirmesiyle ortamdakileri büyüler. siyasetin, savaşın başka araçlarla devamı olduğunu bildiğinden, tsk operasyonlarına da içten içe karşıdır ve kürtlere siyaset yolunun açılması konusunda tavrı nettir.
ama gelin görün ki, en naif milliyetçi duygulara bile hunharca saldıran(!) bizim gibi "savaş" karşıtı ve "barış" yanlısı görünüp de alttan alttan "dünya ticaretine ve siyasetine" yön veren!lerin her geçen gün o güzelim milli duygulara saldırarak servetlerine servet kattıklarını gördükçe bu duruma karşı şovenist ve gerici olmaktan başka çıkış yolu göremeyen, bu minvalde yeri gelir atatürk'ü, yeri gelir nihal atsız'ı yeri gelir malcom X'i putlaştırmaktan da geri durmayan, tabir-i caizse terkedilmiş bütün geleneksel düşünce alışkanlıklarını bir tür yeni küresel düşünce sistemleriymiş gibi görüp, lacancı anlamda, "olumsuzun olumlanmasına" giderek yürek kabarttığı konuların üstüne giden bir tür karanlık şovalyedir.
"allah(!)" belamızı versin ki bu adamların ne kadar ulvi ve ne kadar derin insanlar olduklarını görememişiz bugüne kadar.
azizim bunlar aslında mürekkebi hokkadan yalamış insanlarmış. problem bizdeymiş. boşuna okumuşuz görmüşüz o kadar.
platoncu anlamda doxa'ya düşen ve saçmalayan bizlermişiz aslında.
